Günlük yaşamda ayaküstü beslenme ve zaman kaybı gerekçesi ile tüketilen fast food tarzı yiyeceklerin, hemeroite yol açtığını söyleyen Genel Cerrah Op.Dr. Hasan Yavuz, "Bu tarz yiyecekler, kanser, obezite, hipertansiyon gibi rahatsızlıkların yanı sıra hemoroit oluşumunu da tetikliyor" dedi.
  Çağıner Hastanesi Genel Cerrah Op. Dr. Hasan Yavuz, günlük yaşamın bir parçası haline gelen, fast food tarzı beslenmenin sağlık açısından ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. İnsanların zararlarını bildiği halde bu gıdaları tükettiğini belirten Op.Dr. Yavuz, neredeyse her sokak başında bulunan ve ayaküstü fazla zaman kaybı olmadığı için de tercih edildiğini söyledi. Bu tarz gıdalarda kalp damar hastalıklarına yol açan trans yağ oranı çok yüksek olduğunu ifade eden Op. Dr. Hasan Yavuz, "Kalp damar hastalığı yapıcı sature trans - yağ oranı çok yüksek, çünkü ürünler bu yağlarda kızartılıyor. Bir öğünde günlük ihtiyacımızın yarısını, yanı 1000 kalori alabiliyoruz. Bu da fark ettirmeden bize ihtiyacımızdan daha fazlasını almamıza alıştırıyor ve sonuçta obezleşiyoruz. Tuz oranı yüksek olduğu için hipertansiyonu başlatıyor. Ayrıca vitamin ve mineral oranı çok düşük olmasından dolayı Echerıchıa Coli dediğimiz ve kronik ishale neden olan bakteri, bu ürünlerde tamamen kontrol altına alınamıyor. Bu tarz gıdalarda lif oranı düşük, protein içeriği yüksek olmasından dolayı bağırsak harekatları yavaşlıyor. Az posalı sert kıvamlı bir dışkı oluşuyor. Sonuçta aşırı ıkınmaya bağlı hemoroit ve makat yırtıkları kolayca oluşabiliyor. Zamanla iç hemoroitler giderek buyuyor ve dışa taşıyor, bu süreç devam ettiğinde dışkılama sonrası devamlı kanamalar ve aşırı ağrı hayatı çekilmez bir hale getiriyor. Aynı zamanda bu ürünlere koruyucu ve renklendirici maddeler ekleniyor ki bunlarında kansere yol açabileceği herkes tarafından biliniyor" dedi.
  Gelişen tıp ve teknoloji ile birlikte günümüzde hemoroitler 15 dakikada lazer ile tedavi ediliyor olsa da, sonuçta bu tarz yiyeceklerin tüketilmesinin sakıncalı olduğu biliniyor. Hasan Yavuz, fast foodun günümüzün rutin bir parçası olmadan arada bir, öğün yemekleri sonrasında bol su, lifli besinler ve günde bir adet gün kurusu kayısısı tüketilmesinin mevcut komplikasyonları minimuma indireceği tavsiyesinde bulundu.