“KIBRIS MÜZAKERE TARİHİNDE 1976’DAN BERİ İLK KEZ GÜVENLİK VE GARANTİLER BAŞLIĞININ ÖNEMİNİ VURGULADIK”

Rum Sözcü Nikos Hristodulidis “Crans Montana’da bazı yabancıların Anastasiadis’e Maronit köylerinin iadesinde ısrar etmemesini telkin ettiğini iddia etti.

Hristodulidis, Simerini’ye verdiği “İsviçre’de Maronitler Konusunda Baskı Vardı”  başlığıyla aktarılan söyleşide  “Crans Montana’da, Türkiye’yi Güvenlik ve Garantiler başlığını Başkan Anastasiadis’le görüşmek zorunda bırakarak müzakere tarihinde 1976’dan beridir ilk kez bu başlığın önemini vurguladık” dedi.

Süreçten çıkan sonucun kendilerini tatmin etmediğini belirten Hristodulidis “Ancak, Crans Montana’da Güvenlik ve Garantiler başlığında sunduğu tezler ile Türkiye’nin sorumluluklarını vurguladığımızı kimse görmezden gelemez” ifadesini kullandı.

“BUGÜN KIBRIS SADECE KIBRIS SORUNU DEĞİL”

Hristodulidis “Kıbrıs bugün sadece Kıbrıs sorunu değildir. Kıbrıs bugün gerek uluslararası sistemin güçlü oyuncuları gerek AB  için en muteber ve öngörülebilir ortak, istikrarsız ve belirsiz bölgedeki güvenlik sağlayıcıdır” dedi. Sözcü “bu çerçevede, olası bir çözümün,  ülkenin bölgedeki rolünü güçlendirmesi,  coğrafi önemini ve uluslararası düzeydeki varlığını daha da yükseltmesi gerektiği görüşünü uluslararası düzeyde yerleştirdiklerini” de ekledi.

KKTC devletinin, Maronitlerin KKTC’deki köylerine geri dönmelerine dair siyasi kararını bertaraf etmek için hangi önlemler hazırlandığı sorusuna karşılık Hristodulidis “bazı Türk faaliyetlerine soğukkanlılık ve ağırbaşlılıkla yaklaşılmalı. Panik unsuru içerebilecek herhangi başka bir yaklaşım, kuşkusuz olumsuz olur” dedi.

Şu anda konuyla ilgili önlerinde sadece, henüz uygulaması başlamayan, uygulanması için de ciddi ön çalışma gerektiren bir ilan bulunduğunu dikkate almaları gerektiğine işaret eden Hristodulidis “Rum yönetiminin, KKTC idaresi altında geri dönmek isteyen hiçbir Maroniti engelleyemeyeceğinin” altını çizdi, özetle şunları ekledi:

YABANCILARDAN “ISRAR ETME” TELKİNİ

“Toprak görüşmeleri ve toprakla ilgili olgular da dikkate alındığında yapılan ilanın, müzakere masasında ifade edildiği üzere Maronit köylerinin kapsamlı çözüm çerçevesinde Kıbrıs Rum oluşturucu devleti altında iade edilmemesine ilişkin Türk tezinin dayatılması çerçevesinde olduğu iddia edilebilir. Bu, söz konusu köylerin sakinlerinin isteğine aykırı  bir şeydir. Şunu da açıklayayım, bazı yabancılar yakın zamanda Başkan Anastasiadis’e Maronit köylerinin Kıbrıs Rum idaresine iadesinde ısrar etmemesi telkininde bulundular. Başkan da bu vatandaşlarımızın arzularına saygı gösterilmesi gereğine işaret ederek, uygun cevabı verdi.”

Hristodulidis Rum yönetiminin, yukarıda saydıklarını ve KKTC’ye yeniden yerleşim konusundaki ezeli politikasını dikkate alarak bazı somut faaliyetlerde bulunduğunu söyledi. Sözünü ettiği faaliyetleri “zamansız açıklanması halinde etkinliklerinin tehlikeye gireceği” gerekçesiyle açıklamadıklarını sözlerine ekledi.

SİLAHLANMA PROGRAMIYLA İLGİLİ 15 YILLIK KAPSAMLI PLAN

Gazete, Rum Sözcü’ye, vergi mükelleflerinden toplanan “savunma katkı paylarının” büyük bölümünün, amacının dışında harcandığına dair son sayısındaki haberi de sordu. Bu uygulamanın yıllardır yapıldığına işaret eden Hristodulidis, Rum Bakanlar Kurulu’nun Şubat 2016’da onayladığı RMMO’nun Reorganizasyonu ve Modernizasyonu Planı ile ilk kez, RMMO’nun ihtiyaç duyduğu silahlanma programıyla ilgili 15 yıllık kapsamlı bir plana sahip olduklarını anlattı.

Hristodulidis “2016-2020 dönemini kapsayan ilk aşamada tam da hava-deniz olanaklarımızın yükseltilmesine özel vurgu yapılıyor. Gerek komşu gerek Doğu Akdeniz’e çok ilgi gösteren AB üyesi devletlerle askeri nitelikli çok önemli anlaşmalar imzaladık. Bu yönde yapılmakta olan çoğu faaliyet ulusal çıkarlar gereği açıklanmıyor”  dedi.