"(IKBY'DEKİ REFERANDUM TARTIŞMALARI) KESİNLİKLE IRAK'TA BÖYLE BİR BAĞIMSIZ DEVLET İLANINA BİZ TARAF DEĞİLİZ. ASLA OLAMAZ. BÖYLE BİR ŞEYE MÜSAADE EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL. ORADA SADECE KÜRTLER YAŞAMIYOR, ORADA TÜRKMENLER VAR, ORADA ARAPLAR VAR. BÜTÜN BUNLARIN BİRLİKTELİĞİNİ BOZMAYA KİMSENİN HAKKI YOK"

"ÖZEL TEMSİLCİLERİMİ BEN SAYIN BARZANİ'YE GÖNDERDİM, DEDİM Kİ 'SAKIN BÖYLE BİR YANLIŞIN İÇERİSİNE GİRMEYİN. BİZ DARDA KALDIĞINIZ ZAMANLARDA SİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMİŞ BİR ÜLKEYİZ. 350 KİLOMETRE SINIRIMIZ OLAN BİR KOMŞUMUZSUNUZ, KOMŞUNUZ DURUMUNDAYIZ. BİZDE AKRABALARINIZ VAR, AYNI ŞEKİLDE BİZİMKİLERİN SİZDE AKRABALARI VAR. BAKIN BÖYLE BİR YANLIŞ YAPMAYIN.' NE YAZIK Kİ BU YANLIŞI ŞU ANDA YAPMIŞ DURUMDALAR"

"AYIN 27'SİNDE BENİM MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTIM VARDI. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNDEMİ SEBEBİYLE BU TOPLANTIYI BİZ 22'SİNE ALDIK. DÖNER DÖNMEZ CUMA GÜNÜ, ANKARA'DA MİLLİ GÜVENLİK KURULUMUZU TOPLUYORUZ. MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTIMIZDA NE GİBİ YAPTIRIMLAR UYGULARIZ, BUNUN KARARINI ALACAĞIZ"

"TÜRKİYE OLARAK YANI BAŞIMDAKİ SURİYE'DE S-400 VARKEN, BEN KENDİM BİR S-400'E, BELKİ S-500'E HATTA S-600'E SAHİP OLMANIN GAYRETİ İÇERİSİNDE OLMAK DURUMUNDAYIM. BUNLAR, KENDİMİZİ KORUMAYA YÖNELİK ATMAMIZ GEREKEN ADIMLARDIR. BALİSTİK FÜZELERLE İLGİLİ ATMAMIZ GEREKEN ADIMLAR DA VARDIR. BUNLAR BİR YÖNETİCİNİN ÜLKESİNİ, 80 MİLYON TÜRKİYE'Yİ KORUMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR. BUNUN İÇİN DE NE GEREKİYORSA A'DAN Z'YE BUNU YAPACAĞIZ"

- "TERÖR ÖRGÜTÜNE BU SİLAHLARI BEDAVA VERİYORLAR, PARA ALMADAN VERİYORLAR. TÜRKİYE SENİN ORTAĞIN OLACAK, NATO'DA BERABER OLACAKSIN, İSTEDİĞİN SİLAHI NATO'DAKİ ORTAĞINDAN, MÜTTEFİKİNDEN ALAMAYACAKSIN. BU NEYLE İZAH EDİLİR? ONUN İÇİN BU ADIMI ATMAK DURUMUNDAYIZ VE ATIYORUZ"

"PAZARTESİ GÜNÜ SAYIN PUTİN İLE BİR ARAYA GELECEĞİZ. TELEFONLA GÖRÜŞMEMİZ OLACAK AMA PERŞEMBE GÜNÜ DE BİR AKŞAM YEMEĞİ YİYECEĞİZ BERABER. BU GELİŞMELERİ, SURİYE'DE NE OLUYOR, NE BİTİYOR. BUNLARI KONUŞACAĞIZ. ŞU ANDA İDLİB'DE BAZI SIKINTILAR YAŞANIYOR, BUNLARI KONUŞACAĞIZ"

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) referandum tartışmalarıyla ilgili, "Kesinlikle Irak'ta böyle bir bağımsız devlet ilanına biz taraf değiliz. Asla olamaz. Böyle bir şeye müsaade edilmesi mümkün değil. Orada sadece Kürtler yaşamıyor, orada Türkmenler var, orada Araplar var. Bütün bunların birlikteliğini bozmaya kimsenin hakkı yok." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York Plaza Otel'de, Birleşmiş Milletler (BM) Kentler ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi ve eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg tarafından düzenlenen "Bloomberg Küresel İş Forumu"nda soruları yanıtladı.

IKBY'de, 22 Eylül'de yapılması planlanan bağımsızlık referandumuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin, Irak'taki mücadele bittiği andan itibaren "Irak asla parçalanmamalı" tezini savunduğunu belirtti.

Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Özel temsilcilerimi ben Sayın Barzani'ye gönderdim, dedim ki 'Sakın böyle bir yanlışın içerisine girmeyin. Biz darda kaldığınız zamanlarda size her türlü desteği vermiş bir ülkeyiz. 350 kilometre sınırımız olan bir komşumuzsunuz, komşunuz durumundayız. Bizde akrabalarınız var, aynı şekilde bizimkilerin sizde akrabaları var. Bakın böyle bir yanlış yapmayın.' Ne yazık ki bu yanlışı şu anda yapmış durumdalar. Ayın 27'sinde benim Milli Güvenlik Kurulu toplantım vardı. Birleşmiş Milletler gündemi sebebiyle bu toplantıyı biz 22'sine aldık. Döner dönmez cuma günü, Ankara'da Milli Güvenlik Kurulumuzu topluyoruz. Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda ne gibi yaptırımlar uygularız, bunun kararını alacağız." ifadelerini kullandı.

Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) kararı aldıktan sonra hükümete göndereceğini, hükümetin de Bakanlar Kurulu toplantısında kararını vereceğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hedef şudur, bir defa kesinlikle Irak'ta böyle bir bağımsız devlet ilanına biz taraf değiliz. Asla olamaz. Böyle bir şeye müsaade edilmesi mümkün değil. Orada sadece Kürtler yaşamıyor, orada Türkmenler var, orada Araplar var. Bütün bunların birlikteliğini bozmaya kimsenin hakkı yok. '16 yaşında benim hayalimdi.' Senin 16 yaşındaki hayalin olabilir. Dünyada, özellikle de siyasette güncellenen bir hayat vardır. Bu güncellemeyi biz hayatımız boyunca hep yapmışızdır. Benim 16 yaşındaki siyaset anlayışımla 63 yaşındaki yaşındaki siyaset anlayışım aynı olamaz, aynı değildir. 40 yıldır siyasetin içindeyim, burada atılan bu adım, bu yaklaşım kesinlikle yanlıştır ve kendini yalnızlığa doğru itmiştir. Bakın şu an itibarıyla İsrail'den başka yanında kimse yok. Bütün dünya ülkeleri şu anda bu anlayışa, bu teze karşı durumda. Burada da yaptığımız görüşmelerde hep bunu gördüm. Temenni ederim ki ayın 25'ine kadar Sayın Barzani ve ekibi hemen bu yanlış karardan vazgeçerler ve Kuzey Irak yerel yönetimi, sürdürdüğü çalışmasına devam eder."

IKBY'deki referandum tartışmalarına ilişkin, "Bu noktada sadece ekonomik yaptırım mı uygulanır yoksa güç kullanımı da söz konusu olabilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Şimdi bu çeşitlendirmeyi burada ifade edersem doğru olmaz. Milli Güvenlik Kurulumuzda bunları çalışacağız. Orada bunları ortaya süreceğiz. Hükümetimize teklifimizi yapacağız. Ondan sonra da hükümetimizin kararıyla bu açıklanacak." diye konuştu.

"NATO İÇİNDE NÜKLEER SİLAHLARA SAHİP OLAN ÜLKELER VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Rusya'dan alınmasına ilişkin anlaşmaya vardığı S-400 hava savunma sistemleri hatırlatılarak, "Bu, diğer NATO üyesi ülkelerin attığı imzaların biraz ötesine geçti. Bu noktada sizin müttefiklerinizle alakalı hayal kırıklığınız mı var?" sorusu üzerine, Türkiye'nin, her şeyden önce NATO ülkesi olduğuna işaret ederek, "NATO ülkeleri içerisinde bırakın S-400'ü çok daha güçlü silahlara sahip olan ülkeler var hatta daha ileri gideceğim, nükleer silahlara sahip olan ülkeler var. Dünya nükleer silahları konuşuyor. Dünya nükleer silahları konuşurken, NATO'nun içerisindeki ülkelere, 'Siz de NATO ülkesi olarak bu nükleer silahları bırakın.' diyor mu? Demiyor. Onlar hatta nükleer başlıklı silahların daha uzun menzilli olanlarını da yapmanın gayreti içerisindedir." değerlendirmesini yaptı.

Bu gerçekleri bir kenara koymanın mümkün olmadığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye olarak yanı başımdaki Suriye'de S-400 varken, ben kendim bir S-400'e, belki S-500'e hatta S-600'e sahip olmanın gayreti içerisinde olmak durumundayım. Bunlar, kendimizi korumaya yönelik atmamız gereken adımlardır. Balistik füzelerle ilgili atmamız gereken adımlar da vardır. Bunlar bir yöneticinin ülkesini, 80 milyon Türkiye'yi korumak bizim görevimizdir. Bunun için de ne gerekiyorsa A'dan Z'ye bunu yapacağız. Biz NATO ülkelerinden istediğimiz silahları alamıyorsak ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Biz insansız hava araçlarını birçok dost, NATO ülkelerinden istemişizdir. Paramızla istediğimiz halde bunları alamadık.

Daha basit Zigsauer, tabanca. Bunları alamamışızdır. Alamayınca ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Terör örgütüne bu silahları bedava veriyorlar, para almadan veriyorlar. Türkiye senin ortağın olacak, NATO'da beraber olacaksın, istediğin silahı NATO'daki ortağından, müttefikinden alamayacaksın. Bu neyle izah edilir? Onun için bu adımı atmak durumundayız ve atıyoruz. Şu anda da hızla devam ediyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor, ortak çalışmalarımız devam ediyor ama biz bunları Amerika ile de Fransa ile de... Mesela bizim işte EUROSAM, Fransa, İtalya, Türkiye olarak üçlü anlaşmamız var. Bakın bu da oluyor. Demek ki olumlu yaklaşımlar karşısında Türkiye olumsuz değil."

"Önümüzdeki dönemde Rusya ile ittifak biraz daha büyür mü?" sorusu üzerine Erdoğan, "Her şeyden önce bizim siyasetteki tezimiz şu, dostları çoğalt, düşmanı azalt. Biz buna çalışıyoruz. Rusya ile bir olumsuzluk yaşadık ama çok kısa zamanda bu olumsuzluğu gidermek suretiyle şu anda Rusya dış ticaret hacminde ciddi bir tırmanışa geçmiş vaziyettedir." dedi.

Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin 36 milyar dolara ulaştığını bildiren Erdoğan, Rusya'nın bu yıl turizmde Almanya'yı da geçerek, birinci sırada yer alacağını düşündüğünü aktardı.

Rusya'dan Türkiye'ye turist akınına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkilerin "kazan-kazan" esasına dayandığını belirtti.

"SAYIN PUTİN İLE PAZARTESİ GÜNÜ BİR ARAYA GELECEĞİZ"

Moskova ile mesafenin yaklaşık 2,5 saat olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Görüşmelerimiz zaman zaman Soçi'de devam eder. Arada sadece Karadeniz var. Bir, bir buçuk saatte oradayız, görüşmelerimizi orada yaparız. Şimdi pazartesi günü Sayın Putin ile bir araya geleceğiz. Telefonla görüşmemiz olacak ama perşembe günü de bir akşam yemeği yiyeceğiz beraber. Bu gelişmeleri, Suriye'de ne oluyor, ne bitiyor. Bunları konuşacağız. Şu anda İdlib'de bazı sıkıntılar yaşanıyor, bunları konuşacağız."

İdlib bombalanırken, bütün bunlara rağmen İdlib'de yaşayan çocukların okullarına gittiğini anımsatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir çatışmasızlık bölgesi olarak İdlib halledildi ve sınırın dış tarafında şu anda Rusya Federasyonu'nun koruma kuleleri var, karakollar. İçeride de Türkiye'nin koruma noktasında karakolları var. Bütün bunları Özgür Suriye Ordusu ile beraber orada bizim askerimiz yapıyor. Bu orada barış tesis edilinceye kadar devam edecek. Ondan sonra da nasıl 100 bin Suriyeli şu anda topraklarına döndüyse diğer bizde kalan Suriyeli dostlarımız, onlar da kendi topraklarına dönecekler."

Suriye'de bulunan Türk askerinin sayısının artırılıp artırılmayacağına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelişen şartlara göre değişir, artabilir, eksilebilir. Bunu şartlar belirler. Tabii ki askerimizin kalitesi de ona göre değişiyor. Zaman olur komando olur, zaman olur bakarsınız düz olur. Bu da yine oradaki şartlara göre değişir. Şu anda burada en üst düzeyde temsili, askerimiz yapıyor ve sınırda şu anda hazır vaziyette bekliyorlar. Her an orada göreve hazır durumda, barışı tesis edecekler." değerlendirmesini yaptı.