Diyarbakır Ergani’ye bağlı Birgen mezrasında yaşayan 43 yaşındaki E.B. 2007’de eşini kaybetti. 3 çocuğu ile tek odalı harabe bir evde oturan zihinsel engelli E.B.’nin, 2009 yılında başka bir hastalık için gittiği hastanede 8 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine E.B. ve çocukları mahkeme kararıyla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından korumaya alınıp, sığınma evine yerleştirildi.

TECAVÜZ İKİ YIL SÜRMÜŞ

Tercüman aracılığıyla Kürtçe ifade veren E.B. “Kocam öldükten sonra 2 yıldır İbrahim H.T. evime pencereden girerek benimle tehdit zoru ile defalarca cinsel ilişkiye girdi” dedi. Suçlamayı reddeden 29 yaşındaki T. ise iftiraya uğradığını belirterek kendini “Bu kadın akıl hastasıdır. İfadelerine güvenilmez, ayrıca evinde pek durmaz, sürekli bir yerlere gider. Başka birinden hamile kaldığını düşünüyorum” diye savundu. Ancak DNA testi ile; E.B.’nin dünyaya getirdiği bebeğin babasının T. olduğu belirlendi.

E.B. olayın ortaya çıkmasının ardından mahkeme kararıyla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından korumaya alındı. B. ve çocukları sığınma evine yerleştirildi.

‘KARŞI KOYABİLİRDİ’

Mahkeme sürerken Diyarbakır Adli Tıp Kurumu, hazırladığı raporda “Mağdurenin bulunduğu fiile karşı beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına engel bir durum teşkil etmediğini, eyleme ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğunu ve olay nedeniyle ruh ve beden sağlığının bozulmadığını” bildirdi. Rapor üzerine mahkeme 7 Temmuz 2011’de T.’yi tahliye etti. T. cezaevinden çıktıktan sonra Şanlıurfa Siverek’te evlendi.

15 YIL 7 AY 15 GÜN


Davanın bir sonraki duruşmasında Savcı Yağmur Aslan, E.B.’nin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevkini talep etti. İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu yaptığı muayenede “hafif orta derece ömür boyu sürecek zekâ geriliği” saptadı, raporunda şu saptamalara yer verdi: “Zekâ geriliğinin mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmadığı, bu zekâ geriliği nedeniyle olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamayacağı ve E.B.’nin 2008-2009 tarihlerinde mağduru bulunduğu olaya ruhsal yönden mukavemete muktedir olamayacağı, mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruhsal sağlığının bozulduğu tespit edilmiştir.” Bu raporun ardından Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mahkeme T.’ye “nitelikli cinsel saldırı, konut dokunulmazlığını ihlal ve tehdit” suçlarından toplam 18 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ceza iyi halden 15 yıl 7 ay 15 güne indirildi. Mahkeme sanığın kaçma ihtimalini göz önünde bulundurarak hakkında tutuklama kararı çıkardı.

Kaynak:Habertürk