YÖDAK Başkanı bildiğini okuyor

 

KKTC’nin ilk özel yükseköğrenim kurumu olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin eğitime başlaması ve bunu diğer özel üniversitelerin takip etmesiyle bir zorunluluk haline gelen ve 1993 yılında Cumhuriyet Meclisi’nde kabul edilen “Yükseköğretim Kurumları Kuruluş, Görev, Denetleme ve Akreditasyonu Yasası”na bağlı olarak kurulan Yüksek Öğretim Denetleme Akreditasyon Kurulu (YÖDAK), ne yazık ki günümüzde “skandal” olarak nitelenen yönetim anlayışıyla, ülkemizdeki yükseköğrenim kurumlarına da ciddi oranda zarar vermektedir.

Sadece internet haber sitelerinde 1500’ün üzerinde olumsuz habere konu olan, ülkemizin yükseköğrenim sektörüne dolaylı da olsa olumsuz bir imaj yükleyen YÖDAK, bir an önce tarafsız ve çıkar gruplarına hizmet etmeyen bir yönetime kavuşturulmak zorundadır.

Özel yükseköğretim  kurumlarının akreditasyon, gözetim ve denetimi gibi can alıcı görevleri bulunan YÖDAK’ın taraflı ve yanlı yönetimiyle mahkeme kapılarına düşürülmesi, KKTC’de yükseköğrenim veren üniversitelerin imajını da zedelemekte, onarımı imkansız zararlara yol açmaktadır.

Hükümet kanadının tüm uyarılara rağmen bu konuda adım atamaması, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın göreve geldiği andan itibaren YÖDAK ile ilgili rahatsızlığını belli etmesinin ardından da hiç bir sonuç alınamaması gerçekten oldukça düşündürücü bir durumdur.

YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş, yasa tanımazlık, hileli kurul kararları üretmek gibi uygulamalara başvururken bu cesareti kim veya kimlerden almaktadır?

YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’un, 21 Mart 2014 tarihinde reddedilmiş bir Yönetim Kurulu kararını “onaylanmış gibi yürürlüğe koyması”, Yönetim Kurulu üyelerini aldatmaya yönelik girişimde bulunmasının ötesinde bir suçtur.

YÖDAK Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Olgun Çiçek, Prof. Dr. Hasan Kömürcügil ve Prof. Dr. Necdet Osam’ın onay vermediği bir kararın “onaylanmış gibi” gösterilerek yürürlüğe konulması etik dışı olduğu kadar, başta görevi kötüye kullanmak olmak üzere belirli bir kesime menfaat sağlamaya yönelik bir yaklaşımdır.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Dairesi’nin Gökçekuş’un hem yönetim kurulu hem de üniversiteyi yanıltmasıyla ilgili araştırma talebinin ciddiye alınmaması, mahkeme günü YÖDAK Başkanı Gökçekuş’un duruşmaya gelmeyerek bir inceleme gezisine katılması, Cumhurbaşkanlığı’nın da “dikkate alınmadığı” anlamındadır.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, “YÖDAK yönetiminde baş gösteren ve yoğun bir biçimde kamuoyu gündemini meşgul eden tartışmaların, giderek uzlaşmazlık boyutuna ulaşmış olmasından oldukça rahatsız olduğunu” bildirmesine rağmen mahkeme aşamasında olan YDÜ Sınıf Öğretmenliği lisans programı ile Girne Üniversitesi Pilotaj Bölümü lisans onayına ilişkin yürütmeyi durduracak bir kararın hala alınamaması, bu ülkede yönetim zaafiyeti olduğunun en açık göstergesidir.

Unutulmamalıdır ki, göz yumulan her türlü yasadışılık, meşruiyetten yoksun olduğu gibi aynı zamanda göz yumanların da bu kararlara gizliden gizliye arka çıktığı anlamı taşır.

Eğer atanmışlardan oluşan YÖDAK ve bu kurumun bağlı olduğu seçilmişlerin oluşturduğu yönetim görevini hakkaniyet çerçevesinde yapamayacak ise, bu ülkede haktan, hukuktan, demokrasiden ve eşitlikten bahsedilmesi mümkün olamaz.