Siyah ve beyaz gölgeli Mapfree
KKTC Basketbol Federasyonu 80’li yılların başında kurulmuştu; Kurucu başkan Raif Hoca (Örtunç) o günleri bizden daha iyi bilir; Ortaköy Akar Gazinosu’ndaki alabalıklara çörek atardık. Tantin’in hamamı dolar taşardı o zamanlar. Pişmiş aşa su katılmazdı o dönemlerde. Muz zengin meyvesiydi, birçoğumuz bahçelerdeki aşırma mandalinalara tâlim ederdik. Lahmacun ve çiğ köfte zevkimiz de yoktu o dönemki eski Girne Limanı’nda. Dondurma mı? Sadece Resa’da bulabilirdik, bir de Londra Pastanesi’nden. Gato veya tramisu yerine şarlot tatlısı veya ekmek kadayıfı vardı daha o yıllarda. Çek ve senet kullanmazdı büyüklerimiz o dönemlerde zira sözleri senetti. Kapılar kilit kilit üzerine kapanmazdı. Komşuluk hat’rı tabii ki de vardı. Mustafa Özsoy Müdür ve takım arkadaşları “Oyna GG” şeklinde Kıbrıs Federasyon Kupası’nı henüz kaldırmışlardı. Sahillerimiz Bakanlar(!) Kurulu kararlarıyla daha peşkeş çekilmemişti o zamanlarda. Yoğurtlar süt tozondan değil saf sütten yapılırdı. Raleigh marka üç vitesli bisikletlermizle gezerdik ayağımızdaki Esem, Sebo veya Mekap marka ayakkabılarla kırmızı başlı avlamaya çalışırdık. Ailecek Arasta ve Ortaköy Halk Fırını arasına sıkışmış bi’gezi turumuz vardı o yıllarda. Daha ileriye geçilemezdi. Geçilse de ayda bir denize gidilirdi ma’aile. Büyük Yakın Doğu Üniversitesi yoktu o zamanlar. Koçero Tepeleri denirdi şu anda binlerce gencin eğitim, öğretim ve yönetim sürecine tabi tutulduğu bu bereketli bölgeye, Allah bereket versin. İşte, o yıllarda bir sabah kalktık ve TRT ekranlarında Beyaz Gölge adlı dizinin fragmanını izledik. Ülke basketbolun milâdı işte o diziydi. Dizide başrolde Ken Howard; Ken Reeves adlı beyaz bir profesyonel basketbol oyuncusunu canlandırıyordu. NBA’de oynayan Reeves dizindeki sakatlıktan dolayı basketbolu bırakmak zorunda kalır. Üniversitedeki sınıf arkadaşı ve aynı zamanda Los Angeles şehrindeki Carver Lisesi’nin müdürü Jim Willis tarafından çoğunlukla siyah ve İspanyol gençlerin okuduğu liseye, basketbol koçu olarak davet edilince, bu daveti kabul eder. Senaryoya göre Reeves ile Willis Boston Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarında oda arkadaşlarıdır. Reeves, basketbol oynamış ve daha sonra seçilerek NBA takımlarından Chicago Bulls’ta oynamıştır. Dizinin adı ise ilk bölümün sonunda Reeves’in oyuncularının her zaman ve her yerde arkalarında olacağını söylemesinin ardından Thorpe’un verdiği cevaptan gelir; “Beyaz bir gölge gibi”. İşte, bu dizi ile birçok ülkede basketbol sevildi ve halen çok seviliyor. Avrupa insanının, Amerika Ulusal Basketbol Ligi’ni organize eden NBA merkezli basketbol serüveni bu süreçte başladı. İşte böyle başlamıştı bu basketbol aşkı. İnanmayan şimdiki başkan Ertuğ Ağın’a sorsun. Neyse, konuyu fazla uzattım galiba; Yurdum basketbolunda büyük erkeklerde son şampiyon Mapfree takımı oldu mâlumunuz üzere. Nicosia Sports Shop’un finanse ettiği liglerin Büyük Erkekler Ligi play-off finalinde karşı karşıya gelen Mapfree ile Mağusa Gençlik Akademisi (MGA) arasındaki seride 4’e bağlayan Mapfree şampiyonluğunu ilan etti. Bu ekonomik kriz vaziyetlerinde şampiyon takıma 100 bin TL’ye yakın bütçe koyan ve bir aile şirketi OŞAN LTD’in doğrultmacı patronu Osman Şan Usta ve oğulları Alişan ve Ömer Şan dostlarıma, bunun yanısıra takım koçu Ahmet Gürel Alp lider yöneticiliğindeki tüm sporcu kardeşlerime bin selam. Kutlarım..