"ŞU ANDA RUSYA ÇOK CİDDİ BİR YANLIŞIN İÇİNDEDİR. BU, ÖYLE ZANNEDİYORUM Kİ BÖLGEDE KENDİSİNİ ZAMAN İÇERİSİNDE YALNIZLIĞA GÖTÜRECEK BİR ADIMIN DA İŞARETİ OLABİLİR. BUNU, ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM ZİRA TÜRKİYE GİBİ BİR ÜLKEYE RAĞMEN BU ADIMLARI ATIYOR OLMASI, BİZİ CİDDİ MANADA ÜZMEKTEDİR, TEDİRGİN ETMEKTEDİR. ARAMIZDAKİ İKİLİ İLİŞKİLER MALUMDUR"

"DEVLET TERÖRÜ ESTİREN BİR ESED VAR VE BU DEVLET TERÖRÜ ESTİREN KİŞİYİ, NE YAZIK Kİ BAKIYORSUNUZ, RUSYA DA SAVUNUYOR, İRAN DA SAVUNUYOR. BUNLARI SÖYLEDİĞİMİZ İÇİN RAHATSIZ OLANLAR DA VAR. SORTİLER KİMDEN YANA? REJİMDEN YANA. REJİMLE İŞ BİRLİĞİ YAPAN ÜLKELER, TARİHE BUNUN HESABINI VERECEKLERDİR"

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'nın şu anda atmış olduğu adımların, Suriye'deki bombardıman olaylarının özellikle Türkiye açısından kabul edilir hiçbir yanı olmadığını belirterek, "Şu anda Rusya çok ciddi bir yanlışın içindedir. Bu, öyle zannediyorum ki bölgede kendisini zaman içerisinde yalnızlığa götürecek bir adımın da işareti olabilir. Bunu, altını çizerek söylüyorum zira Türkiye gibi bir ülkeye rağmen bu adımları atıyor olması, bizi ciddi manada üzmektedir, tedirgin etmektedir. Aramızdaki ikili ilişkiler malumdur" dedi.

Erdoğan, "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" etkinliğine katılacağı Fransa'nın Strazburg kentine hareketinden önce, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin "Rusya, Suriye'deki operasyonlarını hızlandırarak devam ediyor. 72 saatte 60'tan fazla sorti yapıldı, artacağı yönünde mesajlar Moskova'dan geliyor. Yabancı bir kanala yaptığınız açıklamada, Rusya ile bu konuyu görüşüp, kararlarını ve eylemlerini gözden geçirmelerini isteyeceğinizi söylemiştiniz. Böyle bir temas imkanınız oldu mu? Olduysa nasıl bir yanıt geldi?", "Güvenli Bölge Tasarısı, hala masada mıdır bu son gelişmelerden sonra ve Rusya'nın bu operasyonlarından sonra destek geleceğini düşünüyor musunuz?" sorularını cevapladı.

"Rusya'nın şu anda atmış olduğu bu adımlar, Suriye'deki bu bombardıman olaylarının özellikle Türkiye olarak bizim açımızdan kabul edilir hiçbir yanı yoktur" diyen Erdoğan, bunu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, gerek Moskova ziyaretinde gerekse birkaç gün önce yaptıkları telefon görüşmesinde de ifade ettiğini aktardı.

Şu anda Rusya'nın çok ciddi bir yanlışın içinde olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, öyle zannediyorum ki bölgede kendisini zaman içerisinde yalnızlığa götürecek bir adımın da işareti olabilir. Bunu, altını çizerek söylüyorum zira Türkiye gibi bir ülkeye rağmen bu adımları atıyor olması, bizi ciddi manada üzmektedir, tedirgin etmektedir. Aramızdaki ikili ilişkiler malumdur. Suriye ile 911 kilometre sınırı olan biziz. Rusya'nın Suriye ile bu tür bir durumu söz konusu değil. Peki Rusya o zaman burada neyi gerçekleştirmenin gayreti içinde. Suriye, rejim böyle bir talepte bulunduğu için bunu yapıyormuş. Her rejimin talebine, her ülkenin uyması diye bir şey söz konusu değildir. Bunu sizler siyasi bir karar olarak uygun görürseniz yaparsınız, uygun görmezseniz yapmazsınız. Ama burada sizlerle gerek siyasi noktada, gerekse uluslararası düzeyde bir istişari konsey oluşturmuş Türkiye'ye rağmen yaparsanız bu tabii ki bizi derinden üzer. Nitekim şu anda da geldiğimiz nokta budur ve atılan adımlar hayra alamet değildir. Rusya şu anda İran, Irak ve Suriye ile iş birliği halinde böyle bir adımı atmıştır. Biz de tabii bütün bu değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bu değerlendirmeleri yapmak suretiyle bu konudaki hassasiyetlerimizi, bundan sonraki süreçte çok daha farklı bir şekilde ele alacağız."

"Suriye denklemine Rusya'nın dahil olmasıyla birlikte Kürt gruplara verilen bir takım silahlar ve Kürt grupların desteklenmesi söz konusu. Burada da Türkiye kırmızı çizgilerini belirtmişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca buradaki çatışmaların artmasıyla birlikte Türkiye'ye yeni mülteci akınları yaşanabilir. Türkiye'de şu an 2 milyon mülteci var. Türkiye açık kapı politikasını uygulamaya devam edecek mi? O bölgede güvenli bölge oluşturulmasıyla ilgili Türkiye'nin bir inisiyatif alması söz konusu olabilir mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Kürtler'in silahlandırılması"nı yanlış bir ifade olarak değerlendirdiğini, bunları terör örgütlerinin silahlandırılması olarak ele aldığını vurguladı.

Erdoğan, PYD ve PKK'nın eş olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bugün Kobani'de bölücü terör örgütünün liderlerinin resimlerini her yerde görürsünüz. PYD'nin kimlerle iş birliği halinde olduğunu, kimlerle iş tuttuğunu oralarda tespit etmek mümkündür. Bunlar belge olarak elimizde mevcut zaten. Bunlara silah desteği verenler, uluslararası teröre destek veriyor durumundadır. Zaman zaman kulağımıza geliyor, 'Kürtler DAEŞ'e karşı savaşıyor' ifadesi. Bu bir defa çok yanlış bir tespit. DAEŞ'e karşı şu anda topraklarını koruma mücadelesi verenler olduğu gibi biz de DAEŞ'e karşı mücadele veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Niye? Terör örgütüdür de onun için ama bir diğer terör örgütünün, bir başka terör örgütüyle mücadele vermesini 'Bunlar iyi teröristtir' anlayışıyla ele almak, masaya yatırmak, bir defa adaletli bir yaklaşıma ters düşer. Bu ister A ülkesi, ister B ülkesi tarafından olsun fark etmez. Burada biz adaleti nasıl tesis edeceğiz, mazlumları mağdurları nasıl koruyacağız? Aslolan budur. Suriye'de bunca mazlum, mağdur insan varken 350 bin insanın öldürülmesi olayı var, bunun da faili var. Devlet terörü estiren bir Esed var ve bu devlet terörü estiren kişiyi, ne yazık ki bakıyorsunuz, Rusya da savunuyor, İran da savunuyor. Bunları söylediğimiz için rahatsız olanlar da var. Sortiler kimden yana? Rejimden yana. Rejimle iş birliği yapan ülkeler, tarihe bunun hesabını vereceklerdir."

- "Biz bir yere kadar sabrederiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de, 1 milyon 700 bini Suriyeli, 300 bini Iraklı olmak üzere 2 milyon mülteci olduğunu hatırlatarak, "Acaba Rusya'da ne kadar mülteci var? İran'da ne kadar mülteci var? Ama şimdi onlar gelip bu işe müdahale etme noktasında olunca bakıyorsunuz müdahale etmeye gayret ediyorlar. Biz şu ana kadar 7,5 milyar dolar harcama yaptık. Avrupa, en ufak bir mülteci akınından rahatsız değil mi? Peki tüm Avrupa'da şu anda ne kadar mülteci var diye baktığınız zaman 200 bin civarında. Şimdi yeni yeni bir o tarafa doğru bir akın söz konusu. Bize ne diyorlar? Akıl veriyorlar; 'Aman ha kapılarınızı açmayın, bize gelmesin. Bunlar sizde kalsınlar'. Biz bir yere kadar sabrederiz. Bir yerden sonra gereğini biz de yaparız. Çünkü eğer sizler kalkıp da bunun karşısında birlikte hareket etmeye destek vermezseniz, bizim de burada atacağımız adımlar, farklı olacaktır. Bunları da değerlendirmek durumundayız. Şu anda Akdeniz ve Ege'de bütün olaylarda bizim Sahil Güvenlik'in denizlerden topladığı mülteci sayısı, yılbaşından bu yana 60 bini bulmuştur. Bu bizim insani ve vicdani görevimiz olduğu için yapıyoruz. Diğerleri, 'Bırakın ölsün', 'Bırakın batsın' diye bakıyor ama biz böyle bakamayız" değerlendirmesinde bulundu.