Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 26 Ekim sabahı BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın konutunda görüşeceği, Rum basınında da yer buldu.
Politis’e göre tarihi BM tarafından dün açıklanan görüşmenin somut bir gündemi olmayacak ancak dönüm noktası teşkil edecek. Liderler, diğer şeyler yanında Anastasiadis’in “desantralize federasyon” önerisi ve bugünkü çıkmazın nasıl aşılabileceğini görüşme fırsatı bulacaklar. 
Lefke/Aplıç ve Derinya kapılarının açılması konusunda henüz açıklanabilecek bir tarih olmadığına işaret edilen haberde tarafların, iki geçidin nasıl açılabileceği ve ne tür seçeneklerin olduğunu netleştirmek için “Barikatlarla İlgili Teknik Komite”yle görüşmekte oldukları ancak geçitlerin açılma tarih veya tarihleriyle ilgili kararın liderler tarafından alınmasının beklendiği kaydedildi. 
Alithia, liderler görüşmesinde, başka güven yaratıcı önlemlerin de konuşulacağı ve bu çerçevede Lefkoşa’da iki barikat daha açılması konusunun da ele alınacağı yönünde bilgi edindiğini kaydetti.
Haravgi, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Anastaisiadis’in “desantralize federasyon” önerisinin çok üstünkörü şekilde ortaya konulduğundan kaygı belirterek Anastasiadis’i, önerisi ile “Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak yerine toplumu karıştırmakla” suçladığı bildirildi.
Habere göre Kiprianu önerinin ortaya konulma şeklinin, müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli ön şartların yaratılmasına yardımcı olmamakla kalmayıp aksine, toplum içerisinde büyük bir kargaşaya, siyasi partilerin hem birbirleri arasında hem de Anastasiadis ile sert zıtlaşmalara neden olması yanında, Anastasiadis hükümetinin gerçek niyetinin ne olduğunu düşündürdüğüne dikkat çekti. 
Londra’da bulunan Kiprianu, İngiltere’de yaşayan Rumlara hitap ederken 1974’te, Kıbrıs sorununun çözümü için tek yolun özlü müzakereler olacağına oy birliğiyle karar verildiğini hatırlattı. 
Müzakereler olmadan herkesin masaya “uzlaşılmış çerçevenin dışında öneriler koyabileceğini, Türkiye’nin de bugün bunu yapmaya çalıştığını, iki devlet çözümünü önermesinin çok tehlikeli olduğunu” savunan Kiprianu, Anastasiadis’in de bu düşünceyi, yakın çalışma arkadaşlarıyla Saray’da gerçekleşen toplantıda gündeme getirdiğine dair Rum basınına yansıyan haberlerin yalanlanmadığına dikkat çekti. 
Kiprianu, Anastasiadis’in Guterres Çerçevesi’ni büyük bir başarı, hatta kendi başarısı olarak lanse ederken neden müzakerelerin bu zemin üzerinde olmasını sağlamaya çalışmadığını, BM Genel Sekreteri’nin bu yöndeki isteğine Rum tarafının kayıtsız şartsız olumlu yaklaştığı mesajını verecek inisiyatifler almadığını sordu. Kiprianu “Türkiye’yi ancak bu şekilde köşeye sıkıştırabiliriz. Ya iş birliğine zorlayabilir ya da uluslararası toplumun gözüne ifşa ederiz” dedi. 
Anastasiadis’e geçmişte de sunduğu ve reddedilen “Desantralize” federasyonu yeniden gündeme getirerek birçok soru işareti yarattığı eleştirisinde bulunan Kiprianu, “Guterres Çerçevesi’nde ilerlemeliyiz. Merkezî hükümetin yetkileri Guterres Çerçevesi’ne dahil değildir. Genel Sekreter yetkiler konusunda uzlaşıldığını düşünüyor. Açık kalan sadece iki konu var ve bunlarla ilgili anlaşmazlıklar çok da büyük değil” dedi.
Kiprianu Anastasiadis’e şu soruları yöneltti:
“Yetkilerin merkezi hükümetten oluşturucu varlıklara aktarılması Guterres Çerçevesi’nde yer alan meselelerin çözümüne nasıl yardımcı olacak? Toprak, Mülkiyet, Dönüşümlü Başkanlık, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamele konularını çözmemize nasıl yardımcı olacak? Kıbrıslı Türklerin yönetime etkin katılımları konusunu çözmemize nasıl yardımcı olacak? Bu meseleyi masaya koyarak aslında görüşmeyi önemli konulardan, kapanmış ve anlaşmaya ne Türkiye’den ne de Kıbrıs Türk toplumundan itiraz gelmeyen bir konuya taşıyoruz.”