Bunun nedeni çok basit, beslenme. Bildiğiniz gibi sindirim çiğnemeyle, ağızda başlar. Diş eksiklikleri veya dişsizlik durumlarında besinlerin etkili şekilde öğütülmesi mümkün olmayacağından, yediğimiz besinler tam olarak öğütülmeden midemize taşınırlar. Yaşla birlikte eski verimliliğini kaybetmiş sindirim sistemi organları da öğütülememiş besinleri sindirmekte çok daha fazla zorlanırlar. Etkili şekilde çalışmayan sindirim sistemi, sağlığımız açısından sayısız riskler barındırmaktadır. Bunları telafi etmek için artan ilaç kullanımı neticesinde karaciğerin ve böbreklerin yükü de artacaktır. Gördüğünüz gibi en başta zincirin halkalarından biri olan dişlerimizin kaybı sistemik olarak yaşlanmış ve yorulmuş vücudumuza gereğinden fazla stres eklenmesine neden olmakta. Ağzında hiçbir dişi kalmamış ve 10 sene boyunca damak kullanan bir bireyin çiğneme performansı %5’ler mertebesindedir. Bu kadar düşük bir performans gösteren protezleri kullanmaya devam etmenin oluşabilecek sağlık problemlerini engellemesi mümkün olmayacaktır. Bu işin çözümü hastalarımıza eski çiğneme performanslarını geri kazandırmaktır. 30 sene önce şimdiki olanaklarımız yoktu ama artık implantlarla desteklediğimiz protezler ile çiğneme performansını %95’ler kadar çıkarabiliyoruz. Artık, en son 20 sene önce fındık, fıstık yiyen birisine, bu hazzı yeniden tattırabilmenin haklı gururunu yaşayabiliyoruz diş hekimleri olarak.
Çoğu yaşlı bireyler, “bu saatten sonra ne kadar ömrüm kaldı ki, ağzıma bu kadar masraf yapayım” diye enteresan bir düşünceye sahipler. Tıpta yaşanan gelişmeler neticesinde insan ömrü uzamakta. Bununla birlikte sağlıklı beslenen bireylerin de daha uzun yaşayacağı göz önüne alındığında, kişinin ağzına yapacağı yatırımın önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Konforlu bir yaşlılık için ağzımıza iyi bakalım.