Halk ben benim diyen siyasileri kaale bile almıyor...

Sivil toplum örgütlerinde faaliyet gösteren kişiler toplumun nabzını iyi tutabilir.

Ben de kendimi bu çerçevede nabzı iyi tutabilenlerden kabul ediyorum.

Koşulların toplum geneline yaşatmış olduğu etkileri yirmi kişi ile değerlendirdiğinizde mevcut durum üç aşağı beş yukarı ortaya çıkar.

Toplumsal konularda rol üstlenen bireyler bir sistematik içinde halkın arasında olmalı ve çeşitli sektörlerin temsilcileri ile görüş alış verişinde bulunmalıdır.

Sadece sorunları dinleyerek değil ayrıca sorunların çözmlerine yönelik düşünceleri ve beklentileri de almalıdır.

***

Geçtiğimiz hafta sonu Gazimağusanın Maraş bölgesinde idim. Sonrasında güney ve kuzey mesaryayı ziyaret  ettim.

Genel olarak ülkede var olan yaşam koşullarına ve beklentilere dair insanların düşüncelerini sordum.

Açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki genele yayılan bir beklentisizlik ve demoralizasyon söz konusu.

Şüphesiz ki yaşam koşulları ve maliyetler, yerine getirmemiz gereken mali yükümlülükler bizleri yarınlarımızı düşünmeye zorluyor.

Gün geçtikçe ağırlaşan şartlar ve her kesimden insanların daha da ezilmesine ve geleceğe dair umutlar beslemesine en büyük engel.

***

Eskiden siyasilere yönelik ‘hepsi aynı’ diye genelleme yapıldığında ben de hani haksızlık olmasın bazı isimleri tenzih ederek iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışanları  dışında tutmaya çalışırdım.

Lakin yaşadıklarımızı ve yarınlardan endişe içinde ömrü törpülenen insanlarımızı dinledikçe içimden bir şey diyesim de gelmiyor.

Anne babalar ergenlik çağına gelmiş çocuklarını gösteriyor...

Doğruyu konuşmak gerekirse artık bu memlekette özel sektörde ve yeni maaş uygulamasıyla kamuda çalışan gençlerimizin ev bark sahibi olabilmeleri çok uzak bir hayal.

***

Bununla birlikte siyasal tarihimizle ekran tartışılan gelen sorunların varlıklarını devam ettirmesi insanlarımızın ‘gelen aynı giden aynı’ diyebilmesinde haklı oldukları taraf.

KKTC son derece pahalı bir yer.

Burada yaşam koşulları ağır ve maliyetler son derece yüksek .

İstihdam sorunlarımızın başında geliyor.

Sürüdürülebilir ekonomik bir yapının kurulması ve istihdamın reel sektör aracılığı ile gerçekleştirimesi hedefi bir söylem olarak kalmaktan öteye gidemiyor.

Finansmana erişimde var olan sıkıntının yanında, yetmezmiş gibi bir de dövizin artışından kaynaklanan tıkanmalar var.

***

Öte yandan eğitim, sağlık başta olmak üzere sosyal yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik ne gözle görülen ne de yakın gelecekte bilinen bir proje, umut yok.

Sağolsun siyasilerimiz yazılı ve görsel medyayı bir gün olsun boş bırakmıyor.

Bitmek bilmez söylemler, ardı arkası kesilmeyen yapılması gerekenler listelerine bir de mazeretleri ekledik mi siyaset yapıldı sanılıyor.

Özetle şu an içinde bulunduğumuz durumu son derece kritik olarak değerlendiriyorum.

Artık koşullar toplumsal sosyal yapıyı bozar ve huzuru tehtid eder boyuttadır.

Bu memlekette bireysel ve partisel menfaatler bir tarafa bırakılarak reformist bir bakış açısıyla gerçek sorunların üzerine gidecek kadrolara ihtiyaç vardır.

İnsanlarımız haklı olarak sabahleyin kalktığında sofrasındaki iki zeytin üç oldu mu diye bakıyor...

Halk ben benim diyen ve sadece bir sonraki dönem yeniden seçilebilmenin hesaplarını yapan siyasileri kaale bile almıyor.