“KIBRIS RUM TARAFININ İTİBARINI VE ÇÖZÜM PERSPEKTİFİNİ ZEDELİYORLAR”

“GÖRÜŞ BİRLİKLERİ TEHLİKELİ”, “HRİSTOFYAS ANNAN PLANI FELSEFESİNDE HAREKET EDİYOR”

II. HRİSOSTOMOS: “HRİSTOFYAS’IN ÇİZGİSİNDE DEVAM EDERSEK KIBRIS TÜRKLEŞECEK. KİLİSE OLARAK YENİ BİR SİYASİ LİDERLİK İSTİYORUZ”

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın BM’ye sunduğu çözüm taslağı ve görüş birlikleri belgesi Rum tarafında tepkilere neden oldu.

Hristofyas hükümeti ile muhalefet arasındaki gündelik çekişmeler “iç savaşa” dönüştü, Türk tarafıyla uzlaşılan maddelerin neler olduğu konusunda ise karışık açıklamalar yapılıyor.

Fileleftheros; “İç Savaş Ortamı... Belgeler Ateş Aldı, ‘Ne Verdik’ Konusunda Tam Bir Karışıklık” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Hristofyas hükümetinin dün, Kıbrıslı Rumlar için 4 temel özgürlüğü elde ettiğinden söz ettiğini ancak bunun; “Türkler gibi, üçüncü ülke vatandaşlarıyla (29 Ocak 2010 görüş birlikleri belgesiyle elde edilen) alakalı olduğunu” yazdı.

Belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Hristofyas hükümetinin yaklaşımı temelinde elde edilen haklara; istisnalar ve dipnotların eşlik ettiğini belirten gazete, “İç vatandaşlık hamilleri bütün siyasi haklara sahip olacaklar ancak Senato’yu ait oldukları topluma göre seçecekler” ifadesinin; Annan planına göndermede bulunan bölücü bir unsur addedildiğini belirtti.

Gazete, bu ortam içerisinde, önümüzdeki hafta Rum Ulusal Meclisi’nin 15 ve 17 Şubat’ta iki tam gün maraton toplantı gerçekleştireceğini, öncesinde de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın görüşeceğini; “BM’nin, Greentree sonrası ilk liderler görüşmesinin tarihini 14 Şubat Sevgililer Günü olarak belirlediğini” kaydetti.

Gazete iç sayfasında; “Tehlikeler ve Sorunlar Öne Çıkartılarak Karşı Saldırı” başlığıyla detaylandırdığı haberinde Hristofyas hükümetinin, Kıbrıs sorunundaki müzakerelerle ilgili muhalefet tarafından yapılan eleştirileri yanıtlarken, Dimitris Hristofyas’a yapılan eleştirilerin yarattığı tehlikeleri öne çıkardığını, muhalefetin ise yeni eleştirilerde bulunduğunu yazdı, özetle şunları ekledi:

“KIBRIS RUM TARAFININ İTİBARINI VE ÇÖZÜM PERSPEKTİFİNİ ZEDELİYORLAR”

“Hükümet, bilgi sızmalarından dolayı Ulusal Konsey’in dağılma tehlikesini öne çıkardı ve Başkan’ı eleştirenleri; Kıbrıs Rum tarafının itibarını ve çözüm perspektifini zedelemekle suçladı.

Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Ulusal Konsey’in atıl duruma getirildiği eleştirisini gerekçe olarak kullanarak ‘Konsey’i atıl hale getirenler, gece gündüz cımbızla seçtiklerini yorumlayan ve Başkan Hristofyas’ı Kıbrıs sorunundaki tezlerinden dolayı suçlamak için, Kıbrıs müzakereleri ve Rum tarafının tezleriyle ilgili bilgileri maksatlı olarak basına sızdıranlardır’ dedi.

Kasılarak ve cımbızla seçilerek bilgi sızdırıldığı şikayetlerini yineleyen Stefanu, sızdırılan bilgilerin de Kıbrıs Rum tarafının tezleri çarpıtılarak yorumlandığını, tehlike tellallığı yapıldığını ve halkın paniğe sokulmaya çalışıldığını söyledi. Stefanu “Bu şekilde, Başkan Dimitris Hristofyas’ı ve uyguladığı politikayı zedelediklerini zannediyorlar. Ancak zedeledikleri Kıbrıs Rum tarafının itibarı ve çözüm perspektifidir’ diye ekledi.

“İNSANLAR ANASTASİADİS’İN HANGİ TEZİNE İNANIYOR?”

Hükümetin dünkü eleştirilerinden Nikos Anastasiadis de kaçamadı. Stefanu, Anastasiadis için ‘insanlar, sürekli değişmesinden şaşkına döndüler’ dedi, şöyle devam etti:

‘İnsanlar Anastasiadis’in hangi tezine inanıyor? Gevşek federasyon tezine mi, yetkileri merkezden uzaklaştırılmış devlet tezine mi, diğer bütün siyasi güçlerin itiraz ettiği; müzakerelerin genişletilmesi tezine mi? Yoksa Anastasiadis’in; dört özgürlükle ilgili görüş birliği belgesini çarpıtarak savurduğu Kıbrıs’ın Türkleştirilmesi iddialarına mı?’

Müzakerelerdeki görüş birliklerine ve belgelerin içeriğine yönelik eleştiriler dün de devam etti.

“GÖRÜŞ BİRLİKLERİ TEHLİKELİ”

EDEK Başkan Hristofyas’ın siyasi partilere gönderdiği belgelerde yer alan görüş birliklerini tehlikeli olarak niteledi. EDEK Merkez Komite Sekreteri Dimitris Papadakis, bu görüş birliklerinin Kıbrıs halkı tarafından kabul edilemeyeceğini belirterek Hristofyas’ı ‘müzakerenin siyasi partilerin, daha çok da halkın gıyabında yapılamayacağını anlamaya’ çağırdı. Papadakis bilgilerin sızdırıldığı argümanlarının bu gerekliliğin karşısında duramayacağını da söyledi.

“HRİSTOFYAS ANNAN PLANI FELSEFESİNDE HAREKET EDİYOR”

EURO.KO, Hristofyas’a eleştirilerini dün de Mihalis Yorgallas aracılığıyla sürdürdü. Yorgallas, ortaya çıkanlardan, Başkan Hristofyas’ın Kıbrıs sorununu Annan planı felsefesiyle yönettiğinin aşikar olduğunu söyledi. ‘AKEL ve hükümet sözcüleri Hristofyas’ın, Kıbrıs vatandaşlarının Kıbrıs’ın istedikleri yerinde kalma haklarını elde ettiğini söylüyor. İktidardakiler uzlaşılan ikametin, daimi yerleşim ile hiçbir alakası olmadığını açıklıyor. Yani Kıbrıs vatandaşları Kıbrıs’ın tamamında kısa bir süre misafir olarak kalacaklar ancak Girne, Omorfo (Güzelyurt) ve Kıbrıs Türk devletçiği sınırları içerisinde kalacak diğer yerlere daimi yerleşemeyecekler.’

Stefanu, EURO.KO’nun iddialarının gerçekle bir alakası olmadığını söyledi. İlgili belgeye atıfta bulunarak ‘Kıbrıs vatandaşlarının kaydedilen bütün hakları ile Kıbrıs’ın tamamında kalma hakkına sahip olacakları apaçıktır’ dedi.”

II. HRİSOSTOMOS: “HRİSTOFYAS’IN ÇİZGİSİNDE DEVAM EDERSEK KIBRIS TÜRKLEŞECEK. KİLİSE OLARAK YENİ BİR SİYASİ LİDERLİK İSTİYORUZ”

Gazete, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un aynı konudaki eleştirilerini ise okurlarına “Ülkede Yeni Liderlik İstiyor... Başpiskopos’tan Mesajlarla Müdahale... ‘İlk Kez Türkiye’nin Sırtını Duvara Dayayabiliriz’” başlığıyla aktardı.

Habere göre II. Hrisostomos, Rum tarafının Kıbrıs sorunundaki genel tezlerini ve Rum siyasi partilerine Salı günü dağıtılan 29 Ocak 2010 tarihli görüş birlikleri belgesinin içeriğini yorumlarken, “Bu belgelerde yer alanlar bizi fazlasıyla endişelendiriyor. Bu taviz çizgisinde devam edersek bu ülke Türkleşecek” dedi.

Rum Ortodoks Kilisesi’nin görüşünün belli olduğuna işaret eden II. Hrisostomos şöyle devam etti:

“Biz, istila ve işgal sorunu olan milli davamızı doğru zeminine oturtacak yeni bir siyasi liderlik istiyoruz. Kıbrıslı Türklerle asırlarca mutlu yaşadık, yine yaşarız.

Türkiye askerlerini de yerleşiklerini de çekmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin topraklarından gitmesi gerektiğini anlamalıdır. Tanrı’nın bize bahşettiği hediye ile ilk kez Türkiye’nin sırtını duvara dayayabiliriz, o ise bize hiçbir şey yapamaz.

Avrupa ülkesiyiz ve nihayet haklarımızı Avrupa içerisinde aramalıyız, Avrupa müktesebatı artık Kıbrıs için de uygulanmalı. Bu bize bağlıdır. Biz istemeliyiz, bizim adımıza yabancıların istemesini beklememeliyiz.

Kilise’nin çizgisi budur ve halkımızın özellikle son yıllarda bir milli uyanıklık içerisinde olduğuna, halkın bu uyanıklığının da bize; bu ülkenin ve bu halkın kurtuluşuyla ilgili bu milli çizginin hayta geçtiğini görme mutluluğunu yaşatacağına inanmak istiyorum.”

Gazete sözde “Girne Belediyesi’nin, doğrudan etkilenenler olarak kendilerine bilgi verilmeden, Türk tarafınca dayatılan çözüm müzakeresinin sürdürülmesini kınadığını” bildirdi.

Habere göre, sözde “belediye” tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Avrupalı Girneli vatandaşların insan haklarının 38 yıllık ihlaline derhal son vermeyen her çözüm önerisinin reddedildiği” belirtildi.

Açıklamada, “Girne kazasının yasal sakinleri ve yasal mal sahipleri olarak, Girne ve Kaza’mızdaki haklarımızın ihlaline derhal son vermeyen veya bu haklarımıza ilave ihlal getirecek öneri veya tekliflerin devam etmesi halinde her hükümete ve her AB yetkilisi aleyhine hareket edeceğiz” denildi.

Politis haberi; “İntiba Savaşı... Başkanlık Anastasiadis’e Yönelik Gerilimi Artırıyor” başlığıyla yansıttı.

DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçen Salı günü; Hristofyas’ın 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la 29 Ocak 2010’da yaptığı gayrı resmi anlaşma ile “Kıbrıs”ın kapılarını 80 milyon Türk vatandaşına açtığını söyledikten sonra “sustuğunu” ancak hükümet kanadının; Türk tarafına yeni hediyeler verildiği intibaını dağıtmak çabasıyla dün gerilimi artırdığını yazan gazete, devamla Rum Sözcü Stefanos Stefanu’nun açıklamalarına yer verdi.

Gazete, DİKO Sekreterliği'nin; Rum tarafının geçen yılın Aralık ayında BM’ye verdiği çözüm taslağı ile Hristofyas - Talat görüş birliklerini bugün mercek altına almasının beklendiğini haber verdi.

Simerini, Rum iç cephesindeki eleştiri dalgasıyla ilgili haberini II. Hrisostomos’un açıklamasını öne çıkararak, “‘Kıbrıs Türkleşecek’... Başpiskopos’tan Başkan Hristofyas’ın Rotasıyla İlgili Uyarılar... Başpiskopos Kıbrıs Kilisesi’nin Kıbrıs Sorununu Doğru Zeminine Oturtacak Yeni Bir Liderlik Arzu Ettiğini Açıkladı. Siyasi Güçlerin Taslağa İlişkin Tepkileri Devam Ediyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.