Kıbrıs'ta Çözüm İçin Zaman Uygun

Gazete, yukarıdaki başlıklarla yayımladığı haberinde, Anastasiadis’in demecinde “Bugün Orta Doğu bölgesindeki durum ve bölgedeki çarpıcı gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, Körfez Üye Devletleri İşbirliği Konseyi ile Güney Kıbrıs arasındaki işbirliğinin, herkesin dünyanın bu kısmında barış, istikrar ve güvenlik hüküm sürmesi hedefine sahip olmasına bağlı olarak, daha gerekli hale geldiğini dile getirdiğini” aktardı.

Gazeteye göre Anastasiadis, AB üyesi olan ve coğrafi olarak da Doğu Akdeniz’de bulunan Güney Kıbrıs için, bölge ülkeleri ile olan diyalogun, istikrarsızlık arzu eden tüm hareketlere karşın, Arap yarımadasındaki istikrar için önemli olduğunu dile getirdi.

GÜNEY KIBRIS-MISIR İLİŞKİLERİ

Güney Kıbrıs’ın Mısır ile olan ilişkilerinin, adanın, Makarios zamanında Mısır Cumhurbaşkanı (Cemal Abdul) Nasır ile sahip olduğu özel ilişkileri anımsatıp anımsatmadığının kendisine sorulması üzerine ise Anastasiadis, Mısır Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslara ve biri Kahire biri de Güney Lefkoşa’da gerçekleştirilen Mısır-Yunanistan-Güney Kıbrıs üçlü zirvelerine atıfta bulundu.

Gazeteye göre Anastasiadis “yaptıkları görüşmelerin sıklığı ile iki ülke hükümetinden yetkililer arasında gerçekleştirilen toplantılara ait tutanakların, iki ülke arasındaki ilişkilerin aynı zamanda bölgesel ve uluslararası aşamadaki işbirliğinin yeni bir düzeye ulaştığını kanıtladığını; bunun da yalnızca Başkan Nasır ile Başkan Makarios dönemiyle kıyaslanabileceğini” ifade etti.

TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ ROLÜ

Gazeteye göre, kısa zaman önce gerçekleştirilen seçim sonuçlarına bağlı olarak, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde oynayabileceği role de atıfta bulunan Anastasiadis, Türkiye’de derhal bir hükümet kurulmasının hem Türk milleti, hem de ülkenin dış politikasının menfaatine olacağını ifade etti.

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak ise, Türkiye’nin yapıcı, önemli ve cömert bir katkıda bulunmasını umduğunu dile getiren Anastasiadis, Güven Yaratıcı Önlemlerin (GYÖ) Türkiye’nin de katkısıyla hızlı bir şekilde uygulanmasının, Kıbrıslı Rumlar ile Türkiye arasındaki güven uçurumunun azalmasına yardımcı olabileceğini savundu.

Gazeteye göre, bu çerçevede, adanın yeniden birleşmesi olasılığı olup olmadığının kendisine sorulması üzerine Anastasiadis, sözlerini kısaca şöyle sürdürdü;

“Bunun uygun zaman olduğuna ve Kıbrıs sorununda çözüm olmadan çok fazla zaman geçtiğine inanıyorum. Zamanın geçmesi yeniden birleşmenin aleyhindedir ve çözüm olmadan geçen her gün hem Kıbrıs hem de halkı için kötü bir gündür.”

“TÜRKİYE’YE AÇIK KAPI”

Gazeteye göre, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs arasındaki enerji anlaşmasının Türkiye’yi tedirgin edeceği ve bunun sonucunda yeniden birleşme riskinin tehlikeye gireceğini düşünüp düşünmediği konusundaki bir soruya karşılık ise Anastasiadis, Mısır-Güney Kıbrıs-Yunanistan ve Yunanistan-Güney Kıbrıs-İsrail arasındaki üçlü işbirliklerinin onlara özel olmadığını, bunun aksine, bunun BM Deniz Hukuku Sözleşmesi de dahil olmak üzere, uluslararası hukuk ülkelerine saygı gösteren bölge ülkelerinin tümüne açık olduğunu izah etti.

Anastasiadis sözlerini şöyle sürdürdü;

“Türkiye’yi bu işbirliğinden ve bundan ortaya çıkabilecek avantajlardan dışlamış değiliz. Türkiye, Doğu Akdeniz bölgesinin geriye kalan ülkeleri karşısında takındığı tavır, aynı zamanda uluslar arası hukuk ilkelerine fütursuzluğundan ötürü bizzat kendisini bunun dışında bıraktı. Ankara’nın düşmanca politikasını terk etmeye karar vermesi ve BM üyesi olarak, uluslar arası yükümlülük ve taahhütlere uyması şartıyla; Türkiye’nin bu bölgesel işbirliğine katılmasına ilişkin kapı açıktır ve açık kalacaktır.

Biz samimi olarak, Türkiye’nin yakın bir zamanda, hem kendisi hem de Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs sorununda meydana gelecek olan bir çözümden kazanacakları avantajların tam anlamıyla farkına varmasını arzuluyor ve bekliyoruz. Aynı zamanda, Türkiye’nin hidrokarbon konusunu ve Doğu Akdeniz ülkeleri arasındaki barışçıl işbirliğini, adanın yeniden birleşmesini önlemek için bir bahane olarak kullanmamasını da istiyoruz.”