Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT), ortak kabul görecek dil yaratma çabasına katkı koyma olasılığını araştırmasını talep ettiği belirtilen Rum Gazetecilik Etik Komitesi (GEK), “KKTC’yi tatmin edecek kelimeler içeren bir sözlük hazırlamakla” suçlanıyor. Rum tarafında Komite’nin buna yetkisi olup olmadığına dair tartışma başladı.

Fileleftheros “Kıbrıs Sorunuyla İlgili Etik ‘Kurallarına’ Tepkiler”  başlıklı haberinde, Rum tarafında Kıbrıs sorunuyla ilgili kullanılan “işgal rejimi”, “işgal”, gibi kelime ve literatürün nasıl görünmesi gerektiğine dair kurallar ileri götürdüğü haberi üzerine “Gazetecilik Etik Komitesi’ne siyasi tepkiler geldiğini bildirdi.

Gazeteye göre tepkisini “Etik Komitesi’ne böyle eylemlerde bulunma yetkisini kim verdi? sorusuyla ortaya koyan DİKO açıklamasında, “gazetecilerin, Kıbrıs’taki Türk suçlarını unutturma ve çarpıtma çabasına alet edilmesine izin verilmeyecek. Basının görevi halka doğruyu iletmektir ve bu görev sansür dayatılarak engellenemez” ifadelerini kullandı.

EDEK Başkanı Marinos Sizopulos, çoğu kez gazeteciler açıklamaları ve çeşitli konuları yayınlama prosedüründe gazetecilik etik kuralları çerçevesinin sınırlarını aşıyor ancak bu hiçbir şekilde gazetecilik etik kuralları dayatma gerekliliğini gündeme getirmez. Bu prosedür aracılığıyla özellikle işgal, işgal rejimi ve sahte devlet ile ilgili terimler yok edilmeye çalışılıyor” dedi.

Vatandaşlar İttifakı “ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, gazetecinin olguları yorumlama hakkı hiçbir şekilde susturulamaz, çünkü bunlar demokrasi açısından tehlikelidir”  görüşünü ortaya koydu.

Ekologlar, konsensüs sözlüğü inisiyatifini “uzlaşı adına basın özgürlüğünü darbeleyen tuhaf maharetler” diye niteledi, şunları ekledi:

“Kelimeleri kullanmasınlar diye gazetecilere verilecek el kitapları-sözlükler aracılığıyla tarihi olayların çarpıtılması kabul edilemez. Irksal kin, ırkçılık ve kindarlık üreten kelime ve ifadelerin yasaklanması şarttır ancak bu sözlük aracılığıyla uluslararası hukukun, uluslararası meşruiyetin ve uluslararasında tanınan insan haklarını koruma makamlarının (kurallarının) ihlallerinin meşruiyet kazanması kabul edilemez.”

ELAM, Simerini’nin haberinin kaygı yarattığı görüşünü ortaya koyarak “Tarihimizin tahrif edilmesi ve unutturulması çabalarını da, Kıbrıs sorununu uluslararasında istila ve işgal sorunundan toplumlararası anlaşmazlığa indirgemeyi başaran uzlaşı politikalarını şikayet ediyoruz” dedi.

GEK’TEN AÇIKLAMA

Aynı gazete “GEK ‘Konsensüs Sözlüğü’ne Cevap… ‘Gerçeği Tesis Etmek’ İçin Açıklama Yayımladı” başlıklı haberinde Simerini gazetesinin “Gazetecilik Etik Komitesi, işgal bölgelerini tatmin eden kelimelerle sözlük hazırlıyor” ithamı üzerine Komite tarafından yayımlanan açıklamayı aktardı.

Habere göre AGİT Basın Özgürlüğü Temsilciliği’nin, her iki tarafın gazeteciler birlikleri aracılığıyla Kıbrıslı Türk ve Rum gazeteciler arasında daha ileri iş birliği şartlarının yaratılması yönünde inisiyatif aldığı kaydedilen açıklamada, önerilenler arasında AGİT’in, İsrailli ve Filistinli gazeteciler yapılana benzer çabadan edindiği deneyim temelinde bir sözlük oluşturulmasının da bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, AGİT’in bu inisiyatif çerçevesinde her iki taraftan gazetecilere çalışma yaparak, ortak kabul görecek ve faydasına inanan gazeteciler tarafından gönüllülük esasında kullanılabilecek bir konsensüs sözlük sunmalarını önerdiği belirtildi, özetle şunlar kaydedildi:

“AGİT, bu fikrin hayata geçirilmesi için Kıbrıslı Rumlardan ve Kıbrıslı Türklerden oluşan bir uzmanlar grubu kurdu. Bu grubun kurulması konusunda GEK de bilgilendirildi. AGİT, GEK’e de bu çabaya katkı koyma ihtimalini sordu.

Komite,  konuyla ilgilenebilmesi için önce önünde somut bir öneri olması gerektiği izahında bulundu. GEK şu ana kadar çabanın sonucu, daha çok da sözlüğün içeriği hakkında bilgilendirilmedi. Dahası GEK bu meseleyle ilgilenme yetkisi olup olmadığına, yani herhangi bir şeyi önerme veya benimsemeye bile karar vermedi. AGİT’in kurduğu uzmanlar grubunun üyelerinden biri, ancak ferdi olarak katılıyor, GEK üyesidir.”

Alithia haberi, “AGİT’in Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk Gazeteciler İçin İnisiyatifi… Gönüllü Sözlük Konusunda Protesto Sesleri” başlığıyla aktardı.

Gazete GEK’in dünkü açıklamasını “bizimle alakası yok” yorumlu başlığıyla aktarırken Rum Gazeteciler Birliği eski Başkanı Andonis Makridis’in “meselenin bütün sorumluluğu Etik Komitesi’ndedir çünkü sözlüğün hazırlık çalışmalarını bildiği halde hiçbir şey yapmadı. Komite’nin, çalışmaları alenen şikayet etmesi gerekirdi” dediğini yazdı.

Ortak sözlük meselesinin, Rum Gazeteciler Birliği’ne ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’ne sunulduğunu belirten gazete, Rum Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu toplantısında da –Gazetecilik Etik Komitesi’nin yetkisinde olan- sözlük önerisinin oyçokluğuyla kabul edildiğini kaydetti, devamla siyasilerden gelen tepkileri aktardı.

“İŞ BİRLİĞİ RAHATSIZ ETTİ”

Politis haberi birinci sayfasından “İş birliği Rahatsız Etti” başlığıyla duyurdu. Merkez kanat partileri diye nitelediği DİKO, EDEK, Vatandaşlar İttifakı ve Ekologlar’ın, ELAM’la birlikte, AGİT’in Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecilerin Kıbrıs sorunuyla ilgili ortak kabul görecek terminoloji aranması inisiyatifini “basın özgürlüğünün susturulması” diye nitelediğine dikkat çekti.

Gazete gerek Rum Gazetecilik Etik Komitesi’nin gerek Rum Gazeteciler Birliği’nin, sözlüğün henüz hazır olmadığı ve her gazetecinin, isterse ve arzu ettiği ölçüde kullanabileceği bir sözlük olacağını açıkça ortaya koyduğunu yazdı.

Habere göre Rum Gazeteciler Birliği Başkanı Yorgos Frangos ise sözlüğün danışma/başvuru niteliğinde olduğunu,  talimat olmadığını belirterek “Basın özgürlüğünü susturma veya daraltma olacağını düşünmüyorum. Aksine, sözlük daha oluşturulmadan, peşinen susturulmaya çalışılıyor” dedi.