KIBRISLI GENÇ KÜRATÖRDEN HETEROTOPYA SERGİSİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç küratörlerinden Gizem Yiğen in de bulunduğu Heterotopya Sergisi 13 Nisan da ziyaretçilere kapılarını açıyor.

Sergi açılışı 
 13 Nisan 2017 Perşembe günü saat 18:00'de gerçekleşecek.




REM Art Space, 13 Nisan – 31 Mayıs 2017 tarihleri arasında Gizem Yiğen, Özgenur Geris ve Teri Altaras’ın küratörlüğünde “Heterotopya” sergisine ev sahipliği yapıyor. Video, yerleştirme ve dijital heykel gibi yeni medya disiplinleri ile üretilmiş çalışmaları bir araya getiren Heterotopya sergisi, izleyiciye deneyimsel bir alan sağlıyor.

 

‘Heterotopya’ Fransız filozof Foucault’nun mekân mimarisini çözümlerken kullandığı bir kavram. Özellikle sanat mekânları, zamanın sürekli dönüştüğü alanlar olduğu gibi kendi içerisinde birleştirici bir niteliği de görünür kıldığı için heterotopik yapı kendini daha belirgin gösterir. Yeni medya sanatının heterotopik mekân olarak tanımlanan sanat mekânı ile ilişkisi parça - bütünü bir arada gösteren bir deneyim ağıdır.

 

Eserlerinde seyirci ile ortam arasında ezber bozan ilişkiler kurarak, dijital ve fiziksel dünyaların melez alanlarını inceleyen Refik Anadol, Veri Kumaşı isimli çalışması ile evrensel veri kümelerine odaklanarak geleneksel mekân algısını zorlayıp post-dijital dünyada var olma çeşitlerinin mümkünlüğünü sorguluyor.  Ozan Türkkan’ın VR (sanal gerçeklik) immersive media (çevreleyen medya) enstalasyonu Substance ise dış dünya ve mekânla olan ilişkiyi soyutlayarak izleyiciyi en tanıdık olan ama mevcut bilinçle deneyimleyemediği için bir o kadar uzak kalan “öz”üne götürüyor.

 

Hareket, mekân, zaman ve tekrar gibi kavramları temel alan çalışmaları ile bilinen Erdal İnci ise hipnotik etkiler taşıyan ve zaman sayesinde oluşan ama hareketler ilerledikçe zamanı ilerlemeyen görüntüler ile zaman algımız üzerinde oynuyor. Server Demirtaş, temelde analog olan insan yaşamından dijital yaşama geçişte duyularımızla kurduğumuz dünyayla alışıldık ilişkimizi radikal bir biçimde dönüştürüyor.

 

Hakan Gündüz ve Hazal Döleneken’in Haraka isimli deneysel çalışması görsel işitsel süreci temel alarak, alan ve hareket kavramını yeniden tanımlarken kişinin zaman ve mekân ile olan ilişkisi, dijital ortamda yeniden tasarlanıyor. Buşra Tunç’un Devre Dışı adlı çalışması ise; galeri mekânın girişinde oluşturduğu üretilmiş yeni alan ile heterotopik mekâna eklemlenen bir geçiş alanı denemesidir. İç ve dış algısının izleyicinin bulunduğu konuma göre şekillenerek mevcut mekânın ağırlığını tanımlama girişimidir.