'Tuzu Bir Anda Bırakmak Da Tehlikeli'
Nefroloji ve hipertansiyon alanında bu yıl 31'incisi düzenlenen Ulusal Nefroloji Kongresi, Antalya Belek'te gerçekleştiriliyor. Kongrede konuşan Prof. Dr. Bülent Altun "Tuz kalp, tansiyon ve böbrek için tehlikeli; ama bir anda tuzu bırakmak da bazı sorunlara yol açıyor" dedi



Antalya Belek'te Türk Nefroloji Derneği tarafından düzenlenen 31. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi'nde ilk konuşmayı Kongre Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar yaptı. Süleymanlar "44 yıllık derneğin 31 yıldır düzenlediği bu kongreler çok önemli. Bin 200'ün üzerinde doktorun katılımıyla bu kongreyi yapıyoruz" dedi.

Prof. Dr. Kenan Ateş "Bakanlığın bir takım kongrelere kısıtlama gerekçeleri var. Çalışma Bakanlığı'nın ilaç ve finans sanayini kısıtlama çalışmaları var. Bu yıl bir uluslararası derneğin, Dünya Damar Erişim kursu yapıldı. Diyaliz alanı ile ilgili ilk sonuçlar orada paylaşıldı. Prof. Dr. Mehmet Haberal da sağ olsun kongremize katıldı. Organ bağışının duyulmasında çok önemli çabaları var hocamızın" açıklamasında bulundu.



Prof. Dr. Turgay Arınsoy "Böbrek hastalığının en çok görülme nedeninin ilki şeker hastalığı. Şeker hastalığının, kronik böbrek hastalığının en önemli nedeni olduğunu biliyoruz. Rakam hep artıyor. Erişkin 5 kişiden biri şeker hastası. Şeker hastalığı aynı zamanda kalp hastalığının da habercisi. İkinci neden ise hipertansiyon. Şeker hastalığı ve hipertansiyonun kötü bir kardeşi daha var: obezite; yani bel çevresinin artışı. Metabolik sendrom tedirgin edici boyutlara ulaştı. 2006 yılında bel çevresi esas alındığında yüzde 33.7 olan obezite sıklığı yüzde 40.8’e yükseldi. Bu rakamlar şişmanladığımızı gösteriyor" dedi.

ERKEKLERDE ÖLÜM ORANI DAHA FAZLA

Arınsoy "Erkeklerde ölüm oranı kadınlara göre 2 buçuk kat daha fazla. En fazla ölüm Güneydoğu’da, en az ölüm Marmara’da. Ölüm oranı gelir düzeyi yüksek olanlarda az, düşük olanlarda yüksek oluyor. Aynı oran eğitim için de geçerli. Kronik böbrek hastalığı olanlarda ölüm riski 4.5 kat, böbreğin süzme işlevinde kayıp olanlarda ise 9.2 kat artıyor. Sigara kampanyasıysa işe yaradı. Sigaranın kendisi böbrek hastalığını başlatan bir şey" vurgusunu yaptı.



Prof. Dr. Alı Rıza Odabaş "Diyaliz konusunda birçok merkezimizde tedavi yapılıyor. Suriye ve Irak’tan gelen göçmenler de diyalizlerine devam ediyor. Hepatit C, 10 yıl öncesine kadar yüzde 40’lardayken yüzde 5’lere indi. Nefroloji uzmanları, hemodiyaliz merkezlerinde görevlendirilmeli. Bu konuda boşluk var" diyerek hemodiyalizde uzmanların önemini vurguladı. 

Prof. Dr. Bülent Altun tuz konusunda bilgi vererek "Şu ana kadar bildiklerimiz geçerli. Yüksek tuz tüketimi kalp ve böbrek sağlığını etkiliyor. Nerede duracağız? Aşırı tuz tüketmek doğru değil. Aşırı kısıtlamaya gidenlerde de yeniden kalp sağlığı ile ilgili olumsuz veriler çıkıyor karşımıza. Yüksek tuz tüketimi tehlikeli. Biz yüksek tuz tüketen bir toplumuz. Yani tuz kalp, tansiyon ve böbrek için tehlikeli; ama bir anda tuzu bırakmak da bazı sorunlara yol açıyor" dedi.

BONZAİ BÖBREK YETMEZLİĞİNE YOL AÇIYOR

Altun "Bonzai sinir sistemi, kalp ve böbrek üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Böbrekte akut böbrek yetmezliğine neden oluyor. Bonzai kullanımına bağlı, 17 hastaya ait veriler sunuluyor.  Birinde başlık 'Keyif Veren Kâbus' olarak yer aldı. En az bir kere bu keyif verici madde kullananların oranı yüzde 2.5. Bu rakam dünya ortalamasının üstünde. Bu tip madde kullananlarda böbrek yetmezliği yüksek" diyerek bonzaiyle ilgili tehlikeyi işaret etti.

BÖBREKLERİNİZ İÇİN BİTKİSEL İLAÇLARDAN UZAK DURSUN

Bitkisel ürünlerin de akut böbrek yetmezliğine yol açtığını belirten Altun "Bitkisel kökenli ilaçlardan uzak durmamız lazım. Çoğu genç, kilo vermek isteyen insanlara kliniklerde rastlıyoruz. Hastalar sorduğu zaman da 'Kullanmayın' diyoruz" dedi.

'KADAVRADAN NAKİL SAYISI ARTIRILMALI'

Prof. Dr. Aydın Türkmen "Böbrek naklinde ciddi artış oldu. Dünyada 27 bin canlı böbrek nakli yapıldı. Bunun 10’da biri Türkiye’de yapılıyor. Kadavradan nakilde eksikler var. Kadavradan yapılan nakillerde en önemli artış İran'da görülüyor. Bizde de artmalı. Çok deneyimli, iyi ekiplerimiz var. Canlı organ naklinde hastanın sağlıklı olması yüzde 90’larda. Kadavrada 300’ü geçemiyoruz. Kasım ortasında yine Organ NakliHaftası var. 21 bin hasta böbrek bekliyor .Organ bekleyenler artıyor; ama organlar toprağa gidiyor. Taktığımız organların çok uzun süre hizmet görmesini istiyoruz. Bu konuda çok büyük masraf yapılıyor " açıklamasında bulundu.

Kongre Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar "Sağlık bütçesinin yüzde 5’inde, 65 bin böbrek hastası başı çekiyor. Bu hastalığın önüne geçemezsek gelecekte bu hastalığı yenemeyiz" dedi.

TUZ TÜKETİMİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

•    Sağlıklı yaşam için günde 5-6 gram, yani bir çay kaşığı kadar tuz alınması yeterlidir. Oysa, birçok toplumda günlük tuz tüketimi 10 gramdan fazladır. Ülkemiz ise bu konuda dünya liderlerinden birisi konumundadır. Yapılan çalışmalar, toplumumuzda günlük tuz tüketiminin 14-18 gram arasında olduğunu göstermiştir. 

•    Aşırı tuz tüketiminin en olumsuz sonucu kan basıncını yükseltmesidir. Tuz tüketiminde her altı gram artış ile sistolik kan basıncı 4-8, diyastolik kan basıncı 2.5-5 mmHg yükselir. Öte yandan, aşırı tuz tüketimi hem kan basıncını yükselterek, hem de bundan bağımsız olarak kalp-damar hastalıklarına, inmeye ve kronik böbrek hastalığına yol açabilir. Ayrıca, aşırı tuzlu beslenenlerde mide, akciğer, testis ve mesane kanseri ile osteoporoz risklerinin de arttığı gösterilmiştir.
 
•    Tuz tüketiminin yaklaşık 6 gram azaltılması ile inmeye bağlı ölümlerin yüzde 20-25, kalp krizine bağlı ölümlerin yüzde 10-15 oranında azaltılabileceği öngörülmektedir.

•    Ancak, son zamanlarda yayımlanan birçok çalışmada önemli bir tehlikeye işaret edilmektedir. Bu çalışmaların sonuçlarına göre günlük tuz tüketimi ile ölüm ve kalp-damar hastalıkları riski arasında “U” şeklinde bir ilişki vardır. Yani, ölüm ve kalp-damar hastalıkları riski sadece aşırı tuz tüketenler de değil, çok az tuz tüketenlerde de artmaktadır. Üstelik, düşük miktarda tuz tüketenlerdeki risk artışı aşırı tuz tüketenlere göre daha yüksek görünmektedir. 

•    Tuz tüketimini azaltmanın hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, inme ve kronik böbrek hastalığı sıklığının ve bunlara bağlı ölümlerin azaltılmasına önemli katkı sağlayacağı aşikardır. Ancak, tuzun normal vücut işlevleri için gerekli bir madde olduğu unutulmamalı ve tuz tüketimini aşırı azaltmanın emniyeti sorgulanmalıdır.