‘’Hey gidi günler!’’ diyesi geliyor insanın.

Üniversiteler sayılı, akademisyenler itibarlı, akademik ünvanlar ise adeta mücevher gibiydi.

Şatafat cübbede değil, beyinde idi.

İlim nişanları idi akademik ünvanlar.

Doçent olmak hiç mi hiç kolay değil, proesörlük ise alanının duayeni olmakla eşdeğerdi.

Kalemlerinden ve dudaklarından ilim dökülen idollerdi hepsi.

Sonra ne oldu?

Önce üniversitelerin sayısı arttı.

Kadrolar kapanın elinde kaldı.

Akademik ünvanlar adeta ‘’yan sanayi ürünü’’ gibi ‘’ucuzladı’’.

Ülkemizde de durum hiç mi hiç farklı değil değerli okurlar.

Sadece tıp değil, hangi alan olursa olsun, üniversiteler aldılar sazı ellerine!

YÖDAK sadece baktı!

YÖDAK baktıkça, üniversiteler coştu adeta!

Geleni doçent, gideni profesör yaptılar!

Üniversite kapısının eşiğinden girene ‘’Bundan sonra adının önünde Yrd. Doç. var!’’ dediler!

Güya YÖDAK verirdi akademik ünvanları.

Kendine hayrı olmayan kurumun, yetki ve insiyatifi üniversitelere devretmesinden başka bir şey değildi gelinen durum.

Hatta üniversite sahipleri öyle bir ileri gittiler, aşırıya kaçtılar ki, gaza gelip, kendi kendilerine bile akademik unvan verdirttiler!

Sakın abarttı demeyin değerli okurlar. Yakın gelecekte, tüm üniversite sahiplerinin adlarının önünde birer Prof. Dr. ünvanı görürseniz hiç şaşırmayın!

Akademik ünvanlar neden önemli peki?

Ünvanlar, ilim irfan göstergesidir aslında…

Bilimsel üretimin, yeniliğin, akılcılığın, gelecek nesle bırakılan mirasın bekçilerinin ünvanlarıdır aslında onlar!

Tevazunun, sorgulayıcı beynin, merağın, araştırmaya susamışlığın ünvanlarıdır onlar!

Peki ülkemizde nedir akademik ünvanlar?

Tenzihleri bir kenarda tutarsak, çoğu ambalajdır değerli okurlar!

Günümüzde her şeyin reklama endeksli olduğu gibi, üniversitelerin de adeta gözlere sokacakları en verimli reklam unsurlarıdırlar…

Elinizi sallasanız doçente, profesöre çarpacak adeta!

Gerçi kimse kanmıyor artık ülkemizde verilen akademik ünvanlara.

Gülüp geçiyoruz çoğumuz.

Onca üniversite var ülkemize,

Ambalajlı binaların içerisinde…

Onca insanlar var üniversitelerde,

Ambalajlanmışlar akademik ünvanlarla…

Meğer bilim gitmiş, reklam kalmış geriye,

İlim irfan çürümüş, akademik ambalajın içerisinde…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899