DİKO’dan DİSİ Ve AKEL’e Eleştiri

Simerini gazetesi, Rum siyasi partilerin bugünkü liderler görüşmesi öncesinde seslerini yükselttiğini yazdı.

Habere göre DİKO, “DİSİ ve AKEL’i, Hristofyas tarafından başlatılan ve Anastasiadis tarafından sürdürülen çıkmaz politikasına doğru giden Kıbrıs sorununda özdeşleşmelerini” eleştirdi.

“DİSİ Başkanı Averof Neofitu ve AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun dün verdikleri röportajlarıyla iki partinin tam olarak özdeşleştiğinin aleni olarak teyit edildiğini” savunan DİKO, “Kıbrıs sorununun önemli boyutlarından taviz verildiği, Türkiye’nin suçlarından arındırıldığı, Akıncı’nın sözde uzlaşmacılığına tehlikeli ve pervasızca yatırımın yapıldığı bir politikadan” söz etti. 

“Neofitu ve Kiprianu’nun da kabul ettiği üzere DİSİ ile AKEL’in politikalarının ortak noktasının Hristofyas görüş birlikleri olduğunu” belirten DİKO, “Anastasiadis’in 2013 yılında kendilerinin desteğini almak için bunları bir kenara kaldıracağı taahhüdünde bulunduğunu” iddia etti.

“Bir tarafta ortak olarak Anastasiadis’in yanlış stratejisini destekleyen güvenilmez DİSİ ve AKEL, diğer tarafta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kaldırılmasını ve Kıbrıs’taki Türk hakimiyetini yasallaştırmasını kabul etmeyen DİKO ve diğer güçlerin bulunduğuna” işaret eden DİKO, “Halkın hafızası da karar yeteneği de var” dedi.

Haberlere göre dünkü röportajında, Talat-Hristofyas yakınlaşmalarının müzakere masasında iyi bir maya olduğuna işaret eden Neofitu, DİSİ’nin ve Ulusal Konsey’in tamamının Talat-Hristofyas yakınlaşmalarında kabul ettiği meselelerin var olduğu ve bunları kimse çöpe atamayacağı gibi sözler sarf etmişti. 

Kiprianu ise AKEL’in pozisyonunda bir değişiklik olmadığını vurgularken, Anastasiadis’in, Talat-Hristofyas görüş birliklerine dayanır dayanmaz Kıbrıs sorununda ilerleme olmasının, tezlerinin doğruluğunu ortaya koyduğunu savunmuştu. 

EVROKO: “BARIŞÇIL MÜDAHALE DEĞİLDİ”

EVROKO Başkan Vekili Mihalis Yorgallas ise katıldığı bir anma törenin ardından yaptığı açıklamada, “Ankara’nın Türk garantilerinin Kıbrıs’ta muhafaza edilmesi ısrarlarından kurtulmak için 1974 istilasının ‘barışçıl bir müdahale’ değil, kanlı etnik temizlik olduğunu uluslararası topluma göstermeleri gerektiğini” iddia etti.