Bi’düşünün ki; ‘Bir kadın; kocası alkolik, işsiz ve kötü koşullarda yaşıyor. Dünyaya sekiz çocuk getirmiş ve tümü de zihinsel ve bedensel engelli. Dokuzuncuya da hamile’. Kürtaj yaptırması için ona baskı yapar mısınız? Cevabınız “Evet” ise bugün klasik müzik efsanesi Beethoven’ı öldürürdünüz ve eserleri de olmazdı. İşte, bu da mı tesadüf? Veya “Bu da mı gol değil hâkim Bey!” diyebilirsiniz rahmetli oyuncu Sadri Alışık gibi. “Milyonlarca sperm içinde birinci geldim ama yaşadığım hayata bak” gibi sitemkâr sözleri hemen hemen her insan söylemiş veya hissetmiştir. Birinci gelme veya en güçlü sperm olma konusu Allah’a kalmış. Sonrasında birey doğar, büyür ve ölür; tüm yaptıklarıyla ve yap(a)madıklarıyla. “Yetenek maç kazandır ama takım ruhu ve de zekâ şampiyonluk kazandırır” demişti Michael Jordan Ekselansları. İşte sporda zeka olmazsa olmaz cinsten bi’durum. Profesyonel yönetici Cenk Özeker yoldaş bir yazısında; “Yeryüzündeki sporcuların sadece yüzde 1’i yıldız olabiliyor. Örneğin Amerika’da her yıl 250 bin basketbolcu lise takımlarından mezun oluyor. Sadece 12 bin tanesi üniversite takımlarına girebiliyor. Bunlardan 50 tanesi NBA takımlarına dahil olabilirken, sadece 5 tanesi ilk beş oynayabiliyor. İçlerinden yalnızca 2 tanesi 5 yılı aşkın süre profesyonel olarak kalabiliyor” demişti. İlâveten; “Başarıya ulaşmak için 8 yıl boyunca, haftada 23 saat üstün performanslı antrenman yapmak gerekiyor” diye de konuyu bağladı. İlgili istatistiği gözönüne aldığınız zaman; Temel motorik özellikler yanında, vücut yapısı, diğer zihinsel ve duygusal öğeler de şampiyonlukta bir hayli ön şart. E yıldız sporcunun en önemli özelliği ise bildik ‘sporda zekâ’ düzeyi işte. Zekâ mı? Zekânın birçok tanımı var; Binet’e göre anlak, iyi us (akıl) yürütme, iyi hüküm verme ve kendi kendini aşma kapasitesidir. Davis’e göre anlak, edinilen bilgilerden faydalanarak sorunları halletme yeteneğidir. Terman’a göre anlak, soyut düşünme yeteneğidir. Thorndike’a göre anlak, birçok düşüncesel yeteneklerin karışımıdır ve mekanik, sosyal ve soyut anlak olmak üzere üç başlıkta incelenmelidir. Weshler’e göre anlak, bireyin amaçlı davranma, mantıklı düşünme ve çevresiyle ilişkilerde etkili olma kapasitesinin tümüdür. E ‘usta gözler’ bu işin neresinde? Konusunda uzman antrenörler özellikle önce okul sporlarına ilişkin bir ‘tarama modeli’ geliştirir. Arkasına da seçtiği yetenekleri önceden tesis ettiği ‘performans havuzuna’ atar. E ondan sonrası? E ondan sonrası da biraz kuvvet, sürat, dayanıklılık, esneklik ve koordinasyon yanında, biraz takımdaşlık, biraz aidiyet, biraz da duygusal zekâ gelişimine katkı koyar. Sonrası mı? Sonrasında da karakter yönetimiyle birlikte istikrar eğitimi şart oldu. E disiplinli çalışma da bunun olmazsa olmazıdır bildik. Sonuçta branşında dünya şampiyonu olmuş her sporcu, kendi zekâ grubunda ‘üstün zekâlı’ tanımlaması doğru değil mi? Örneğin Tiger Woods, Michael Jordan, Roger Federer, Lance Armstrong veya iyi saatte olsun Michael Schumacher sizce dâhi değil mi? Kesinlikle dâhi bu’adamlar! Kıssadan hisse, milyonlarca sperm içerisinden birinci gelebilirsiniz ama zekâ konusunda iddialı değilseniz boşuna sperm transferi gerçekleşmiştir, en azından spor konusu için. Sağlıkla...