UYGULANAN YÖNTEM VE ÜZERİNDE DURULANLAR

  Haftalık Kahtimerini “müzakerelerin ileri aşamada olduğunu, nabız yoklamalar ve taraflar arasında al-ver yapılmakta olduğunu” öne sürerek, haziran sonuna kadarki yoğun müzakerelerde odaklanılan noktaları irdeledi.

New York çıkışlı haberinde BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de selefi Aleksander Downer gibi, liderlerin (Akıncı-Anastasiadis) uzun süre kendi aralarında görüşmelerinden yakınmaya başladığına dikkat çeken gazete, Talat-Hristofyas döneminde de uygulanan bu yöntemin şu avantajlarına dikkat çekti:

“Müzakerelerin gizliliğini herkese karşı büyük ölçüde güvenceye alıyor ve liderlerin tek başlarına analiz, tatbikat ve senaryo, hepsinden önemlisi de sürekli al-ver yapmalarına olanak tanıyor. Uygulanıp uygulanmayacağını görmek için, bunlar üzerinde –uzmanların da yardımıyla- çalışmak da müzakerecilere kalıyor. Bazı çok hassas olan konular için Akıncı’nın artık Ankara ile istişare etmesi gerekebilir. Çözüm anlaşması halkın referandumuna sunulacağından bizim tarafın da, bazı ‘tavizlerin’ referandumdan geçme ihtimalini görmek için danışmanlarıyla görüşmesi gerekebilir.”

Yukarıda anlattığı prosedür nedeniyle şu anda iki liderin Kıbrıs sorununun çoğu yönünde büyük ölçüde karşılıklı anlayışa varmış olması gerektiğine dikkat çeken gazeteye göre Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in önce Washington’da, geçen çarşamba günü de Rum tarafında yaptığı ve Güney’deki çoğu kişiyi şoke eden açıklama (çözüm maliyetinin doğal gaz geliriyle finanse edilmesi) Rum tarafının, henüz masada müzakere edilmemiş konularda bile bazı somut ve ileri tezleri olduğunu da, zor konulardan bazılarında oldukça ilerlendiğini ve bir sonraki al-ver aşamasına hazır olduğunu da gösteriyor.

Gazete, liderlerin haziran sonuna kadar devam edecek yoğunlaştırılmış müzakerelerde ele alacağı konular hakkında ise özetle şunları yazdı:

“Yönetim: bu başlıkta çok fazla yakınlaşma var.  Yürütme erkinde (başkanlık da dahil) ve oluşturucu eyaletlerin federal erkin yetkileri konusundaki rolü (Türk tarafı uluslararası anlaşma yapabilmelerini istiyor)  konularında açık noktalar var. Ancak bunlardan, başkanlık meselesinin al-ver’ aşamasına gideceği kesindir çünkü bizim tarafın dönüşümlü başkanlığı kabul edebilmesi için büyük bir karşılık vermeleri gerek.
Mülkiyet: Dışişleri Bakanı, kriterler, kısıtlayıcı olup olmayacakları konusunu büyük bir açıklıkla ortaya koydu. Çok iş yapıldığını ve çok yol alındığını ancak bazı önemli, özlü ve dikenli konularda henüz uzlaşılmadığını söyledi. İyi bilgili bir kaynak, en temel anlaşmazlığı ‘kısıtlamaların ne kadar kısıtlayıcı olacağı’ olarak betimledi ve yapılan yoğun çalışmadan sonra bu anlaşmazlıklardan çoğunun Toprak başlığına ve ne kadar Kıbrıslı Rumun Rum idaresi altında geri döneceğine bağlı olduğuna dikkat çekti. Ancak kısıtlamalarla ilgili anlaşmazlık al-ver’e gidecek gibi görünüyor.

Ekonomi/ kurumlar: sahte devlet bankalarının IMF’nin denetimine müsaade etmesi meselesi var, IMF denetiminden sonra IMF’nin temmuz ayında vereceği rapor beklenecek.

Toprak: yapılan görüşmelerde Akıncı’nın, Annan planındaki sınırların düzleştirilmesi önerisi de yer alıyor. Anastasiadis ise, yeter ki meskûn bölgeler verilsin, bundan rahatsız olmayacağını söylüyor.  Masada, federal hükümetin idaresine verilecek Karpaz ve Güzelyurt kantonları da var.”

(ŞA/ÖK)