“Barış, Hemen Şimdi"


Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Rum Lider NikosAnastasiades’e “Gelin bu barışı bir an önce, yarın değil bugün, gelecek hafta değil bu hafta, gelecek yıl değil bu yıl bulalım” diye seslendi Davutoğlu, BM Genel Sekreterinin yeni atadığı Kıbrıs Özel Danışmanı EspenBarth Eide’ye de; “Kıbrıs müzakerelerini artık nihai hedefe götürmek konusunda çabalarınızı artırarak devam ettirmenizde fayda var, adada daha çok bulunun, taraflar arasında daha çok mekik diplomasisi yapın, BM’yi daha çok devreye sokun” diye seslendi, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon ve atadığı tüm ekibine güvenlerinin tam olduğunu da vurguladı.
Yunanistan’a da “komşu ve dost ülke” olarak, Kıbrıs’tan seslendiğini belirten Davutoğlu, “Çapraz ziyaretleri devam ettirelim. Mümkünse bunun seviyesini bakan, başbakan seviyesine çıkaralım, biz buna hazırız. Yunanistan Başbakanı hazırsa ben hazırım, gelin adaya birlikte gidelim, ilk önce Güney’e gidelim, birlikte çay içelim, sohbet edelim, sonra Kuzey’e gelelim yine birlikte olalım. Gelin beraber burada barışı inşa edelim” dedi.

“ANASTASİADİS YAPAMAYACAKSA, YAPAMAYACAĞINI SÖYLESİN”
Davutoğlu, aynı çağrıların BM için de geçerli olduğunu belirterek, “Ama bunlar yapılamayacaksa, herkes dürüstçe bunu ortaya koysun. Sayın Anastasiades bunu yapamayacaksa, yapamayacağını söylesin. Ya gelin beraber çözümü bulalım, yok çözüm iradeniz yoksa ambargoları kaldırıp, gerekiyorsa alternatif çözümler üzerinde birlikte düşünelim” diye konuştu.Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla düzenlediği basın toplantısında konuşan Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, KKTC’yi ziyaret etmekten büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, ziyaretinin üç ana çerçevesi olduğunu kaydetti.

“KİM NE DERSE DESİN TÜRKİYE KKTC’Yİ DEVLET OLARAK TANIYOR”
Davutoğlu, ziyaretinin birinci çerçevesiyle ilgili konuşurken, Türkiye hükümetlerinin TBMM’den güvenoyu aldıktan sonra ilk ziyaretini Lefkoşa’ya gerçekleştirdiğini, bunun “Kim ne derse desin Türkiye Cumhuriyeti devleti KKTC’yi devlet olarak tanımakta ve her düzeyde devlet olarak tanımanın getirdiği ilkelere saygı gösterdiği” anlamına geldiğini vurguladı.

“İLK ZİYARETLERİMİZ HEP ADAYA OLACAK”
Geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da ve gelecekte de TBMM’den güvenoyu alan hükümetlerin, her Başbakanın KKTC’yi ziyaret edeceğini ifade eden Davutoğlu, buna bağlı olarak ikinci boyutun da, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının esenliği, refahı ve güvenliği ile ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk halkının bağlılığını adaya getirdiğini söyledi.

“KKTC, DEVLET TECRÜBESİNDE OLGUNLUĞA ULAŞTI”
Davutoğlu, yaptıkları görüşmelerde detaylı olarak iki ülkenin ilişkileri üzerinde durduklarını belirterek, 50 yılı aşkın bir süredir Kıbrıs meselesinin sürdüğünü, bu süreçte de hep Kıbrıs Türk halkının yanında olduklarını, olmaya da devam edeceklerini kaydetti.KKTC’nin 40 yıllık mücadelede, 30 yıllık devlet tecrübesinde birçok ülkede görülmeyecek kadar demokratik olgunluğa ve kurumsallığa ulaştığını, birçok seçimlerin ve demokratik yolla ortaya konan süreçlerde olgunluğunu gösterdiğini ifade eden Davutoğlu, ekonomik olarak da son yıllarda kendi destekleriyle ciddi iyileşmeler sağlandığını, bunun da Türkiye ile KKTC arasındaki yakın ilişkiden kaynaklandığını belirtti.

“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ DAHA DA DERİNLEŞTİRECEĞİZ”
Davutoğlu, ziyaretini, KKTC ile ilgili bakanları ile birlikte yaptığını, amaçlarının iki ülke arasındaki ilişkileri daha da derinleştirmek için ne yapılması gerekiyorsa yapmak olduğunu ifade ederek, bunun simgesel yansımalarından birisinin de su projesi olduğuna dikkat çekti.Su projesinin bundan 10 yıl önce “hayal proje” olarak nitelendirilebileceğini, ancak şimdi bu önemli kararın hayata geçirildiğini ve yakında Anadolu’nun berrak, saf ve helal suyunun KKTC’ye, Yavruvatan’a akacağını ifade eden Davutoğlu, “Bu Ferhat ile Şirin’in aşkı gibi, dağları Ferhat nasıl delmişse, Anadolu’dan Yavruvatan’a engel tanımayız denizleri aşarız, Anadolu’nun suyunu Yavruvatan’a getiririz, bunu da kimse engelleyemez” dedi.

“ZAMANA OYNAMAYALIM”
Davutoğlu, Kıbrıs’taki müzakere sürecine de değinerek, Türkiye ve KKTC’nin son 14 yılda, Annan Planı çerçevesinde ve daha sonra her zaman iyi niyetini gösterdiğini, Kıbrıs adasının barış adası olmasını istediğini ifade ederek, şöyle devam etti:“İstedik ki; Kıbrıs adasında sağlanan barış üzerinden Doğu Akdeniz’e barış refah huzur gelsin. İstedik ki, Türkiye Yunanistan KKTC ve Kıbrıs Rum Yönetimi aynı masa etrafında otursun ve Doğu Akdeniz etrafını nasıl bir barış adası haline getiririz diye düşünsünler. Ama ne kadar güçlü irade kullanmışsak da maalesef istediğimiz ölçüde mukabele görmedik. Bu Annan Planının reddedilmesinde de böyleydi.”Davutoğlu, son dönemlerde Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs Rum Yönetimi ve Rum Lider NikosAnastasiades’e “süreci hızlandıralım, bir an önce netice alalım, zamana oynamayalım” çağrıları yaptığını, kendisinin de süreci çok yakından bildiğini kaydetti.

“BM GENEL SEKRETERİ VE EKİBİNE GÜVENİMİZ TAM”
Kıbrıs’a gelişinin zamanlamasının çok önemli olduğunu çünkü bu akşam (dün) iki liderin, BM Genel Sekreterinin yeni Kıbrıs Özel Danışmanı, Norveç eski Dışişleri Bakanı, “yakın dostu”, barış çabalarıyla bilinen “kıymetli” bir diplomat olan EspenBarthEide’nin de katılımıyla bir yemek yiyeceğini ve yeni bir başlangıç yapacağını ifade eden Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon ve atadığı tüm ekibine güvenlerinin tam olduğunu vurguladı.

ANASTASİADES’E SESLENDİ
Davutoğlu, “Şimdi harekete geçme zamanıdır” diyerek, Anastasiades’e seslendi:“Gelin bu barışı bir an önce, yarın değil bugün, gelecek hafta değil bu hafta, gelecek yıl değil bu yıl bulalım. İleriye ertelenen her çözüm aslında çözümsüzlüğü derinleştirir, ertelemeyelim. Her konuyu masaya koyalım ve bu çerçevede adımlar atalım. Bu akşam ve yarın yapılacak müzakerelerde artık geçmişi reddetmeden yola çıkalım.
Sayın (2. Cumhurbaşkanı) Talat ve (Rum eski Lideri) Hristofyas arasındaki yakınlaşma kağıtları Sayın Eroğlu tarafından benimsendi ve sürdürüldü. Ancak aynı yakınlaşma kağıtları Sayın Anastasiades tarafından aynı ölçekte benimsenmemiştir.Çok ciddi çabalarla ortaya çıkarılan ortak metne onay verdik. Ancak Kıbrıs Rum tarafındaki ‘Ulusal Konsey’ diye bir mekanizmanın sürekli devrede olması karar almayı geciktiriyor. Hiçbir ülkede hiçbir süreçte herkesin mutabık olduğu bir müzakere süreci yürüyemez. Mutlaka görüş farklılıkları olur. Bu yüzden müzakerelerin gecikmesi zaman kaybıdır.Sayın Anastasiades, ümit ederiz bu akşam başlayan sohbetin, yemeğin bir dostluk yemeği olmasına yardımcı olur… Ama sadece dostluk yemeği değil, bir ekip yemeği, ortak bir gelecek inşa edecek iki lider olarak ortak anlayışı geliştirecek bir yemek.”

EİDE’YE MESAJ…
Davutoğlu, Eide’ye de şöyle seslendi:“Sayın (BM Genel Sekreteri’nin eski Kıbrıs Özel Danışmanı) Downer’in bıraktığı yerden bayrağı aldınız, bunu artık nihai hedefe götürmek konusunda çabalarınızı artırarak devam ettirmenizde fayda var, adada daha çok bulunun, taraflar arasında daha çok mekik diplomasisi yapın, BM’yi daha çok devreye sokun.Önünüzde BM Genel Kurulu var. O genel kurulda tarafları bir daha bir araya getirin gerekiyorsa bir odada, günlerce tutun ama artık bu adaya barış Doğu Akdenize huzur ve istikrar gelsin.”

YUNANİSTAN’A DA SESLENDİ…
Türkiye Başbakanı Davutoğlu, Yunanistan’a da “komşu ve dost ülke” olarak Kıbrıs’tan seslendiğini belirtti ve şöyle seslendi:“Geçen yıl kararlaştırılan ve başlatılan müzakerecilerin çapraz ziyaretleri gibi güzel başlangıçları devam ettirelim. Mümkünse bunun seviyesini bakan Başbakan seviyesine çıkaralım, bir buna hazırız. Görüşmeye hazırım. Yunanistan Başbakanı hazırsa ben hazırım, gelin adaya birlikte gidelim, ilk önce Güney’e gidelim, birlikte çay içelim, sohbet edelim, sonra Kuzey’e gelelim yine birlikte olalım. Akdeniz birçok milletlerin ortak yeri oldu. Gelin beraber burada barışı inşa edelim.”Davutoğlu, İngiltere, Amerika gibi sürece katkıda bulunan müttefik ülkelere de seslenerek, herkesin emeği olduğu müzakere çerçevesine sahip çıkılması çağrısında bulundu.

“TAKVİMLENDİRİLMİŞ BİR MÜZAKERE SÜRECİYLE BAŞARILABİLİR”
Bu ortak metin üzerinden Kıbrıs’ta bir barış inşa edilebileceğini, bu bölgede güzel bir örnek teşkil edecek barışın sağlanabileceğini, takvimlendirilmiş bir müzakere süreciyle bunun başarılabileceğini dile getiren Davutoğlu, aynı çağrıların BM için de geçerli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:“Ama bunlar yapılamayacaksa, herkes dürüstçe bunu ortaya koysun. Bir gerekçe varsa bile bu gerekçe 2004’te referandumda ölmüştür. Hala bu ambargonun sürüyor olması, hiçbir gerekçeyle izah edilemez. Ya gelin beraber çözümü bulalım, yok çözüm iradeniz yoksa ambargoları kaldırıp, gerekiyorsa alternatif çözümler üzerinde birlikte düşünelim. Ama Türkiye kim ne derse desin ne tavır alırsa alsın bu ziyaretle bir kez daha göstermiştir ki, KKTC’nin yanındadır.Türkiye’den Kıbrıs’a sadece barış, huzur, istikrar ve dostluk mesajları gelir ve Kıbrıs Türk halkını hiçbir zaman yalnız, kaderine terkedilmiş bırakmaz.”

“NASIL ‘AZİZ SUYU RUM TARAFIYLA PAYLAŞABİLİRİZ’ DEMİŞSEK DOĞALGAZI DA BURADAN DÜNYAYA PAZARLARIZ”
Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafıyla su ve doğalgaz konusunda işbirliği yapmaya hazır olduğunu yineledi.Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

“DOĞALGAZ BORUSU DA DÖŞENEBİLİR”
Türkiye’den su taşınması için inşa edilmekte olan yapının, doğal gazın nakledilmesi için de düzenlenip düzenlenemeyeceği sorusuna karşılık Davutoğlu, su borularının su yüzeyinde asılı olacağı bir sistem inşa edilmekte olduğunu, Ada’da varılacak bir çözüm sonrasında su borularının yanına doğal gaz borusu ve elektrik kablosu da çekilebileceğini kaydetti.Davutoğlu, “Nasıl ‘aziz suyu Rum tarafı ile paylaşabiliriz’ demişsek doğal gazı da buradan dünyaya pazarlayabiliriz ve Rum- Türk herkes bundan istifade eder” dedi.

“SUYUN DAĞITIMI İÇİN PROFESYONEL BİR YAPI KURULMALI…”
KKTC’de rasyonel, etkin ve üretken bir ekonomik yapı kurulması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, KKTC’ye su getirme projesine atıfta bulunarak, gelecek olan suyun idaresi konusunda, profesyonel bir yapı kurulması gerektiğini, bu amaçla Türkiye Doğal Kaynaklar ve Su Bakanı Veysel Eroğlu’nun KKTC’yi geniş bir ekiple ziyaret edeceğini kaydetti.

TÜM KANALİZASYON VE SU ALTYAPISININ YENİLENECEĞİ BİR MODEL
Türkiye’nin 1,3 milyar dolarlık su yatırım projesinde bir beklenti içerisinde olmadığını belirten Davutoğlu, tüm bölgelerin içme ve kanalizasyon altyapısının düzenlenmesini içeren bir model üzerinde çalıştıklarını kaydetti.Davutoğlu, “Merkezi yönetime ciddi bir vergi kaynağı bırakacak, Belediyelerin tüm altyapılarının bu yolla, şirketler tarafından düzenleneceği, kanalizasyon atık su sistemi dahil olmak üzere tüm alt yapının yenileneceği, belediyelere bir hisse ile kaynak aktarılacağı da dahil olmak üzere bir model üzerinde çalışıyoruz” dedi.

YENİ BİR KKTC DOĞMAKTA OLDUĞUNUN İŞARETLERİ
KKTC’de demokrasinin çok renkli olduğuna inandığını kaydeden Davutoğlu, son dönemde gerçekleştirdiği ziyaretlerde, iktidardaki partiler ile muhalefet partilerinin ilişkisinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Davutoğlu, “Ortak yemek ve toplantılarda gördüğüm atmosfer bu konuda yeni bir KKTC’nin doğmakta olduğunun da işaretleri. Görüş ayrılıkları masa etrafında konuşulur, siyaseten görüş ayrılıkları devam etse de, ortak çıkarlar ve hedefler doğrultusunda bir araya gelinir” dedi.Uygulanan ambargolara da atıfta bulunan Davutoğlu, “Hiçbir ambargo bir ülkenin çalışkanlığından daha fazla etkili olamaz” dedi. Onur ve bağımsızlık mücadelesi veren bir milletin taştan suyu çıkarttığına inandığını kaydeden Davutoğlu, Türkiye’nin savunma sanayisinin 1970’lerde Kıbrıs dolayısıyla Türkiye’ye ambargo uyguladığı dönemde başladığına işaret etti.

'TÜRKİYE ÇERÇEVE BELGEYİ DESTEKLİYOR'
Müzakerelerdeki vatandaşlık ve toprak konularında Rum tarafının aşırı taleplerinin anımsatılması üzerine Davutoğlu, vatandaşlık konusuna atıfta bulunarak müzakerelerde kimsenin KKTC’ye fikir empoze etme hakkı olmadığını belirtti. Vatandaşlık konusunda Güney Kıbrıs’ın yaptıklarının da dikkate alınması gerektiğini belirten Davutoğlu, KKTC’de yasalara göre en az beş yıl yaşamış Türkiye kökenli birine vatandaşlık verilmesinin çözüm sürecinde sorun olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

“KKTC, TÜRKİYE’NİN GARANTİSİ ALTINDADIR”
Bir gazetecinin “Suriye ve Irak’ta ayrımcı faaliyetlerde bulunan İŞİD’in KKTC’de de faaliyette bulunacağın iddia edildiğini” belirtmesi üzerine Davutoğlu, KKTC’yi tehdit eden bir durumun bilgilerine gelmediğini ancak KKTC’nin bekası, geleceği, huzuru ve güvenliğinin Türkiye’nin garantisi altında olduğunu ifade etti.İŞİD’in Türkiye için bir tehdit oluşturup oluşturmadığı sorusu üzerine Davutoğlu, bölgede faaliyet gösteren tüm radikal örgütlerin bölge için nasıl tehdit teşkil ediyorsa Türkiye için de aynı şekilde tehdit teşkil ettiğini belirtti.

“TÜRKİYE SIĞINMACILARA 4 MİLYARIN ÜZERİNDE PARA HARCADI”
Türkiye’den gençlerin İŞİD altında savaşmak için Suriye ve Irak’a geçtiği iddialarının anımsatılması üzerinde Davutoğlu, yabancı basın tarafından Türkiye hakkında yanlış haberlerin yapıldığını, bugüne kadar Türkiye’ye 1,2 milyon Suriyelinin sığındığını ve Türkiye’nin 4 milyar doların üzerinde para harcadığını, anacak uluslararası toplumun bu insani kriz konusunda herhangi bir şey yapmadığını söyledi.

Kaynak: Star Kıbrıs