“KIBRIS- YENİDEN BİRLEŞME ALDATICI GÖRÜNÜYOR”

Amerikan Kongresi komitesi ve üyelerine sunulmak üzere Kongre Araştırma Dairesi’nden, Vincent L. Morelli imzası ve 15 Aralık 2016 tarihini taşıyan “Kıbrıs-Yeniden Birleşme Aldatıcı Görünüyor” başlıklı bir araştırma raporunun, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin  beşli konferansa taraf üye olmama nedenlerini ortaya koyduğu haber verildi.

Simerini “Kıbrıs Cumhuriyeti Neden Beşli Bir Konferansa Taraf Üye Değildi ve Değildir”  başlıklı haberinde, ilgili raporun içeriğinden alıntılara yer verdi.

Habere göre raporda Kıbrıs sorununun kısa bir tarihçesine yer veren Morelli, Annan planının reddedilmesinden bugüne kadarki olgulara geniş yer verdiği raporunda, Mont Pelerin görüşmesi, başlaması öncesindeki perde gerisi ve hedefleriyle ilgili detaylara yer verdikten sonra “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin  beşli konferansa dahil olmama nedenlerini ortaya koydu.

Gazete “Raporun beşli konferans bölümünde  işgal bölgelerinin Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun; Kıbrıs Cumhuriyeti (Republic of Cyprus) liderliği ile Kıbrıs Türk toplumu lideri arasında hiçbir anlaşma imzalanamaz dediği aleni açıklamalarına yer verildi” ifadesini kullandı, özetle şunları da ekledi:

“Ertuğruloğlu’na göre eşit egemenlik siyasi eşitlikle aynı değil ve ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasının nihai anlaşma açısından zaruri olduğunu kast ederek, Kıbrıslı Türkler  iki eşit egemen lider (equal sovereign leaders) tarafından imzalanmazsa, bir anlaşmayı kabul edemeyeceklerini söylüyor.

Kıbrıs Rum hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis de buna tepki göstererek, yasadışı işlemin ürünü olduğundan işgal altındaki bölgelerin statüsünün hiçbir şekilde yükseltilemeyeceğini söyledi. Hristodulidis’in açıklaması Ekim 2016’da  İstanbul’daki World Energy Congress sırasında  yapıldı.

Taraflar karşılıklı olarak yeni birleşik devletin nasıl kurulacağı konusunda anlaşmazlık içerisindedir. Kıbrıslı Türkler  (devletin) iki eşit ‘kurucu devlet’ (partenojenez) olarak kurulmasını istiyor ve bunu ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nden başka türlü isimlendiriyor. Kıbrıslı Rumlar ise (devletin) mevcut Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü (evrilmesi) olarak kurulmasını istiyor.

Kıbrıslı Türkler Rumların kendilerine verdiği yüzde 28 toprak oranını kabul etmiyor ve yüzde 29’da ısrar ediyor, Türkiye de güvenlik ve garantiler konusunda tavizsizdir.

Şimdilik uzlaşıların neler olduğu, tarafların hangi tavizleri verdiği ve yakınlaşma denilenlerin neler olduğu bilinmiyor. Müzakereler başlamadan önce Yoannis Kasulidis New York’ta, Anastasiadis hükümetinin, Talat ve Hristofyas’ın anlaşmaya vardığı yakınlaşmaları kabul etmeyi taahhüt etmediğini söylemişti.

Şu ana kadar Ocak 2017 müzakere prosedürünün ne olacağı da, son konular olan güvenlik ve garantilerin görüşüleceği beşli konferans da net değil. Kimlerin katılmaya davet edileceği de, AB’nin ve Güvenlik Konseyi’nin rolünün ne olacağı da, askerin Ada’da kalıp kalmayacağı da, ne kadar süre kalacağı da, tarafların bir anlaşmaya ilgilerini kaybetmelerine sebep olabilecek konular da net değil.

Amerika’nın, Joe Biden ve Victoria Nuland’ın temaslarıyla alelacele çözüm ilgisi Enerji konusuyla alakalıdır.  Türkiye’deki son gelişmeler, IŞİD’in devam eden tehditleri ve artan perspektifler, Doğu Akdeniz –Kıbrıs da dahil- enerji konularında önemli rol oynayabilir, bu da mevcut Amerikan hükümetinin görev süresi bitmeden önce bir çözüm bulunmasını ivedi hale getirir.

Kıbrıs sorununa böyle bir çözüm, ABD’yi, çözümün uygulanması için ekonomik yardım taahhüdüne –ki Kongre’nin bunu incelemesi isteniyor!-bulaştıracak;  yani  ABD’nin elini cebine atması gerekecek. Bu nedenle ‘yeniden birleşme aldatıcı’ görünüyor.”

Gazete rapora eklenen Kıbrıs haritasına da yer verdi. Haritada KKTC için “Kıbrıslı Türklerce İdare Edilen Bölge”, Rum tarafı için “Kıbrıs Cumhuriyeti’nce Yönetilen Bölge (Kıbrıs Rum bölgesi) ifadeleri kullanılıyor.