Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

“Yürümekle sokaklar aşınmaz” sözünü elbette hatırlatacak ve doğruluğunu ispatlayacak değiliz.

Ancak bir gerçek var ki, ana muhalefet partisi CTP’nin de “sokağa iniyoruz” çağrıları ve mesajları da şov kokmuyor değil.

UBP-YDP-DP Hükümetinin de başarılı bir grafik çizdiğini söylemek elbette iddialı bir yorum olur.

“Çare sokaktadır” sloganları ile CTP’nin tribünlere oynamaya hazırlandığı ise gün gibi ortada.

“Çare sokaktadır” sloganı ile yine “solculuk” oynamaya soyunan CTP’ye sormaz mı sokak, 1 sene öncesine kadar 15 ay Hükümet de yer alan, üstelik de Başbakanlık makamını elinde tutan, sizler değil misin?

Sormaz mı sokak, olası bir erken seçim öncesinde veya yaklaşan genel seçimlere kısa bir süre kalan her defasında “Ankara düşmanı” kesilerek oy devşiren sizler değil misiniz?

Ankara’da başka Lefkoşa’da başka konuşup Kıbrıs Türkünü kamplara bölerek oy oranını korumaya çalışanlar yine sizler değil misiniz, ey CTP.

Ey ana muhalefet partisi CTP, 15 aylık Hükümet döneminde hangi sorunlara kalıcı çözümler buldunuz da bugün hesap soruyorsunuz.

Kalıcı çözüm bulamadığınız ve sonraki Hükümetlere bıraktığınız kötü şöhretli bir miras değil midir, bugün eleştirdikleriniz.

Ve acı da olsa gerçek değil midir, iktidarları ve muhalefeti ile birlikte tüm partilerin “çorbada biber ve tuzunun” olduğu.

Kıbrıs Türk sağı da Kıbrıs Türk solu da artık sloganlar ve bilindik ezberlerin üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçmeli.

Kıbrıs Türkü böylesi bir anlayışın işgal ettiği siyaset kurumu tarafından sürekli kandırılma.

Zaman zaman oynanan danışıklı bir dövüş veya “solculuk” oyunları ile sokağı bir şov aracına döndürerek sorunlara kalıcı çözümler sunmamak olmamalı, CTP’nin misyonu ve vizyonu.

Genel Başkanları Tufan Erhürman’ın Başbakanlığında 15 ay görevde kalan CTP-HP-TDP-DP Hükümetinin en geniş tabanlı iktidar olması yanında ülke siyasi tarihine ise en büyük hayal kırıklığı yaşatan iktidar olarak geçmesinin üzerinden sadece 13 ayın geride kaldığını unutmuş gibi davranıyor, ana muhalefet partisi CTP.

Ana muhalefet partisi CTP’nin, bugün Kıbrıs Türk toplumunun boğuştuğu sorunların da bir günde gökten zembil ile inmediğinin de farkında olmadığını iddia etmek ise elbette gülünç olur.

Dünden miras olan bugünün mimarı olan CTP’nin, Kıbrıs Türkü ile dalga geçer gibi sanki tüm sorunların bir günde gökten zembil ile inmiş gibi hareket etmesi tek kelime ile ikiyüzlülükten başka bir şey değil.

CTP’ye düşen görev, “kamplaşma ve kaos” çağrısı yaparak “solculuk” oynamak olmamalı.

Ana muhalefet partisi olarak CTP’den beklenen, UBP-YDP-DP Hükümeti tarafından iyi yönetilmeyen ülkenin sorunlarına çare, toplumsal vicdandaki yaralara merhem olmaktır.

CTP yok saysa da, Kıbrıs Türk’ü biliyor ki, ülkenin sorunlarında da, toplumsal vicdanda ki yaralarda da, CTP’nin rolü diğerlerinden az değil.

Gerçek çare ne sokaktadır, ne de Kıbrıs Türk’ünü kamplara bölerek kaos’a oynamaktır.

Gerçek çare, önce dürüst olmak ve Kıbrıs Türk’ü ile dalga geçmeden sorunlara kalıcı çözümler ortaya koyabilme becerisini ile vizyonunu sergileyebilmektir.

Kıbrıs Türk’ünün de sokağın böylesi oyunlara ve şovlara artık karnı tok.

Eğer gerçekten yapacağınız sokak eylemi bir şovdan ibaret değilse, Meclisten çekilir, vekillik sıfatlarını teslim edip gerçek bir muhalif ruhuyla ateşinizi yakar ve böylelikle inandırıcı olabilirsiniz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Koral ÇAĞMAN, istifanızı başbakana vermenize rağmen perde gerisinde pazarlıkların halen devam ettiği ve bu kararınızdan her an vazgeçebileceğiniz konuşuluyor. Yapmayın Allah aşkına zaten siyaseti siz hiç sevmediniz geçin kliniğinizin başına hayata merhaba deyin…

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa genelinde çok yoğun bir hamam böceği istilası başladı hemen her evden şikayetler geliyor. Şu aldığınız ilaçları bir kontrol ettirin bakalım kullanma tarihi filan mı geçmişti acaba!

Sayın Adil ÖZYILKAN, Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne aşı olmak için akın eden vatandaşlar sağlık riski olan ciddi bir izdiham yaşamaya başladılar. Randevu sisteminin de zaman zaman arıza yapması milleti çileden çıkarıyor aman çok acil bir önlem lütfen…

Sayın Aslan BIÇAKLI, DP kökenli bir sendikacı olarak partililerin önemli bir kısmı boşalacak olan bakanlığa sizin getirilmesi için yoğun kulislere başladılar. Eğer bir de gerçekleşirse ne büyük bir alem olur değil mi?

Sayın Sibel SİBER, yeni kurulma aşamasında olan siyasi bir oluşum için parti başkanı teklifi aldığınızı duyduk ama bir türlü teyit edemedik. Listede sürpriz isimler de varmış böyle bir fırsat bir daha elinize geçmeyebilir…

Sayın Osman YILDIZEV, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Dursun OĞUZ, karpuz üreticinin elinde kaldı ve bütün emekleri de boşa gitti. Onlara merhem olacak bir çare üretmenizi bekliyorlar ekonomik durumları görünenden çok daha büyük…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, eski bir polis genel müdürünün diplomasının sathi olduğu yönündeki iddialara karşı nedense bir türlü detaylı bir açıklama yapmadınız. Bu konuda bir baskı mı söz konusu diye aklımıza geldi!

Sayın Sami DİLEK, oğlunuzun düğün törenine az bir süre kala ülkeyi bir uçtan uca gezerek davetiye dağıtma işlemine hızla devam ettiğiniz gözleniyormuş. Genç çifte şimdiden bir ömür boyu mutluluklar dileriz. Bu arada sendikacılığa yeniden dönüş yapacağınız da konuşulmaya başlandı, hayırlara vesile olsun…

Sayın Perihan AZİZ, sağlığınızın hızlı bir şekilde eski haline dönmeyi başladığını görmek yakın dostlarınızı derecesiz memnun ediyor. Mücadeleci kişiliğinizin de bunda payı büyük hadi bakalım sosyal etkinlikler artık yeniden sizleri bekliyor…