Özel Biri..

Geçen akşam boşa düştük; o an’larda ya siyasi kitap, duruma göre de video paylaşım sitesi Youtube takılırım; tabii Face ve de Insta vaziyetleri sonrası. Karşımda tüm karizmasıyla ünlü teknik direktör Portekizli Jose Mourinho vardı. Mâlum, ilgi nerdeyse enerji ordadır ya, daha belgeselin ilk anlarından itibaren beynimdeki record butonuna bastım. Neden mi? E serde muallimlik var ya, biraz tv’de, biraz bu köşede, biraz da sınıftaki paylaşımlarım için bu tip an’larda derhâl pür dikkat kesilirim. Neyse, bizim adam 1963’lü. Babası Portekiz’in bi’zamanlar ünlü kalecilerinden biri; Felix Mourinho. Genç Jose futbolcu olamayınca teknik direktör olmaya karar vermiş. 1990’lı yılların başında bu işe soyunan Mourinho işe ilk başlarda genç takım antrenörlüğü, sonrasında da İngiliz teknik drektör Bobby Robson’ın tercümanlığını yaparak başlamış. Mourinho, Bobby Robson ile Sporting Lisbon, Porto ve Barcelona’da birlikte çalışmış. Bobby Robson’ın Katalan ekibinden ayrılmasından sonra Louis van Gaal ile çalıştı. Yıllar geçmiş. E artık yalnız uçma zamanı gelmişti ve de Benfica ve de Leira yılları sonrası Şampiyolar Ligi şampiyonluğunu yaşadığı Porto’ya transfer olmuş. Arkasına da bildik Chelsea, Inter, Real ve de yine 2’nci Chealsea dönemi hâlihazırda. Meslektaşları Pep Guardiola ve Maradona Ekselansları onu için “olağanüstü” kelimesini kullanmışlar. En büyük misyonuysa hayatında futbol oynamamış teknik direktörler için son derece önemli bir kapı aralamasıymış. Mâlum, eskiden takım çalıştırmak için ille de topçu olmanız gerekirdi ama Jose’den sonra bu tabular yıkıldı. Futbol bilimcilere göre Mourinho’nun en büyük özelliği takım yapmaymış. İlgili mevkilere çok yetenekli nokta atışları yapmakta ustaymış bizim adam. Mourinho ilgili belgeselde liderliğin temeline bilgeliği koydu. Üzerine de adalet ve sevgiyi çaktı; “Liderlik yapan birinin sahip olduğu en önemli özellik, yol gösterdiğiniz kişilerin sizdeki bilgi birikiminin farkına varması. Bu yüzden çalıştığınız alanla ilgili birçok şey bilmelisiniz. Futbol hakkında çok şey bilirseniz bu konuda otomatik olarak iyi bir lider olacağınızı söylemiyorum. Benim için en önemli nokta bilgiye giden yolda ‘insanları anlamak’ çok önemli. Takım üzerinde kuracağınız adalet hissi ve de sevgi paylaşımı tabii ki de çok önemli. Özetle futbol bilmi yerine insan bilmine yatırım yapın” demiş Jose Ekselansları. Hoca haklı, futbolcu merkezli olmayan bir takımdan bir cacık olmaz bildik. Neyse; bugünkü yazımızı Jose Mourinho’nun meşhur sözleriyle bitirelim; “Muhabir; Takım yorgun muydu? Mourinho; Yorgun mu? Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz euroyla evine dönen baba yorgun olur, biz değil... Elimden gelenin en iyisini yapmaya, durumu olumlu şekilde geliştirmeye ve imajıma ve futbol felsefeme uygun takımı yaratmaya niyetliyim. En iyi oyuncular ve kibirimi mazur görün ama en iyi menajer bizde... Lionel Messi mi? Barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. Bu çocuk da bu işi çok iyi biliyor... Tottenham ile Stamford Bridge’te berabere kalınan maç sonrası: Tottenham buraya bir otobüsle geldi ve maçta gördünüz o otobüsü kalenin önüne çektiler... Bologna teknik direktörü Mihajloviç, Mourinho için ‘Mourinho ile futbol konuşmam. futbol oynamamış birinin bazı şeyleri anlamasını beklememek lazım’ dedi. Mourinho çok kısa bir süre sonra şöyle cevap verdi; ‘Jokey olmak için önce at mı olmak gerekir?’. Sonuç mu? O “özel biri”...