KKTC YÖNETİM KADROLARINA AÇIK MEKTUP (3)

ADALET&BÜROKRASİ ETKİLEŞİMİ(1)

Her ne kadar yazdıklarımız ses getirmiyor, kimse kılını kıpırdatmıyor olsa da ben yazmaya, yaşadığımız/yaşamaya devam ettiğimiz ve çözümlenmesi gereken problemlerimizi yazmaya devam edeceğim.

Bu yazımda yaşanmış henüz çözümlenmemiş bir olayı, bu olayda bürokrasi ve adalet sisteminin nasıl davrandığını ortaya koymaya çalışacağım ve bir türlü sonuçlanmayan olaylar zincirini tirajı komik vaziyette bilginize getireceğim.

Döviz Bürolarının Kuruluşu 38/1997 sayılı Para ve Kambiyo Yasası altında, yasanın 9. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden ilgili Bakanlıkça çıkarılan Tebliğe göre yapılır. Bu yazının hazırlandığı tarih itibariyle 16.01.2015 tarihli “ilgili daire müdürünün kişisel hırs ve intikam duyguları ile” ve gerçek amacı devam eden bir davayı etkileme amacıyla hazırlanan Döviz Büroları Tebliği yürürlüktedir.

Bu yazının konusu; 14.07.2005 ve 1123 sayılı KKTC Resmi Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 16.01.2015 tarihine kadar yürürlükte kalan “şu an için eski” tebliğe göre kurulan bir Döviz Bürosunun hikayesidir.

Şimdiki ve eski tebliğe göre Döviz Bürosu kurmaya niyetlenen yatırımcılar tebliğ gereği öncelikle “Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı Dairesinden” (Bundan Sonra PKD diye anılacaktır) ÖN İZİN almak zorundadırlar.

Kurulmasına teşebbüs olunan “XXX” Döviz Ltd. kurucu ortaklarından A Üniversite Mezunu, Banka Yöneticiliğinden Emekli yaşadığı bir olumsuzluk/şanssızlık nedeniyle Karakter Belgesi alamayan bir gerçek kişidir. A kişisi bu durumu bildiği ve 2012 yılında yürürlükte olan tebliğin 6. Maddesinin 1. Fıkrasına göre %10 veya daha fazla hisseye sahip olamayacağı hususunu göz önünde bulundurarak %8 hissesi kendi adına, % 51 hissesi eski personeli B adına ve %41’hissesi eşi C adına olmak üzere Döviz Bürosu kurma amacıyla Ön İzin başvurusu yapar. PKD tebliğin 6.maddesinin 1. Fıkrasını kendi yorumu (kişisel olarak ben bu yoruma katılmıyorum ve yanlış yorumlandığını düşünüyorum) gereği bu müracaatı reddeder.

Döviz Bürosu kurma konusunda kararlı olan ve finans yönetimi mesleği olan A bu kez çoğunluk hissesi daha önce kendi yanında çalışan personeli olan ve bonservisi A tarafından imzalanan B kişisi %55 hisseli hakim ortak, yine bonservisi A tarafından imzalanan eşi C kişisi %45 hisse ile küçük ortak olacak şekilde Ön İzin müracaatta bulunur. Para ve Kambiyo Dairesi bu talebi uygun bulur ve 28.02.2012 tarihinde kurulmasına teşebbüs olunan XXX Döviz Ltd. şirketinin Karakter Belgesi uygun olmayan A kişisinin DİREKTÖR olmasını da uygun bularak kurulmasına onay verir. Daha önce emeği ile geçinen ve şirket direktörü A kişisinin yanında memur olarak çalışan B kişisinin bu kadar parayı nereden bulduğunu v.b. sorgulamak/araştırmaksızın hakim hissedar olmasına onay verir. Diğer kuruluş şartları yerine getirilir ve B kişisinin %55 C kişisinin %45 hisseye sahip olduğu XXX Döviz Ltd. A kişisinin direktörlüğünde (dikkatinizi çekerim A kişisi karakter belgesi alamadığı için Döviz Bürosuna ortak olamamakta ancak, şirketin Direktörü olabilmektedir) Ve direktör bir şirkette kendisine verilen yetkiler çerçevesinde isterse her türlü yasa dışı işlemi yapabilecek yetkiye sahip olan kişidir. Hissedarın birçok iş ve işlemden haberi dahi olmaz, olması da gerekmez.

XXX Döviz Ltd. kuruluşu sırasında işin yönetimini üstlenen direktör A gerçekte gizli ortaktır ve tebliğde istenilen şartları yerine getirebilmek için eski personeli olan ve kuruluş işlemlerini tebliğde belirtilen şartlara uyan B kişisinin adına yapmış ve B kişisinden işlemleri takip ve sonuçlandırmak, gerektiğinde hisseleri bir başka üçüncü kişiye devredebilmek için vekaletname

almıştır. 26.04.2012 tarihinde Döviz Bürosu Lisansı alan şirket çalışmalarına başlamış ve yasadışı hiçbir işlem ve eylemi de olmamıştır.

Bugün KKTC’de yaşayan ve kamu çalışanı birçok kişinin ana-babası, eşi veya çocukları adına ya da kan hısımları adına şirket kurarak ya da şahıs işletmesi açarak ikinci iş yaptığı kamu otoritesi tarafından da bilinen yaygın uygulamalardandır. Değil mi? Bu tespiti yaptıktan sonra şimdi hikayemize kaldığımız yerden devam edebiliriz artık.

Kuruluşunu tamamlayan ve çalışmalarına devam eden şirketin gerçek sahibi, hukuki deyimi ile GİZLİ ORTAK A tebliğin 6. Maddesinin 1. Fıkrasında vurgulanan %10 sınırını baz alarak eski personeli, XXX Döviz Ltd.in %55 hissesine sahip hakim hissedarı olan B kişisinden %8 hisseyi devir almak amacıyla Haziran 2012 ayı içinde Şirketler Mukayyetliğine müracaat eder, Şirketler Mukayyetliği gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Vergi Güvenlik Belgesi alınması ve gerekli devir harcının yatırılması için evrakları Gelir ve Vergi Dairesine yönlendirir. Gelir ve Vergi Dairesinde XXX Döviz Ltd. şirketinin bağlı olduğu vergi inceleme uzmanı da önün gelen evrakları inceler ve devir işlemine uygunluk vererek, devir harcının yatırılması için makbuzu doldurur. Devir harcının da ödenmesini takiben Gelir ve Vergi Dairesi hisse devrini uygun ve Vergi Kaybı olmadığına dair VERGİ GÜVENLİK BELGESİNİ düzenleyerek devir evraklarını Şirketler Mukayyetliğine yönlendirir.

Vergi Güvenlik belgesi ve diğer evrakları işleme alan Şirketler Mukayyetliği DİREKTÖR ve gizli ortak olan, karakter belgesi alamadığı için hakim ortak olamayan A kişisi adına XXX Döviz Ltd. şirketinin %8 hissesini kayıt ve tescil eder, B kişisinin ortaklık hisse oranını (55-8)=%47 olarak kayıt ve tescil eder. Yani kuruluş sırasında %55+%45 (B+C) hisse dağılımı ile kurulan şirket, gerek Şirketler Mukayyetliği, gerekse Gelir ve Vergi Dairesinin uygunluk vermesi ile %8+%47+%45=%100 (A+B+C) paydaşlığına dönüşmüş ve DİREKTÖR A kişisi şirketin küçük ortağı olmuştur. Devir işlemi gizlilik altında değil KKTC devletinin yasalarını uygulamakla görevli iki önemli dairesin bilgi ve onayı dahilinde gerekli harç ve pul masrafları ödenerek yapılmış, bu konu Para ve Kambiyo Dairesinden de gizlenmemiştir.

2012 yılı Bilançosunun tebliğ gereği PKD’ne teslimi sırasında raporlar içinde yer alan 14.01.2013 tarihli HİSSEDARLAR ONAY BELGESİ PKD’nin bilgisine getirilmiştir. PKD 14.01.2013 tarihli HİSSEDARLAR ONAY BELGESİNDE dirktör/gizli ortak A’nın XXX Döviz Ltd. şirketinde % 8 hissedar olduğunu gördüğü/görmüş olması gerektiği halde bu duruma ses çıkarmamış ve hiçbir tepki vermemiştir.

Gizli ortak A hem eski personeli B’yi devreden çıkarmak, hem de malını/şirket hisselerini gerçek sahibi üzerine tescil ettirmek üzere (kendine göre hakim ortak olma vasıflarını kazandığına inandığı) eşi C’yi hakim ortak yapmak için 06.01.2014 tarihinde B’nin hisselerinin tamamını aynı zamanda eşi de olan C kişisine devretmek için PKD’ne müracaatta bulunur. PKD 26.02.2014 tarihinde C kişisinin tebliğde belirtilen kriterlere uygun olmadığı gerekçesi hisse devir talebini reddeder.

Gizli ortak ve Direktör A PKD’nin 26.02.2014 tarihli yazısına cevaben 27.02.2014 tarihli yazısı ile şirketin kuruluşu sırasında yapılan ve yukarıda anlatılanları daireye açık açık anlatır ve devrin neden uygun görülmediğini sorgular. Yani kendisinin gizli ortak olduğunu B kişisinin gerçekte Döviz Bürosu ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını İTİRAF eder. Ve kıyamet bundan sonra kopar…

Okuyucuyu daha fazla sıkmamak için hikayenin bundan sonrasını ve hala devam eden olaylar zincirini bir sonraki yazımda aktaracak ve sizlerle paylaşacağım.

Selam ve Saygılarımla,

Gerçekten çok merak ediyorum sesimizi duyan var mı acaba? Devam edecek…