“TÜRKLERE 2 KAT HEDİYE”

Fileleftheros gazetesi, Rum tarafında iç savaş ortamı yaratılmasına neden olduğu savunulan 29 Ocak 2010 tarihli “Talat-Hristofyas görüş birlikleri” belgesini yayınladı.

Gazete “Belge: Ateş Görüş Birlikleri... 29 Ocak 2010’da Nelerde Anlaşıldı” başlığıyla yansıttığı haberinde, ilgili görüş birlikleri belgesini şöyle aktardı:

“Kıbrıs Rum tarafı Türk vatandaşlarının 4 temel özgürlükten yararlanmasını ilke olarak kabul eder. Kıbrıs Rum tarafı bunun için önce Yunanistan’la istişare edilmesi gereğini dile getirir. İki lider,  bunun Avrupa Birliği tarafından uygulanacak yöntem konusunda gerekli çalışmanın başlaması için müştereken Avrupa Birliği’ne başvuracak. Bu talep BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu aracılığıyla yapılacak. Bu, iki toplum arasındaki demografik oran etkilenmeyecek şekilde yapılacak.

Yukarıda anılan, Türk vatandaşları/çözümden önce Kuzey’de ikamet eden yerleşikler konusuna ilişkin anlaşma şartına bağlı olacak. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar, uzlaşılacak kısıtlamalar şartı ile öteki oluşturucu eyalette/federal birimde daimi ikamet hakkına sahip olacak. Daimi ikamet edenlerin, bu özellikleri temelinde, bazı siyasi haklarını (yani yerel seçimler ve Avrupa seçimler) kullanma hakları olacak. ‘İç vatandaşlık’ hamilleri bütün siyasi haklarını kullanacaklar ancak Senato için, ait oldukları toplum temelinde oy kullanacaklar. Konuta ilişkin hiçbir kısıtlama Ada’nın tamamında serbest dolaşıma engel olmayacak.

Kıbrıs vatandaşları; meslek icra etmelerine, yerleşmelerine, girişim işletmelerine veya herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmalarına izin verilecek Kıbrıs’taki herhangi bir yerde ikamet (right of abode. Bu şartın ‘konut’ hukuki terimi ile aynı olacak hiçbir hukuki yorumu yoktur) hakkına sahip olacak.”

“TÜRKLERE İKİ KAT HEDİYE...”

Gazete “Görüş Birliklerinde İki Kat Hediye... Kıbrıslılar İçin Üçüncü Ülke Vatandaşlarıyla İlgili Haklar... Annan Planının 4’üncü Versiyonuna Girdi, Reddedildi ve Geri Geldi” başlık ve spotlarıyla ise, Rum tarafının 4 özgürlükle ilgili Türklere verdiği tavizlerin Rumlar için elde edilen haklarla telafi edilmeye çalışıldığını ileri sürdü.

Gazete 4 özgürlüğün; hakları Anayasa ile tamamen güvence altında olan “Kıbrıslılar” değil, üçüncü ülke vatandaşları, Kıbrıs örneğinde de Türkler için geçerli olduğunu ancak Hristofyas hükümetinin bunları; “Kıbrıslılar için elde edilen haklar” olarak lanse etmeye çalıştığını belirtti, özetle şöyle devam etti:

“Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, dün, 29 Ocak 2010 görüş birliğinde Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs vatandaşları için Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti hükümranlığının tamamında 4 özgürlüğü kullanmayı elde ettiğini, bunun Kıbrıs sorunu müzakereleri tarihinde ilk kez gerçekleşen bir şey olduğunu söyledi.

Belgeden anlaşıldığı kadarıyla, hükümetin yaklaşımına göre, elde edilen haklar; istisnalar ve dipnotlar içeriyor. ‘iç vatandaşlık hamilleri bütün siyasi haklara sahip olacak ancak senato için ait oldukları topluma göre oy verecekler’ ifadesi bölücü unsurdur ve insan haklarını kısıtlıyor.

Bu tez Türklerin talebi üzerine BM Genel Sekreteri tarafından Bürgenstock’ta Annan planının 4’üncü versiyonuna konulmuş, Kıbrıs Rum tarafının tepkisini çekmişti. Annan planının (referandumlarda) reddedilen son versiyonuna da konulmuştu.

Ancak Talat-Hristofyas anlaşmasıyla Ocak 2010’daki görüş birliklerinde geri geldi. Dahası; daimi ikamet haklarının ‘uzlaşılacak kısıtlamalar (neler olduğu belirtilmiyor) şartına bağlı olduğu da açıktır.  İkamet hakkının ‘konut’ terimiyle ilgili hukuki yoruma bağlı olmadığı dip notu da yeterince aydınlatıcıdır.

‘Kıbrıs Rum tarafının Genel Tezler Çerçevesi’nde varılan görüş birlikleri belgede yer alıyor ve Türk gerilemesi olduğunun söylenmesine rağmen Kıbrıs Rum tarafınca benimseniyor. Aynı zamanda Kıbrıs Rum tarafının belgesinde gerek bizim ‘Federal Birimler’ ifademiz gerek Türk tarafının ‘oluşturucu devletler’ ifadesi benimseniyor. 

İç cephede oluşan oldukça olumsuz ortamın Ulusal Konsey’in 15 ve 17 Şubat’taki Ulusal Konsey maraton toplantıları öncesinde daha da ağırlaşacağı ortadadır.”

STEFANU 20 OCAK 2010 BELGESİNİ İZAH ETTİ

Haravgi, Rum Sözcü Stefanu’nun, 29 Ocak 2010 tarihli görüş birliği belgesi nedeniyle Rum iç cephesinden gelen eleştirilere yanıt olarak gazetecilere yaptığı açıklamaya “Kıbrıs Rum Tarafının İtibarını Zedeliyorlar” başlığı altında geniş yer verdi.

Habere göre “Kıbrıs vatandaşları” için “Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti hükümranlığının tamamında 4 özgürlüğün elde edildiğini, bunun da Kıbrıs müzakere tarihinde ilk kez elde edilen bir şey olduğunu söyleyen Stefanu, Rum muhalefet kanadının Türk vatandaşların yerleşme ve çalışma özgürlükleriyle ilgili iddialarının yersiz olduğu görüşünü ortaya koydu.

Stefanu Türk vatandaşlarının yerleşim ve çalışmaları konusunda, ¼ nüfus oranının güvenceye alınması çerçevesinde daimi kısıtlamalar olduğunu, Türkiye AB’ye girse bile bu kısıtlamaların varlığını koruyacağını anlattı.

Stefanu, Rum tarafının bütün müzakerecilerinin ve Rum tarafının müzakerecisi de olan bütün başkanlarının değişmez tezinin, Kıbrıs sorununun çözülmesiyle birlikte Kıbrıs Türk federal biriminin Rum federal birimiyle ekonomik dengelenmesini gündeme getirecek çözümler ileri götürmek olduğunu belirterek federasyon çerçevesindeki ekonomik dengesizliklerin sorun yarattığını ve ayrılıkçı eğilimler doğurduğunu söyledi.

Stefanu “Kıbrıs Rum tarafı tam da bu nedenle yıllardan beridir, çözümden sonra iki federal birimin ekonomik düzeyinin dengelenmesi yönünde gerekli bütün çözümlerin olması gerektiğini benimsemiştir” dedi, şöyle devam etti:

“Ekonomik dengelemenin başarılması için, federal bütçede olduğu gibi, kısa bir geçiş dönemi –ki burada anlaşmazlık var çünkü Kıbrıs Rum tarafı bu geçiş döneminin 10 yıl, Kıbrıs Türk tarafı da 15 yıl olması gerektiğini savunuyor- gelirlerin yüzde 6’sının iki federal birime kalkınma ödeneği olarak bölüşüleceği konusunda uzlaşıldı. Bu geçiş döneminin sona ermesinden sonra ödenek tüketim temelinde bölüşülecek ki doğal olarak Kıbrıs Rum federal biriminin alacağı ödenek daha yüksek olacak. Bu oranın Kıbrıs Türk toplumu için 5/6, Kıbrıs Rum toplumu için 1/6 olacak olması sadece kısa bir geçiş dönemi içindir ve bütçenin yalnızca yüzde 6’sıyla alakalıdır ve de iki toplumun ekonomik düzeylerinin dengelenmesi çabası çerçevesindedir.

İki taraf 5/6 ve 1/6 oranlarında anlaştı.  Söylediğim gibi geçiş dönemiyle ilgili bazı kısmi anlaşmazlıklar var ancak bu çok kısa bir dönem için, bütçenin yalnızca yüzde 6’sı ile ilgilidir. Tabii ki birileri bugün federal çerçevede ekonomik denge olmaması gerekir diyerek, Kıbrıs Rum tarafının bu değişmez tezini değiştirmek istemiyorsa... Bunun da ne anlama geldiğini söylemiştim. Ekonomik dengesizlik olan federasyonlar ayrılıkçı eğilimler olur ve pek çok sorun çıkar.”

Stefanu’ya, buna, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun da katılıp katılmadığı soruldu. “Görüş birlikleri olan konular var, uzlaşılamayanlar var” diyen Stefanu, “geçiş dönemleri gibi; tezlerin farklı olduğu bazı başka çözümler var” dedi.

Geçiş döneminde federal bütçenin genel paylaşımı (dolaylı vergiler, KDV, v.b) konusuna da giren Stefanu, (vergilerin) bir bölümünün nüfusa (1/4) bir bölümünün de tüketime göre bölüşüleceğini söyledi, şöyle devam etti:

“Geçiş döneminin hitamıyla birlikte gelirlerin bölüşümü tüketim temelinde olacak. Bu da nüfusu daha büyük olanın daha yüksek yaşam düzeyi olacağı, tüketimin daha fazla olacağı ve gelirlerin daha büyüğünün de bu oluşturucu birime gideceği anlamına geliyor.”

Bir gazetecinin, 1/4 nüfus oranının uzlaşılan görüş birliği belgesinde değil Rum tarafının çözüm taslağında yer aldığı gözlemini ortaya koyması üzerine Stefanu, “Kıbrıs Rum tarafının tezleri ve görüşülenler bütünün parçasıdır. Her şey kapsamlı bir çözüm planı temelinde görüşülür. Nüfus oranının ¼ olacağı konusunda uzlaşıldı. Dahası, bunlar, 2010 görüş birlikleri belgesinin içerisinde de kaydediliyor.”

Alithia, Hristofyas’ın çözüm taslağını ve 2010 tarihli görüş birlikleriyle ilgili haberini okurlarına “Derme Çatma Vizyon... Derme Çatma Yazılmış, Yoruma ve Yanlış Anlamalara Açık, Belirsizlikler Dolu Bir Çözüm Taslağı ve Görüş Birlikleri Belgeleri” başlığıyla okurlarına aktardı.