ERDOĞAN: “KKTC'NİN VE ADANIN ENERJİ KAYNAKLARIYLA İLGİLİ POLİTİKALARIMIZDAN TAVİZ VERMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL”

“BÖLGEDE ÇIKARILACAK HERHANGİ BİR KAYNAĞIN TÜM ADA HALKININ OLDUĞUNU HER FIRSATTA DİLE GETİRDİK, DİLE GETİRİYORUZ”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'nin ve adanın enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarından taviz vermelerinin söz konusu olmadığını belirterek, "Bölgede çıkarılacak herhangi bir kaynağın tüm ada halkının olduğunu her fırsatta dile getirdik, dile getiriyoruz. Oradan çıkarılacak kaynağın kullanılmasında ve uluslararası piyasalara ulaştırılmasında kilit ülke Türkiye'dir" dedi.

Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 6. Dünya Enerji Düzenleme Forumu'nda, doğu-batı, kuzey-güney enerji koridoru merkezinde yer alan Türkiye'nin, enerjinin rekabet unsurundan çok işbirliği unsuru olması gerektiğini savunduğunu ve enerji meselelerinin ancak uluslararası işbirliğiyle, üretici, tüketici ve transit ülkeler arasındaki diyaloğun güçlendirilmesiyle kalıcı olarak çözülebileceğini düşündüğünü söyledi.

Enerjinin, yeraltındayken savaşın, yer üstündeyken barışın kaynağı haline geldiğini dile getiren Erdoğan, enerjinin yer üstüne çıkarıldıktan sonraki pazarlanma, tüketici ülkelere güvenli ve düzenli olarak ulaştırılma sürecinin, uluslararası anlaşmalar ve işbirliğini zorunlu kılan yanıyla barışa hizmet ettiğini vurguladı.

Erdoğan, güçlü ekonomisi, ilkeli dış politikası ve istikrarlı yönetim anlayışıyla Türkiye'nin, kaynak ülkelerle tüketici piyasaları arasında güvenli köprü olmaya devam edeceğini ifade ederek, katılımcılara şöyle seslendi:

"Ülkemizin son 12 yılda yaşadığı değişimin, hemen her alanda sağladığı başarının sizler zaten farkındasınız. Biz, 12 yıl önce olduğu gibi sadece kendi enerji ihtiyacını karşılamaya çalışan bir ülke değiliz, bugün artık Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dost, müttefik ve kardeş ülkelerin enerji arz güvenliğine katkı sunmaya çalışıyoruz. Bakü-Tiflis-Ceyhan Hampetrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı'nı bu dönemde hayata geçirdik. Yine bu amaçla hayata geçirilecek bir başka projenin, Güney Gaz Koridoru'nun temelini geçtiğimiz yıl Bakü'de attık. Güney Gaz Koridoru hem enerji arz güvenliğini artırması hem de kaynak ve güzergah çeşitliliği sağlaması bakımından çok önemli. Bu projenin bir parçası olan Azerbaycan'la birlikte başlattığımız TANAP'ın da temelini Mart ayında Kars'ta attık. İnşallah 2018'de TANAP'tan ilk gaz akışını başlatacağız. Irak'ın her bölgesinde enerji işbirliğini geliştirmek için çalışmalarımız devam ediyor."

Erdoğan, Doğu Akdeniz'in enerji haritasında önemli rol oynayacak Kıbrıs ve çevresindeki enerji kaynaklarının da Türkiye'nin enerji diplomasisinde büyük yer tuttuğuna işaret ederek, "KKTC'nin ve adanın enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarımızdan taviz vermemiz söz konusu değildir. Bölgede çıkarılacak herhangi bir kaynağın tüm ada halkının olduğunu her fırsatta dile getirdik, dile getiriyoruz. Oradan çıkarılacak kaynağın kullanılmasında ve uluslararası piyasalara ulaştırılmasında kilit ülke Türkiye'dir. Kıbrıs'ta da aynen Irak'ta olduğu gibi iki taraf arasında anlaşma sağlanırsa, bundan en fazla memnun olacak yine bizleriz. Şimdiye kadar nasıl adada çözüm irademizi muhafaza etmiş, hep bir adım önde olmuşsak, bundan sonra da aynı tavrımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.

"YENİ YATIRIMLARIN, YERLİ VE YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDAN OLUŞMASINI İSTİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin enerji köprüsü ve terminali olma özelliğini pekiştirirken, enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalıştıklarına ve alternatif enerji kaynaklarına önem verdiklerine değinerek, bu alanda öne çıkan iki projeyi Sinop ve Akkuyu nükleer santral yatırımları olarak sıraladı.

Akkuyu Nükleer Santrali'nin liman projesinin temelinin geçen ay atıldığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin gelişen nüfusu, ekonomisi ve yakalanan büyük hızıyla doğru orantılı olarak 2023'e kadar yaklaşık 120 milyar dolar enerji yatırımına ihtiyacı bulunduğunu kaydetti.

Erdoğan, enerji tüketimi artışında Türkiye'nin çok hızlı büyüdüğünü, ileri sanayi teknolojisinin bunu gerektirdiğini belirterek, "Bugün 12 yıl öncesine göre 2 kat fazla elektrik tüketiyoruz. 2023'te ise bugüne oranla 2 kat elektrik tüketiyor olacağız" dedi.

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik çalışmalar kapsamında özelleştirmeler başta olmak üzere devletin boşalttığı alanlarda özel sektörün aktif olması için gayret gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İktidara geldiğimiz ilk yıllarda bankacılık sisteminin güçlendirilmesi yönünde çok önemli adımlar attık. Bu sayede küresel krizlerden etkilenmeyen bir bankacılık ve finans yapısının oluşmasını sağladık. Devraldığımızda 25 bankanın iflas ettiğini düşünürseniz, göreve geldiğimizden itibaren de 40 milyar dolarlık iflasın bedelini ödeyen bir ülke konumuna geldik. Bugün çok güçlü bir finans sektörüyle ayakta olan Türkiye var. Diğer yandan enerji yatırımlarını desteklemeye yönelik teşvikler verdik. Böylece kamunun enerji sektörüne ayırdığı yatırımları, sağlık, eğitim, adalet gibi alanlara kaydırma imkanı bulduk.

Yapılan çalışmalarla enerjide özel sektörün payı 2002'de yüzde 32 iken, bugün yüzde 70 düzeyine ulaştı. Biz artık yeni yatırımların, ithal bir kaynak olan doğalgazdan ziyade yerli ve yenilenebilir kaynaklardan oluşmasını istiyoruz. Bu anlamda rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarında da hızlı bir ivme yakaladık, jeotermalde hızlı bir ivme yakaladık. Aynı şekilde kömür rezervimizi de yeni ve büyük projelerle ekonomiye kazandırıyoruz, kazandıracağız. Elektrik üretimindeki payı azaltmaya çalıştığımız doğalgazın, temiz ve çevreci kaynak olması sebebiyle evlerde yakıt olarak kullanımını yaygınlaştırdık, yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Ülkemiz bugün 1,2 milyon kilometrelik elektrik şebekesiyle Avrupa'nın en uzun ikinci, dünyanın en uzun beşinci şebekesine sahip. Çok şükür bu ağı sorunsuz bir şekilde yönetiyoruz. Vatandaşımızın enerji ihtiyacına cevap veriyoruz."

"ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ KONUSUNDA YAPICI KATKILAR VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin jeopolitik konumunun avantajlarını, ülke gerçekleri ve küresel dinamikler çerçevesinde başarıyla yönettiğini dile getirerek, "Türkiye'nin enerji arz güvenliği ve çeşitliliğine yaptığı önemli katkıya rağmen, gereğinden uzun ve zorlu geçen AB ile üyelik müzakerelerinde tıkanan fasıllardan birinin enerji olması çelişkilidir. Buna rağmen biz, rekabetçi ve serbest enerji piyasaları için bugüne kadar yaptığımız çalışmaları devam ettireceğiz, Türkiye olarak küresel ve bölgesel refahı, özellikle istikrar, barış adına, enerji arz güvenliği konusunda yapıcı katkılar vermeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.

Türkiye'nin bu yıl G20'nin dönem başkanlığını yürüttüğünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin dönem başkanlığında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları sorunlara ağırlık vererek, özellikle KOBİ'ler konusunu ele alarak, bu konuların daha fazla tartışılmasına da önem verdiğini söyledi.

Erdoğan, insan odaklı bir kalkınma anlayışıyla, barışı, dayanışmayı, adaleti, hak ve özgürlükleri öne çıkaran politikaları kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizdi.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, forumun bölgenin refah, barış ve istikrarına katkıda bulunacak sonuçlara vesile olmasını diledi.