Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Son günlerde telefonlar genelde bin 500 TL’lik ödemeler konusunda geliyor...

Hatta yolda görenler de şikayet sitem edip soruyor;

Bin 500 TL hesabına yatan var mı, diye!

Olduğunu biliyoruz...

Muhakak ki şartarı uygun olanların hepsinin hesabına er ya da geç yatacak!

Zira KKTC’de ilk kez böyle bir şey yaşanıyor...

Muhakak ki bir takım aksaklıklar ve gecikmeler olacak!

Bunu da anlayışla karşılamak gerek aslında...

Eminiz ki ilgili bakanlık ilk kez olduğu için acemilik yaşıyor!

Önümüzdeki aylarda sistemin rayına oturacağına inanıyoruz...

Kolay değildir, müracaat eden 60 bin kişiyi önce araştırmak, soruşturmak ve ödeme işlemlerini yerine getirmek!

Hoş asıl tartışılması gereken döviz yükselmesiyle eriyip biten bin 500 TL olmalıydı ama...

İmkanlar böyle deyip kendimizi avutacağız bir şekilde!

...

Bakan Sucuoğlu, zaman zaman açıklıyor...

Hangi sayıda insanın hesabına para yattı diye.

Ama öyle bir şey açıkladı ki gözlerimiz fal taşı gibi açıldı!

9 Bin kişi sahte beyan yaparak bu parayı istemiş bakanlıktan...

Adına amme fesatçılığı denir sanırız bu tür olaylara!

Yalan yanlış bilgi vermek...

Devleti kandırmak!

Haksız kazanç elde etmeye çalışmak...

9 Bin sayısı az buz bir rakam değildir!

Bakan Sucuoğlu ile konuştuk aynen şunu söyledi;

9 Bin kişiyi de polise şikayet edeceğiz...

Haklarında suç duyurusunda bulunulacak!

Polis bu kadar sayıda insanı araştırmasını ne kadar sürede bitirir bilemeyiz ama 9 bin kişiyi çağırarak ifadelerini almak bile başlı başına bir iş olacaktır.

Sonra da mahkeme yolu!

...

Yalan beyanda bulunmak suç olduğuna göre bunun elbette bir bedeli olmalı...

Ama bizim aklımıza başka şeyler de gelmiyor değil bu konuda!

Gerçekten kötü niyetlileri bir yana koyuyoruz da...

Üç kuruşluk para için suç işlediğini bile bile yalan beyanda bulunanlar acaba ne kadar zor duruma düşmüş olmalılar ki bu yönteme başvurmuş olabilirler diye de düşünmeden edemiyoruz!

İşte devlet bu konuyu yargıya taşırken gerçekten de çok ama çok zor durumda olanları da göz ardı etmemelidir...

İnanın ki yaşadığımız bu salgın sürecinde sadece belediyelerin ya da bazı iş insanlarının, ya da Kızılay’ın gönderdiği yardım paketleriyle geçinenmeye çalışan o kadar çok kişi var ki!

Bunları kendi gözlerimizle, kulaklarımızla şahit olduk...

Düşünsenize üç kuruşluk maaşla kalabalık ailelerini geçindirmek zorunda olanlar hele de şimdi cepte kuruş yokken hangi şartlarda yaşıyorlar acaba!

Hele de gurur meselesi yapıp bu yardım paketlerini bile almaya çekinen o kadar çok sayıda aile olduğu gerçeğini de unutmamak gerek.

...

Bakan Sucuoğlu’ndan ricamızdır...

Elbette konumu nedeniyle devleti kandıranlardan hesap sorulmalıdır!

Ama muhakkak ki içlerinde istisnalar da vardır...

Sosyal devlet anlayışıyla bunları da göz önünde bulundurarak, çok ihtiyaçlı olan aileleri de ortaya çıkarmak için ekibiyle birlikte girişimde bulunmalı ve onlara özel projeler üretip devletin ağırlığını göstermelidirler!

Bu dönem devlet olma ve gücünü gösterme devridir...

Aynı zamanda eğer böyle bir dönemde insanlık değerleri ortaya dökülmeyecekse başka ne zaman dökülecektir!

9 bin kişiyi ince eleyip sık dokumak gerek...

...

“Başım ağrıyor birisi masaj yapsın...”

İsim vermiyoruz ama şimdilik...

Muhakkak o kendisini tanıyacaktır!

Bir daire müdürü;

Orta yaşlarda...

Zaman zaman başı ağrırmış bu arkadaşın!

Şikayetini altında çalışanlara da iletir zaman zaman şöyle dermiş;

“Başım ağrır birisi gelsin başıma masaj yapsın...”

Emrivaki yani!

Bunu altında çalışan kadınlara söylüyor...

Kabul edilmeyince de surat asıyor!

Kusura bakma da arkadaş, orada çalışanlar senin hizmetlin filan değildir...

Eğer böyle bir sorunun varsa akşam evine gidince eşine söyle sana baş hapı versin hem de başına şöyle güzel mesaj yapsın, ekstraları bizi ilgilendirmez...

Ayıp denen bir şey var yahu...

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, şartlı tahliye konusunda hukukçu olan anamuhalefet parti başkanı da artık tüzüğün uygulanması gerektiğine vurgu yaparken şimdi gözler tamamen sizin üzerinizde olacak. Konuya hassasiyet göstermeniz bekleniyor...

...

Sayın Tolga ATAKAN, salgın dönemini de fırsat bilenler sayesinde internet gazetelerinde büyük bir enflasyon yaşanmaya başladı. Aralarında karanlık isimler de olduğu iddia ediliyor şu bilişim yasasını bir an önce hayata geçirmeniz gerektiği söyleyen mesajlar almaya başladık...

...

Sayın Yaşam AYAVEFE, korona salgını nedeniyle ülkeye getirdiğiniz yardım malzemelerin üstüne yatıp bunların başka kaynaklardan geldiğini söyleyen bir takım devlet yetkililerinin olduğunu biliyor muydunuz? İsimlerini söylesek dudaklarınız uçuklar. Haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Mine ATLI, geçen haftalarda sizden de yardım isteyen eşinden şiddet gören bir kadın artık dayanılmayacak bir noktaya geldiği söylüyor. Avukat parası yardımınız gayet iyi bir teklif ama bu kadının yakında üç çocuğuyla aç kalma tehlikesi bile var! Umarız derneğiniz bu tür olaylara sessiz kalmaz...

...

Sayın Faiz SUCUOĞLU, 9 bin kişinin bin 500 TL gibi çok küçük bir maddi yardım konusunda yalan beyanda bulunması elbette önemli ve cezalandırılmalıdır ama bir de gerçekten artık açlık sınırının da altında olanları,  bunları listenin içinden elemek gerek değil mi?

...

Sayın Güven BENGİHAN, Merkezi Cezaevi’nde yaşanan gizli gardiyan-mahkum  ilişkisinin neden saklandığı konusunda bir bilginiz var mı? Çürük elmalar ile olmayanlar birbirinden ayrılmazsa bu tür olayların artarak devam edeceği kesindir, üstüne gidin deriz...

...

Sayın Kemal Deniz DANA, Spor Dairesi’ni naylon fatura ile dolandırmaya kalkan müteahhit şirketin ismini ve sahiplerini kamuoyda deşifre etmeyi düşünüyor musunuz? Ter dökmeden devlete kene gibi yapışan bu gibiler bunun bedelini de ödemek zorundadırlar...

...

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, birincisi vekil arkadaşlar en kısa zamanda meclis bahçesinde şeftali kebabı partisi düzenlenmesini istiyor. İkincisi de festival enflasyonu yaşanan ülkede şeftali festivalinin de artık düşünülmesi gerektiği görüşünde birleşiyorlar. Ot festivali olur da niye et festivali olmasın ki...

...

Sayın Hüseyin ÖZEL, pek muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip eder inşallah...

...

Sayın Osman YILDIZEV, uzun bir aradan sonra piyangolar birimini açmanın mutluluğunu yaşadığınız konuşuluyor. Bundan böyle artık para kazanma dönemi değil mi? Bu arada cirolar tavan yapacak çünkü vatandaşın ekonomik durumları hiç açıcı değil, kesin şans oyunlarına yoğun bir ilgi olacak... Allah kolaylıklar versin...