AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kürşat Zorlu, AK Parti Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü programında, “Üye ve gözlemci devletlerimizle birlikte yürüdüğümüz bu yolda, gönül coğrafyamızdaki hiçbir kardeşimizi de geride bırakmayacağız. İnşallah en kısa zamanda gözlemci statüsünde aramızda bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) tam üye olarak teşkilata katılmasını ümit ediyoruz.” dedi.
Zorlu ayrıca, Nahçıvan Anlaşması'nın imzalandığı 2009'da 1 trilyon dolar olan Türk devletlerinin toplam hasılasının 2024'te 2,1 trilyon doları aştığını belirterek, "Anlaşıldığı üzere dengeler lehimize değişmektedir ve Türk devletleri hem dünyada hem de bölgelerinde başrol olma yolunda hızla ilerlemektedir." ifadesini kullandı.
Zorlu, AK Parti Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü programına katıldı.
3 Ekim 2009'da imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile Türk dünyasının resmi olarak bir çatı altında buluştuğunu belirten Zorlu, Asya ve Avrupa'yı buluşturan geniş bir coğrafyaya yayılmış Türk dünyasının işbirliğinin, bugün bölgesinde ve ötesinde barış, refah ve istikrara hizmet etmeye devam ettiğini dile getirdi.
Zorlu, "Dilde, fikirde, işte birlik" şiarının kendilerini bir millet gibi sımsıkı bağlayan büyük idealin ifadesi olduğunu, bu ideali hayata geçirmek için var güçleriyle çalışmaya kararlı olduklarını vurguladı.
Birlik, beraberlik ve dayanışma azminin Türk dünyasının küresel sınamalar karşısındaki en önemli gücü olduğuna dikkati çeken Zorlu, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesinde son yıllarda hayata geçirilen girişimlerin ülkeler arasındaki ekonomik ve stratejik bağları güçlendirdiğini vurguladı.
- "Türk devletlerinin dünya ticaretindeki toplam payı yüzde 2,43'e yükseldi"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zorlu, şöyle konuştu:
"Nahçıvan Anlaşması'nın imzalandığı 2009 yılında, Türk devletlerinin toplam hasılası 1 trilyon dolarken 15 yılda bir mislinden fazla artarak 2024 yılında 2,1 trilyon doları aşmış durumdadır. Dünyanın toplam hasılasından aldıkları pay ise 2009 yılında yüzde 1,68 iken 2024 yılında yüzde 1,92 olmuştur. Anlaşıldığı üzere dengeler lehimize değişmektedir ve Türk devletleri hem dünyada hem de bölgelerinde başrol olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Diğer yandan 2009 yılında 540 milyar dolar olan Türk devletlerinin toplam dış ticaret hacimleri, 2024 yılında 1,2 trilyon dolara ulaşmıştır. 15 yılda cari olarak 2,2 katına çıkan dış ticaret hacmi aynı zamanda nispi olarak da artış kaydetmiş, Türk devletlerinin dünya ticaretindeki toplam payı yüzde 2,1'den yüzde 2,43'e yükselmiştir. Türk devletlerinin kendi aralarındaki ticareti ise 2024 yılı itibarıyla 70 milyar dolar seviyesindedir."
Zorlu, Türkiye'nin, Türk devletleriyle olan dış ticaret hacminin arttığını ifade ederek, 2009'da 7,5 milyar dolar olan toplam dış ticaret hacminin 2024'te 25 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.
- "Ortak alfabemiz ve dil birliğimiz bizleri daha da yakınlaştıracaktır"
Son 15 yılda TDT'nin, ülkeler arasında ticaret ve yatırımı teşvik ederek ekonomik işbirliğinin derinleşmesinde önemli rol oynadığını ifade eden Zorlu, şöyle konuştu:
"Bugün ulaştırmadan enerjiye, dijital ekonomiden tarıma, eğitimden turizme kadar 30'dan fazla başlık ve sektörde çok taraflı projeler yürütmeyi sürdürüyoruz. Türk Dünyası Vizyonu belgemiz uzun vadeli hedeflerimizi ve bu hedeflere ulaşmak için belirlediğimiz yol haritamızı da ortaya koymaktadır. Bu vizyon doğrultusunda dijital ekonomi alanında ortak adımlar atılmasından Türk yatırım fonu gibi somut projelerin hayata geçirilmesine kadar pek çok önemli gelişmeyi birlikte hazırlıyor ve imza atıyoruz. Orta Koridor gibi stratejik ulaştırma projeleriyle kıtalar arasında ticaretin kesintisiz işletilmesine de büyük önem veriyoruz."
Zorlu, Türk dünyasının sahip olduğu kültürel mirasa sahip çıkma ve gelecek nesillere aktarmanın herkesin ortak sorumluluğu olduğunu işaret ederek, "Ortak dil ve alfabe konusundaki çalışmalar, bu anlamda özel bir önem taşımaktadır. Geçtiğimiz günlerde ülkelerimizin katkısıyla ve ortak kararıyla mevcut olan ortak Türk alfabesi, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım adım ilerleyişimizin de bir nişanesi olacaktır. Ortak alfabemiz ve dil birliğimiz, iletişimimizin önündeki engelleri kaldırarak bizleri daha da yakınlaştıracaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Ankara'nın, "2026 Türk Dünyası Turizm Başkenti" ilan edildiğini anımsatan Zorlu, bu kapsamda, gelecek yılın mayıs ayında önemli etkinliklere hazırlandıklarını dile getirdi.
- "Ülkelerimiz arasındaki bağları her alanda perçinlemeye devam edeceğiz"
Zorlu, geleceğe dair hedefler ve vizyon konusunda net bir kararlılığa sahip olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi önümüzdeki dönemi, Türk Dünyası Yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışacağız. Bu hedef doğrultusunda ülkelerimiz arasındaki bağları her alanda perçinlemeye devam edeceğiz. Üye ve gözlemci devletlerimizle birlikte yürüdüğümüz bu yolda, gönül coğrafyamızdaki hiçbir kardeşimizi de geride bırakmayacağız. İnşallah en kısa zamanda gözlemci statüsünde aramızda bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) tam üye olarak teşkilata katılmasını ümit ediyoruz. Türkmenistan ve Macaristan'ın da tam üyeliğiyle birlikte aile meclisimizin bütün yönleriyle tamamlanacağını da umut ediyoruz."
Bugün gelinen noktada Türk devletlerinin uluslararası alandaki itibarı ve etkinliğinin giderek arttığını vurgulayan Zorlu, "Hep birlikte, birliktelik ruhuyla Türk Dünyası Yüzyılı haline getireceğimiz bu yüzyılda, barış ve huzur içerisinde bir bölge, bir dünya özlemiyle geleceğe ilerliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu hedefe aralıksız ilerleyeceğimizin altını bir kez daha çizmek istiyorum." dedi.
Zorlu'nun konuşmasının ardından katılımcılarla aile fotoğrafı çekildi, Türk dünyasına ait şarkılar seslendirildi ve dans gösterisi sergilendi.
Programın basına kapalı devam eden bölümünde, günün anlam ve önemi, TDT bünyesindeki gözlemci ülkelerin üye ülke statüsüne geçiş süreci ve önemi, üye ve gözlemci ülkeler arasında dil, tarih ve kültür alanında ortak strateji ve eylem planının geliştirilmesi, Türk dünyası kurum ve kuruluşları arasında eğitim, gençlik ve akademik işbirliğine yönelik yeni modellerin görüşülmesi, medya ve iletişim ağının güçlendirilmesi, işbirliği sürecinde gözlemlenen zorluklar ve aşılması gereken engeller görüşüldü.




