Kekik sadece aroma ve lezzet katan bir baharat değil, kanser hücrelerini intihara sürüklüyor, mikroplar ve hücre yaşlanmasına karşı da vücudu koruyor...

Evimizde bir aile geleneği pirzola başta olmak üzere yapılan tüm kuzu yemeklerine kekik konurdu. Sadece kuzunun mu, ızgara balıkların, domatesli zeytin ve peynir salatalarının, salata soslarının olmazsa olmazlarındandı her zaman.

Bebeklerin karnı ağrıdığında da kaynatılıp içirilir, ağrıyan yere yağı sürülürdü. Öksürük başladığında da hemen çayı yapılırdı. Tazesi çıkmaya başladığında da hemen alınır ve kurutulurdu.

Kekik sadece etin ya da kimi sebzelerin üzerine serpilen bir baharatın çok ötesinde şifalı bir bitki. İçerdiği uçucu yağlar ve ‘timol’, ‘rosmarinik asit, ‘karvakrol’, ‘ursalik asit’ gibi maddeler sayesinde kuvvetli mikrop öldürücü ve antioksidan etki yapıyor. Serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu zararları engelliyor, hastalıklara karşı direnci arttırıyor. Ve yaşlanmayı geciktiriyor.
Yine 10 yıl kadar önce yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre kekiğin içerdiği maddelerden Karvakrol, tümörlerin gelişimini yavaşlatıyor. Kanser hücrelerini intihara sürüklüyor ve kanserin gelişimini durduruyor.

Kekiğin farklı bölgelerde iklim kuşaklarında yetişen 300’den fazla türü olduğu tahmin ediliyor. Doktor Ümit Aktaş ‘İlaçsız Yaşam’ adlı kitabında Türkiye’de yetişen kekik türlerinde (Thymus vulgaris) ağırlıklı olarak ‘karvakrol’ maddesi bulunduğunu söylüyor.

Kekik vücutta yağlanmayı engelleyen bitkiler üzerine yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre vücutta yağlanmayı da defne yaprağı, zencefil, zeytin yaprağı gibi yüzde 20 oranında azaltıyor.

Kekiğin faydalarını özetleyecek olursak:
• Kansere karşı savaşır.
• Mikrop öldürücüdür, üst solunum enfeksiyonlarında rahatlatıcıdır.
• Antioksidandır hücre hasarının önüne geçer.