SULAMA PROGRAMLARI OLUŞTURULMALI”

“TOPLAM İHRACAT İÇİNDE YÜZDE 84,45 PAY İLE TARIM ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Ziraat Mühendisleri Odası, Türkiye’den gelen suyun tarımsal maksatlı kullanım aşamasına gelindiğinde, efektif bir şekilde kullanılabilmesi için sulama programları oluşturulması ve bölgelere göre ayrılması gerektiğini belirtti.

Oda Başkanı Mehmet Ercilasun, tarım alanlarında kullanılacak suyun etkin ve verimli kullanımı konusunda odanın görüş ve önerilerini içeren bir yazılı açıklama yaparak, bu bağlamda sulama programları oluşturulmasını istedi.

Açıklamasında küresel ısınma nedeniyle yer altı su kaynaklarının azaldığına işaret eden Ercilasun, sulu tarımın en yoğun olduğu Güzelyurt bölgesinde son bir yılda narenciye alanlarının yüzde 10 azaldığını kaydetti.

“Bu bağlamda yeraltı su kaynaklarının azalması ve başta tarımsal ürün ihracatı ile birlikte çok büyük kayıplara sebebiyet vermektedir” diyen Ercilasun şöyle devam etti:

“Ülkemizde Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 5,6’si tarım sektöründen, ihracatın yüzde 25,61’i tarımsal ürünler ve yüzde 58,84’ü işlenmiş tarım ürünlerinden karşılanmaktadır.  Bu veriler toplam ihracat içerisinde tarımın yüzde 84,45 pay ile ülkemiz için ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Ülkede tarımsal ürün ihracatının önemli bir bölümü sulu tarım ürünleri ile yapılmaktadır. Bu bağlamada kuraklığında etkisi ile de azalan tarımsal üretimin yeniden yapılanması ve üretim faaliyetlerinim devamlığı için Türkiye'den gelen tarımsal amaçlarımız için kullanılacak suyun önemi daha da ön plana çıkmıştır.”

“SULAMA PROGRAMLARI OLUŞTURULMALI”

Türkiye’den gelen suyun tarımsal maksatlı kullanım aşamasına gelindiğinde, efektif bir şekilde kullanılması gerektiğini dile getiren Ercilasun, özellikle mevcut bitki desenlerinin bir çatı altında toplanıp söz konusu bitkilerin (narenciye, enginar, patates, sebzeler, meyve ağaçları ve sulu yem bitkileri) su ihtiyaçlarına göre sulama programlarının oluşturulması ve bölgelere göre ayrılması gerektiğini belirtti. 

 “Mevcut çeşitlerin alan büyüklüklerine ve çeşit ihtiyacına göre su miktarlarının belirlenmesine dikkat edilmesinin projelenme sonrasında daha efektif bir su dağıtımına olanak vereceğini de öngörmekteyiz” diyen Ercilasun, şöyle devam etti:

“Ülkemizde mevcut işletmelere ait parsellerin küçük ölçekli olması su dağıtım konusunda önümüze çıkacak en büyük engellerden bir tanesi olacağı ve bu sorunun giderilmesi konusundaki çalışmalara çok büyük önem arz etmektedir. Yine bu sıkıntının aşılabilmesi için ise üreticilerin bir çatı altında toplanması gelecek olan suyun daha kolay ve daha denetimli bir şekilde dağıtılmasının yanında elde edilecek tarımsal ürünlerinde pazarlanmasında büyük kolaylıklar sağlayacağını düşünmekteyiz. Bu konuda yapılacak çalışmalarda yararlanıcı kesimi oluşturan üretici birlikleri ve ilgili sivil toplum örgütlerinin katkılarından daha fazla yararlanılmasını gerekmektedir.

Tarımsal alanların su ihtiyaçlarına göre hem mevcut suların hem de Türkiye’den gelen tarıma verilecek suyun otomasyon ile verilmesi daha efektif, adaletli ve daha randımanlı kullanılmasını sağlayacaktır. Güzelyurt bölgesinde mevcut yer altı sulama sistemlerinin kapasitesi düşük olduğundan gelecek tarımsal suyun bu hatlarla bahçelere iletilmesi randımanlı olmayacaktır.  Mevcut hatlarla gelecek suyun bölgesel dağıtımı düşünülürse gelen suyun debisini tam olarak iletebilmeleri mümkün gözükmemektedir. 

“NET BİLGİLENDİRME OLMAMASI SIKINTI”

Ülkemizdeki üreticilere özellikle tarımsal suyun dağıtımı ve kullanımı konusunda net bir bilgilendirme yapılmadığından birçok endişe ve bilgi kirliliği meydana gelmekte bu da ileride doğacak büyük sıkıntıların temelini oluşturabilmektedir.’’