Super Bowl XLIX

Kargalar beyazken, pireler de deveyken Chicago Bears ile Dallas Cowboys arasında gerçekleşen ‘Amerikan Futbolu’ (onlar futbol diyor) maçına gitmiştik. Çok anladığım iş değil! Âlem-ahkâm modunda bol biralı, müzikli ve de patlamış mısırlı bir şölendi. Topu kapan dikine koşuyordu. Tam bir takım sporu mübârek. Kimisi müdafaa merkezli, kimisi ise hücum merkezli bir kurguda tokuşutorlardı klasik. En çok ilgimizi çeken olay da; hakemlerin verdiği karar esnasındaki ‘sebep-sonuç’ ilişkisini, yukardan uzatılan mikrofon sayesinde duymamızı sağlamaları oldu. Maç esnasındaki hengâme, kural bilgisi olanlar için geçerliydi. Bizim için değil pek tabii ki. Nasıl olmasın ki? Amerika’nın izleyici açısından birinci spor dalı, daha doğrusu bir şöleni. Bu ligde oyun kurucu lider olarak John Elway, Tom Brady, Montana ve de Kaepernick gibi sporcular ilk aklımıza gelenler. Neyse, “Super Bowl” adını verdikleri final karşılaşması ise tam bir şov atraksiyonu. Super Bowl; Amerika’da her yıl düzenlenen Amerikan Futbolu Ligi’nin (NFL) şampiyonluk maçıdır.Bu maçları belirtmek içi oynandığı yıl yerine Roma (Romen) Rakamları kullanılır. Her spor dalının ortaya çıkışında olduğu gibi, Amerikan Futbolu’nun ortaya çıkışında da rastlantısal olayların etkisi olmuştur. Bu oyunda, birçok faktörün bir arada olduğu görülür. Mâlum, bu spor dalı oldukça kompleks bir özelliğe sahip. Sporun gerçek özellikleri bu oyunda açıklıkla görülebilir: Dayanıklılık, kuvvet, esneklik, sürat, çabukluk, strateji, disiplin, azim ve de takım psikolojisi burada çok aktiftir. Bu özelliklerin hepsi bu oyunda başarılı olabilmek için, sahip olunması gereken temel özelliklerdir. Bir takımın maç kadrosu 45 kişiden oluşur. Ancak sahada normal futboldaki gibi 11 oyuncu bulunur. Bir takımı, kendi içinde farklı görevleri olan üç takıma ayrılır. Bunlar; hücum takımı, savunma takımı ve özel takımlardır. Neyse, daha geçen iki yıl önce New York Giants ile New England Patriots arasında marka değeri tam ‘11 milyar dolarlık’ bir Super Bowl karşılaşması gerçekleşti. Bu sayede; ‘1,2 milyar tavuk kanadı ve 4,4 milyon pizza sipariş verilmiş... 100 milyon üzerinde Amerikalının izlediği maçta, her Amerikalı bu olay için kişi başı 64 dolar harcamış... 30 saniyelik reklam spotlarının bedeli ise 3,5 milyon dolar. Bu da kesmedi; ilgili müsabaka 185 farklı ülkede, 30 farklı dilde canlı olarak izlenmiş... Stat şovu için tam 720 milyon dolar harcanmış ve son olarak da Super Bow’lı kazanan oyuncuların her biri 88 bin dolar kazanmış...’ Şov mu? Daniskası! Madonna ikigözüm bile dizinden sakat sakat tam 12 dakika boyunca “ver coşkuyu” modunda bir dans ve müzik resitali sergiledi. Sabaha karşı Facebook duvarına “Super Bowl” yazan Kadir Kocasoy dostum sayesinde o maça biz de şahit olduk bereket versin. Maçı izlerken kendi kendime; “İşte âlem böyle yapılır. Amerikan Futbolu asla bir spor dalı değildir” demem gayet doğaldı. Sonuç mu? Bitime 57 saniye kala Ahmad Bradshaw’dan gelen ‘touch-down’ (gol) sayesinde Giants takımı şampiyon oldu. Feci bir adrenalindi. Ötesi mi? Ötesinde 1 şubat’ı 2 şubat’a bağlayan pazar gecesinde Türkiye saati ile saat 01.30'da son şampiyon Seattle Seahawks ile yine New England Patriots arasında oynanacak Super Bowl XLIX var. Hade iyi seyirler...