Dünya istim üstünde...
Acaba 3. Dünya savaşına mi gidiyoruz?
ABD, tüm uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek, İran devletinin ordusunun bir generaline suikast yapıyor...
İran intikam yeminleri ediyor....
ABD, “sen intikam alırsan en kutsal yerlerin dahil yerle bir ederim, suikasti hazmet ve sus” diyor...
ABD, İngiliz, Fransız uçak gemileri ve askerleri Hürmüz Boğazı’na yığılıyor...
İran’ın vereceği karşılığa göre bu ülkeye yönelik büyük bir saldırı için fırsat kollanıyor...
Suikaste karşılık verecek olan İran’ın, uzun menzilli füzelerle İsrail’e ve ABD uçak gemileri ile bölgedeki ABD üslerine saldırabileceği, ABD, İsrail ve müttefiklerinin İran’a topyekün savaş ilan edebileceği, Rusya ve Çin’in, İran’ın ezilmesine fırsat vermeyeceği, böylece 3. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimalinin hayli yüksek olduğu konuşuluyor...
DOĞU AKDENİZ VE EGE
Doğu Akdeniz’de ise durum pek farklı değil...
Gayrı meşru Rum yönetimi, Mısır, İsrail ve Yunanistan ile oluşturduğu şer ittifakına güvenerek, Türkiye ve KKTC’nin meşru hak ve çıkarlarını gasp etmeye çalışıyor...
ABD ve AB, bu çabalarında onları teşvik edip destekliyor...
Son olarak hayali EAST-MED projesini hayata geçirme kararı alarak, Türkiye’nin kıta sahanlığı ve MEB alanı içinden gasp ettikleri doğal gazı Avrupa’ya taşıyacak bir boru hattı inşası başlatma kararı aldılar...
Türkiye buna izin vermeyeceğini açıkladı...
Şimdi, ABD desteğiyle bu boru hattını koruyacak bir merkezi güvenlik sistemi oluşturma kararı aldılar....
Doğu Akdeniz, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, İsrail, Mısır savaş gemileri ile dolmuş durumda...En ufak bir kıvılcım, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ı bir savaş alanına çevirecek
Yunanistan, bir yandan Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin meşru hak ve çıkarlarını gasp etmek için uğraşırken, diğer yandan da Ege’yi Türkiye’ye kapatmaya çalışıyor...Bunun için kayalıkların bile 12 mil kıta sahanlığı olduğunu, Girit gibi adaların ise 200 millik kıta sahanlığı hakkı olduğunu iddia ediyor...
Türkiye’nin buna izin vermeyeceğini açıklamasıyla AB’a güvenerek savaş hazırlığı yapıyor, Lozan anlaşmasına göre silahsız olması gereken adaları silahlandırıyor, Türkiye’ye ait adaları işgal ediyor...
LİBYA’DA DURUM
Anavatan TÜRKİYE, denizden komşu olduğu Libya’nın meşru hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması ve savunma, güvenlik işbirliği anlaşması ile meşru hak ve çıkarlarını savunma konusunda kararlılığını ortaya koydu...
Rum yönetimi, Yunanistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, bazı AB ülkeleri ve ABD ile Rusya’nın desteğini de alarak Libya’nın meşru hükümetinin devirmek için darbeci Hafter’i ve kiralık devşirme ordusunu destekleme kararı aldılar...
Türkiye bu darbeci girişimi önlemek için Libya’ya asker gönderme kararı aldı...Savaş tüm hızıyla sürüyor...
Özetle, Orta-Doğu, Doğu Akdeniz ve İran’dan başlayacak bölgesel bir savaşın birçok ülkeyi kapsayacak şekilde 3. Dünya savaşına dönme riski oldukça artmış durumda...
HÜKÜMET VE MUHALEFET NEYLE UĞRAŞIYOR?
İşte böyle bir ortamda UBP-HP hükümeti neyle uğraşıyor?
Yeni iskele-Yeni Boğaziçi-Gazi Mağusa bölgesi imar planı üzerinden büyük bir rant kavgasına tutuştular...
Bu yetmezmiş gibi, hükümetin Başbakanı ile Yardımcısı Cumhurbaşkanlığına aday olma kararı almış durumda...
Yeni yıl diyerek iğneden ipliğe herşeye zam yapılmış, dar gelirli yurttaşların yaşamı daha da zora girmiş, ancak dişe dokunur ciddi bir icraat yok...
Muhalefet, bunu fırsat bilerek, daha 7 ay önce kendisi iktidar iken aynı konularda zamların daha ağırını yaptığını unutarak, zamlar üzerinden yoğun bir saldırı kampanyası başlatmış...
Bununla yetinmiyor, Cumhurbaşkanlığında son 4 ayını yaşayan Akıncı’yı da yanına alarak, her fırsatı Rum zihniyeti ile değerlendiriyor ve, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da savaş içinde bulunan Anavatan Türkiye’ye saldırıyor..
Cumhurbaşkanı ise “Bir elimde ayna, bir elimde cımbız, umurumda mı Dünya?” deyişine uygun olarak, bu fakir devletin bütçesini ve örtülü ödeneğini kullanarak seçim gezileri yapıyor, hala halka federasyon masalları anlatarak 5 yılda başaramadığını yeniden seçilmesi halinde başaracağını söylüyor, düpedüz halka yalan söylüyor, Halkı aldatmaya ve oylarını çalmaya çalışıyor....
YAZIKLAR OLSUN
Tümüne “Yazıklar olsun” diyorum...
Oysa yapmaları gereken bu en kritik zamanda birlik-beraberlik içinde olmak, Halkın en geniş birliğini sağlamak, KKTC Meclisi’nden Anavatan ile bir dayanışma mesajı çıkarmak, Rum-Yunan ikilisine ve oluşturduğu ŞER İTTİFAKI’na hep birlikte, tek bir ağızdan tepki göstermek değil mi?
Hükümet kendi içindeki rant ve seçim kavgasına son vermeli, yönetimin ve ülkenin istikrarını sağlamaya odaklanmalıdır...
Lükse, örtülü ödeneklere, izaz ikramlara, RHA saltanatına, gereksiz ek mesailere, çalışmadan maaş alan sendikacı lümpenliğine, yurt dışına bol harcırahlı uyduruk seçim gezilerine, yandaş medyaya yasadışı para akıtmaya son vermeli, tasarrufa gitmeli ve artıracağı parayı önümüzdeki kötü günlerde kullanmak üzere tüm gereksiz harcamalara son vermelidir...
Halkın günlük yaşamını rahatlatacak, ufak dokunuşlarla düzeltilecek sorunları süratle çözmelidir...
Ama nerdeeee?
Nerde bu sorumluluğu hisseden ve icraata ağırlık veren ciddi siyaset adamları...?
3. Dünya Savaşı veya Doğu Akdeniz odaklı büyük bir savaş kapımızda iken olağanüstü durumun gerektirdiği kararları almayacaksanız, hala rant ve seçim kavgaları yapacaksanız, bir an önce istifa edin, halka ciddi ve icraatçı bir hükümeti oluşturma fırsatı verin!