İngiliz Yüksek Komiseri Stephen Lillie, Kıbrıs sorununun çözülmesine yönelik gösterilen çabalardan söz ederken, çözüm için “son fırsat” ifadesinin ilk kez kullanılmadığını belirtti.

Haftalık olarak yayımlanan Kathimerini gazetesine konuşan Lillie, Kıbrıs sorunu ve İngiltere’nin AB’den çıkısıyla ilgili konulardaki soruları yanıtladı.

Habere göre Crans Montana’nın üzerinden bir yıl geçtiği ve şimdi yeni bir hareketliliğin olduğu belirtilerek, Kıbrıs sorunu için son fırsatın olduğuna dair söylentileri yorumlaması istenen Lillie, “Yanlışım yoksa son fırsatın olduğu ilk kez söylenmiyor” dedi.

Her görüşmeler olduğunda ve her yerine gelmeyen beklenti olduğunda, güven aşınması olduğu ve yeniden başlamanın daha çok zorlaştığı değerlendirmesinde bulunan Lillie, bunun, muhtemelen son fırsat olmayacağını, ancak görüşmelerin yeniden başlaması halinde, başarı olasılığının artırılması için iyi bir hazırlık yapılması gerektiğini ifade etti.

Hazırlık yapılmasının çeşitli yolları olduğuna işaret eden Lillie, bu durumda, liderler ve BM Genel Sekreteri anlaşmaya varmak için bir araya geldiklerinde kamuoyunun hazır olması için görüşmelerin olması örneğini verdi.

Lillie, bunun, güvenlik ve dönüşümlü başkanlık gibi konularda yapıcı görüşmelerin olması anlamına geldiğini söyledi.

Aynı zamanda, Kıbrıs dışında da, mevcut statükonun sürdürülebilir olmadığının söylendiğini belirten Lillie, Kıbrıslı Türkler açısından olguların değiştiğini ve buna ne kadar çok izin verilirse, anlaşmaya ulaşmanın o kadar zor olacağını savundu.

İki toplumun birlikte çalışmasının önemine vurgu yapan Lillie, kendilerinin, iki lider arasında anlaşmaya varılacak iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümünü desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.

Türkiye’nin bu içeriğin artık geçtiğini söylediğine işaret edilmesi üzerine Lillie, Türkiye’de farklı kişilerden, varklı zamanlarda, farklı açıklamalar yapıldığını söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son ziyaretinde iki kesimli, iki toplumlu federasyona kapıyı kapatacak bir şey söylemediğini belirten Lillie, Rum hükümeti gibi, Kıbrıs Türk toplumunun da bu modeli istediğini belirtti.

“Kolay değil, belki çözüm Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için mükemmel değil, ancak en uygulanabilir çözümdür ve bunun üzerine büyük bir hazırlık yapıldı” diyen Lillie, “Crans Montana’da süreç başarısızlığa uğramış olabilir, ancak bir dizi konuda ilerleme oldu” şekilde konuştu.

İki taraf arasındaki boşluğun, daha önce hiç olmadığı kadar küçük olduğu değerlendirmesinde bulunan Lillie, ancak taraflar İsviçre’de ya da başka bir yerde yeniden masaya oturmadan önce iyi bir hazırlık yapılması gerektiğini ifade etti.

Açıklamalarında Kıbrıs’taki BM Barış Gücüyle (UNFICYP) ilgili soruları da yanıtlayan Lillie, ABD’nin, UNFICYP’in geleceğiyle ilgili bazı sorular sorduğunu, ancak Güvenlik Konseyi’ndeki işlerinin, mesafelerin kapanması ve UNFICYP için üzerinde anlaşmaya varılmış bir ilerlemenin olması için daimi ve daimi olmayan üyelerle çalışmak olduğunu belirtti.

UNFICYP’in varlığının, 'Yeşil Hat’ta istikrarın korunmasıyla, önemli bir rol oynamaya devam ettiğini söyleyen Lillie, Kıbrıs sorunu sürecinin geleceğiyle ilgili soru işaretlerinin olduğu bir dönemde UNFICYP’te kökten değişikliklerle yeni istikrarsızlık unsurlarını getirmemeleri gerektiğinden söz ederek, onu daha etkili kılabilecek daha küçük değişiklikler için konuşmaların yapıldığını belirtti.

Bunların ne olduğunun sorulması üzerine Lillie, “UNFICYP’in boyutu ya da iki tarafın, çalışmasına yardımcı olması için tezlerinin ne olabileceği” yanıtı verdi.

Lillie, İngiltere’nin AB’den çıkış sürecinde Güney Kıbrıs’la ilişkilerinin ne olacağına da değindi.

İngiltere’nin AB’den çıkışından etkilenecek ülkeler arasında Güney Kıbrıs’ın da bulunduğuna değinilmesi üzerine Lillie, Güney Kıbrıs ile ilişkilerinin, AB ülkeleri arasında en güçlüsü olduğunu belirterek, ekonomi, güvenlik ve insani alanlarda ortak çıkarlarının olduğundan söz etti.

Lillie, AB’den çıkışın ardından Avrupa ile Britanya arasındaki işbirliğinin, Güney Kıbrıs ile olan bağını koruyacak ve ileriye götürecek bir şekilde olmasını istediklerini ifade etti.

AB’den çıkış konusunda Rum makamlarıyla iletişimin olup olmadığı sorusu üzerine Lillie, üst düzeyde sık sık temasların olduğunu, ayrıca önerilerini Rum hükümetiyle paylaşıp, bu konudaki yorumlarını dinlediklerini belirtti.

Bir AB ülkesi olarak, AB yoluyla müzakerelerde bulunacak olan Güney Kıbrıs’a saygı duyduklarını ve müdahalede bulunmaya çalışmayacaklarını ifade eden Lillie, Güney Kıbrıs’ın Britanya’yla ilgili perspektifler konusunda çıkarlarının olduğunu ve bu çıkarların korunması gerektiğin farkında olduklarını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın kendileri için önemli olduğunu belirten Lillie, Güney Kıbrıs’ta önemli miktarda İngiliz vatandaşının yaşadığını, Britanya’da kalan ve gelecekteki haklarının ne olacağını öğrenmek isteyen birçok “Kıbrıslının” da olduğunu belirtti.

Lillie, konuşmalarında hakların korunacağına vurgu yaptı.