Canan Sağar: ‘’Derdim kendimden birşeyler yaratmak.’’

1- Öncelikle Canan Sağar kimdir? Bizlere biraz kendinizden bahseder misiniz?

Öncelikle bu röportaj için sizlere teşekkür etmek istiyorum. İnsanın kendisinden bahsetmesi zordur, en azından bu benim için böyle, yine de biraz olsun anlatmaya çalışacağım. İstanbul’da doğdum. Londra’da büyüdüm. 13 yaşında bağlama dersleri aldım. Ardından türkülerimize merak sardım ve bu konuda yıllarca çalıp söyledim. Sonrasında, gitar dersleri aldım. Değerli ve kıymetli öğretmenim Sedat Sarıcı ile sadece gitar dersi değil; armoni, melodi, söz yazarlığı gibi birçok konuyu işledik. Şarkılar yazdım; sosyal konulara olan duyarlılığımdan ötürü iki solo ve bir proje albümlerimde mutlaka insanların ve dünyanın derdine dokunmaya çalıştım.

2- Müziğe olan ilginiz, uğraşmanız nasıl başladı?

Müziğe olan ilgim ilkokul yıllarında başladı. Okulda olan bütün özel etkinliklerde ön planda yer alırdım. Sahneye aşık bir çocuktum. Fakat, bu ilgi o yıllarda okul sınırları içinde kaldı. Piyano dersleri almak için ailemle birlikte çok araştırdık, bir öğretmen bulduk fakat öğretmen ülkesine geri dönünce o mevzu öylece kapandı.

3- Hayatınızda müzikle ilgili aldığınız en iyi tavsiye nedir?

Hayatımda müzikle ilgili aldığım en iyi tavsiye şarkılarımı bir albümde dinleyici ile buluşturmamdı. Öncesinde, şarkılarımı dosyalarda tutuyordum. Bunu dinleyen bir kaç sanatçıdan ciddi eleştiriler aldıktan sonra albüm yapma yolunda ilerledim.

4- Geçmiş ve günümüz’den, ‘’Canan Sağar’a’’ örnek olarak gösterdiğiniz sanatçı adayları varmıdır?

Elbette etkilendiğim sanatçılar var ama örnek aldığım hiçbir sanatçı yok, Sivaslı bir ailenin evladı olarak türkülerle büyüdüm. Daha evvel belirttiğim gibi bağlama çalıp türkü de söylüyorum. Aşık Mahzuni Şerif, Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal gibi ülkemizde asla eskimeyecek eserler bırakan ozanlarımızı çok dinledim ve dinlemekteyim; onların etkisi bazı şarkılarımda da görülmektedir. Türkülerimizin yanı sıra; Ruhi Su, Cem Karaca, Led Zeppelin, Pink Floyd, Joan Baez gibi isimleri de hayli fazla dinledim ve dinlemekteyim.

5- Yaptığınız müziği kendinizce, bizlere nasıl tanımlarsınız?

Bugüne kadar müziğimi pek tanımlayamadım. Doğu ve batı içimde bir bütün. Bu yüzden, şarkılarla yürüsem de içimdeki türkü susmuyor. Bazı şarkılarımda doğu motifleri, bazıların batı motifleri mevcut, tanımlamak güç.

6- ‘’Taş atma çocuk’’ ve ‘’yavrucak’’ şarkılarının, hikayesini sizden öğrenebilirmiyiz?

“Taş Atma Çocuk” askeri araçlara taş attığı için cezaevine giren çocuklara yazdığım bir şarkı. Aslında bu şarkımda ironi yapıyorum. Çocuğa söylüyormuşum gibi fakat sözüm elbette sisteme. Hiçbir çocuk taş attığı için cezaevinde olmamalı. Bu sistemler değişmeli! “Yavrucak” şarkısının sözleri genç arkadaşımız Dost Ali Yaşar’a ait. Şarkı kendi içinde hikayesini anlatıyor. Yine sistem karşıtı, çocuklar için umut vadeden, güzel bir dünyanın olacağını söyleyen bir şarkı.

7- Yaşantınıza Londra’da devam ettiğinizi biliyoruz, peki orada müzikle uğraşmak nasıl bir şey bizlere biraz açıklar mısınız?

Londra zor bir şehir. Diyebilirim ki git gide daha da zorlaştı. Üstelik artık çok da kalabalık. Müziğimi icra edebileceğim çok fazla mekan yok, bu yüzden her yerde sahne almıyorum, konserleri tercih ediyorum. Sahnenin dışında ise yedi gün özel müzik ve gitar dersleri veriyorum. Kısacası, gece gündüz müzik hayatımda ve bu durumdan çok memnunum.

8- Çoğu konuda ‘’eskici’’ olduğunuzu biliyoruz, fakat bunu bilmeyenler için bizlere biraz, bu konuyu açar mısınız?

Eski şarkılara değer veriyorum. Bu zamanda yapılan birçok müziği dinlemiyorum. Paranın gücüyle, insanları metalaştırarak sadece fiziksel özelliklerle müzik yapılıyor, ne yazık ki büyük çoğunluk bu türleri dinliyor ve artık değerli sanatçıların yeri hiç bilinmiyor. Sahnemde de kendi bestelerimin dışında okuduğum hemen hemen bütün şarkılar eskilerdendir.

9- Her zaman söylediğiniz bir söz var; ‘’derdim kendimden bir şeyler yaratmak.’’ Size ait olan bu sözü bizlere açıklar mısınız?

İçimde birçok duygu yaşayan bir insanım. Çoğu zaman bu duygular içime sığmaz kağıda akar, gitarımın tınılarında dolaşır... Az evvel sordunuz ya örnek aldığım kimse var mı diye, işte bu cümle ona cevaptı: “derdim kendimden bir şeyler yaratmak”. Mutlaka benzerlikler olacaktır, bu kaçınılmaz fakat ben oturup beste yapmam, birden bir şey olur ve söz ile melodi akar, tabii sonrasında üzerine çalışırım o ayrı. Nite kim, çalışmadan, emek vermeden güzellik doğmaz.

10- Hayranlarınıza Kıbrıs Manşet aracılığı ile buradan söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? 

Üçüncü solo albüm için hedef: 2020.

11- On kadın isimli projenizi bilmeyenler için bizlere neler söylemek istersiniz?

“On Kadın” yüz akı projemiz. Bu albümde kadının yaşadığı sorunları şarkılarla dile getirmeye çalıştık. Cinsel tacizden tecavüze, töre cinayetlerinden göçlere, işçi kadından aşık kadına bir çok konuyu işledik. Kadın; söz yazarları, sanatçılar, eğitmenler, doktor ve besteciler albümde yer aldı. Albümü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde sadece dijital platformlarda yayınladık. Henüz kesin olmamakla beraber önümüzdeki sene CD olarak bastırma ihtimalimiz de var.
 

12- Geçen sene çıkarmış olduğunuz albüm ile ilgili ne tip yorumlar aldınız?

“Kalbim” ikinci solo albümüm. Aldığım tepkiler güzeldi. Bu albümde, daha çok sosyal mesaj içerikli şarkılar yer aldı. “Taş Atma Çocuk’’ hikayesini yukarıda anlatmıştım. “Bir Başka Haziran” Gezi Parkı olayları için yazılmış çok değerli bir eser. “Oyuncaklarım” Suruç’ta yitirdiğimiz o güzel gençlerimiz için. “Yavrucak” çocuklara umut vadediyor... Yanı sıra insana dair şarkılar da yer aldı: “Yan Koca Dünya”, “Dost Yarası”, “Kalbim” ve “Kayıp”.

13- Türkiye’de son zamanlarda birçok kadın sanatçımız farklı akımlarda ön planda. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Kadınların ön plana çıkmasını, cinsiyet ayrımının ülkemizde ve dünyada kalkmasını tüm kalbimle destekliyorum. Kadınlar aktifleşip örgütlenirse ancak bir şeyler değişmeye başlar. Özellikle ülkemizde kadın üzerinden yapılan siyasete karşı bütün insanların mücadele etmesi gerekiyor.
 

14- Son zamanlarda hayranlarınıza müjde verebileceğiniz, ne tarz bir çalışma içerisindesiniz?

Bu cevabı da sanırım yukarıda verdim. Üçüncü solo albüm için hedef: 2020.

15- Sevgili Canan Sağar; Londra Manşet ve Kıbrıs Manşet Gazetesi temsilcilerinden Armağan Dinletener’le beraber yaptığınız bu keyifli, röportaj hakkında neler söylemek istersiniz?

Hazırlamış olduğunuz sorular ve gösterdiğiniz özenden ötürü teşekkür ediyorum. Müzik dolu zamanlarda yeniden karşılaşmak, görüşmek ümidiyle...