Yargısız infazlar ve dedikodular ile siyaset yapmak veya siyaseti somut delili olmayan –mış’lar ve –muş’lar ile baskı altına almak artık durmalı.

Ve elbette Başsavcılık “özel jet” krizi ile ilgili raporunu da bir an önce açıklamalı.

Açıklamalı ki, yargısız infazların sonu gelsin.

Yargısız infazların sonu gelsin ki, ak koyun kara koyun ortaya çıksın.

Ak koyun kara koyun ortaya çıksın ki, yapanın da yanına kalmasın.

Ve son Dem’de yapanın da yanına kalmasın ki, siyaset ve Devlet yönetimi dedikodular ve –mış’lar ile –muş’ların gölgesinde kısır siyasi hesaplaşmalar ve kavgaların öznesi haline gelmesin.

Ülke, olağanüstü dönemlerden geçmekte.

Ve ülke siyasetinin karakteri ve ruhu olmuş bel altı vuruşları en azından böylesi olağanüstü dönemlerde rafa kaldırılması elzem.

Zaten iyi gitmeyen işleri daha da içinden çıkılmaz duruma getirmemeli “bel altı vuruşlar” ile küçük hesapların peşinde olanlar.

Ve böylesi bir sorumluluk hem muhalefetin hem de İktidar partilerinin boynunda asılı.

Nedeni ise, memleket yangın yeri ve çıkış noktası ise bir süreliğine siyaseti bir kenara bırakarak ülke için birlikte çalışabilme erdemini gösterebilme başarısında.

Yargısız infazlar ve somut delile dayanmayan eski defterleri açmanın bu dönemde kimseye faydası olmaması bir yana, çıkış arayan ülkeye de vereceği zararın muhasebesini vicdanları ile yapmak zorunda, bugünün seçilmişleri ve siyaset kurumunun kanaat önderleri.

Çatışma ile değil uzlaşı ile çıkmazdan kurtulacağımız olağanüstü dönemleri siyasi çıkarlara hizmet edecek bir zemine döndürmek kimsenin harcı olmamalı.

Ve kimsecikler de unutmamalı ki, böylesi bir zemin herkes için gün gelir kaygan bir hal alır.

Ve elbette kusuru ve/veya suçu sabit olan kimsenin de yaptıklarının üzerine çarşaf çekilmesini toplum vicdanı kabul etmez, etmemeli de.

Ancak ülke ekonomisi batmanın kıyısında ve insanımız ise savaş yılları sonrasında ekonomik yıkım ile hiç bu kadar karşı karşıya kalmadığı böylesi bir olağanüstü dönemin de çatışma siyaseti ile aşamayacağımızı görmek için kahin olmaya gerek yok.

Ve bir gerçek var ki muhalefetin artık tüm samimiyeti ile kabul etmesi gereken.

Eğer bugünün muhalefeti yarın İktidar olsa daha fazla yapacakları hiçbir şey yok.

Ve ellerinde sihirli değnek de olmadığından dolayı ülke siyasetine yön verenler artık yangına körük ile gitmemeli.

Ta ki, ülke Kovid-19’un yaralarını sarsın, Devletin çarkları dönmeye başlasın ve ülke ekonomisi düzlüğe çıksın.

Ve Kovid-19 illeti ile mücadelenin merkez noktası Sağlık Bakanlığı görevine getirilen Ünal Üstel’in yargısız infazlar ile üzerine gidilmesinin de böylesi bir dönemde kimseciklere faydası olmaz.

Ve elbette gerek Hükümet partileri içerisindeki muhalif duruşlar ile ülke muhalefetine de böylesi bir zemini yaratan koşul ise “özel jet olayı” ile ilgili Başsavcılık raporunun henüz açıklanmamasından başka bir şey değil.

Başsavcılık “özel jet olayı” ile ilgili raporunu daha fazla gecikmeden açıklamalı.