“Vizyonumuz Da Yatırımlarımız Da Çok Büyük”
KKTC’nin en büyük ve en modern yem fabrikasına sahip olan Mustafa Hacıali İşletmeleri, ülke hayvancısına kaliteli yem sunma yönünde çalışmalarını günden güne artırıyor.

Mustafa Hacı Ali İşletmeleri Genel Müdürü Hüseyin Erkoru, işletmeler bünyesinde yapılan yatırımlar konusunda bilgilendirmede bulundu. Erkoru, bunun yanında tarım ve hayvancılıkta dünyada uygulanan bir takım sistemleri ortaya koydu ve Kıbrıs için bazılarının uygulanmasının gelecek adına önemli olduğunu vurguladı.

Hacı Ali İşletmeleri’nin Genel Müdürü Hüseyin Erkoru ile Genel Müdürlüğünü yürüttüğü Mustafa Hacıali İşletmeleri üzerine sohbet gerçekleştirdik.



“Türkiye’den gelen su tarım için büyük bir ümit ışığıdır”

30 yılımı Avustralya’da geçirdim, 2015 yılında adaya geri dönüş yaptım. Avustralya’dan döndüğüm günden beri Mustafa Hacıali İşletmelerinde bu güzel ve özel görev için bulunuyorum.

Mustafa Hacıali’nin vizyonu geniştir. Durmadan üreten bir işletmeyiz. Sıkıntımız yok değildir. Herkesin bildiği gibi kaliteli hayvan, kaliteli süt ve et demektir. Ülkemizde kaliteli süt ve kaliteli hayvan olması için daha fazla yeşile ve dolayısıyla suya ihtiyaç vardır.

Şu anda bizim kısıtlı da olsa bir miktar yonca üretimimiz var. Su sorunumuz olmasa bunu daha da genişleteceğiz. Buranın büyümesi hayvanlarımızda denge unsurunu daha da güçlendirecek, kaliteyi daha da artıracaktır. Türkiye’den gelen su tarım için büyük bir ümit ışığıdır. Su ilk aşamada bildiğiniz gibi Güzelyurt’a veriliyor, Mesarya’ya verilmesini dört gözle bekliyoruz. Mesarya’ya gelecek olan su sayesinde vizyonumuza bir adım daha yaklaşacağız.

Mustafa Hacıali İşletmeleri olarak hayvan üretme ve süt konusunda sürekli yükselen bir ivmemiz var.

“Amacımız yalnızca süt değil, damızlık miktarını daha da yükseltip hayvancılığa destek olmaktır”

Yaklaşık 2 bin 700 dönüm arazi ekiyoruz. Ektiğimiz bu arazinin ürünlerini de hayvancılıkta kullanıyoruz. Dışarıdan slaj da alıyoruz.

Toplumun entegre bir parçası olmak için çabalıyoruz. Yani bize su satana, silaj yapana ve hayvancılara da destek olmak için çabalıyoruz. Hayvancılık konusunda şirketin vizyonu ‘best practice’ yani en yüksek seviyede olmaktır. Mesela Damascus türü keçilerimiz var. Bu cins hayvanlarla bizim amacımız yalnız sütten kazanmak değil, damızlık miktarını yükseltip, memleketin hayvancılık sektörüne, dolayısı ile de süt sektörüne destek olmaktır.

“Binin üzerinde insana istihdam sağlıyoruz” Damascus keçilerini geliştirirken devamlı yatırım yapıyoruz. Yeni modern ağıllar yanında soğuk zinciri bozmadan hayvanların performansını takip etmek için cihazlar aldık. Küçükbaş hayvancılık stoğumuz genişliyor. Doğumlar yeni başlıyor ve şu anda yaklaşık 2 bin küçükbaş hayvanımız mevcut. Büyükbaş hayvacılıkta ise stoğumuz 862’dir, fakat yeni yeni doğumlarımız başladı. Rakamlar sürekli değişim göstermektedir.

Çalışan sayımız (direkt ve indirekt olarak) 700 ile 1000 arasındadır. Dışarıdan kullandığımız bir su sondaj ekibi var. Bu ekip çoğunlukla bize çalışıyor. Devamlı gelip gidiyorlar ve su işlerimizi ve gereken servisleri yapıyorlar. Bu tür beceri ekiplerini işletmemizde etkin şekilde kullanıyoruz.

“Akıllı tarıma yönelmemiz lazım”

30 yıl boyunca çelik üretimi ve madencilikle uğraştım. Çok şanslıyım ki çalıştığım şirketler dünyanın en büyük ve gelişmiş maden şirketleriydi. Şimdi oradan öğrendiğim çoğu beceri ve tecrübeleri burada uygulamaya çalışıyorum. Kıbrıs’ta çocukluğumda tarımı hayvancılığı nasıl bıraktıysam, şimdi hemen hemen aynısını buldum. Fazla gelişme olmadı. Şimdi akıllı tarıma yönelmemiz lazım.

Peki, akıllı tarım ne demektir?

Mesela buğday üreteceksiniz. Diyeceksiniz ki dünyada buğday üreticiliğinin maliyeti nedir, biz de maliyetlerimizi bu yönde düşürmek için çalışmalıyız. Eğer beş dönüm beş dönüm diyerek herkes ekerse hiçbir zaman o ticari dengeyi bulamazsınız. Arazileri birleştirip bir kooperatif olarak mı yaparsınız, karar vereceksiniz. Adayı bölüp, burası buğday, burası arpa, burası mısır, burası Halep fıstığı alanı diye ayırmak, yani daha bir entelektüel bir yaklaşım sergilemek gerekiyor.

“Daha değişik yöntemlerle kooperatifleşmemiz gerek”

Kıbrıs’ta en büyük sorun su sorunudur. Su olmadan hayat olmaz. Yağmur suyu tarımımız için yeterli değildir. Artık akıllı bir tarım, akıllı bir hayvancılığa gitmek gerekiyor. Akıllı hayvancılık ne demektir? Yüksek verimli daha kaliteli üretim demektir.

Daha değişik yöntemlerle kooperatifleşmemiz gerekir. İsraillilerin yaptığı ‘’Kibutz sistemi’’ benzeri yapılaşmak mı? Bunları tekrar gözden geçirmek yararlı olacaktır.

“Kibutz çiftlikleri sisteminin bazı yönleri bu ülkede uygulanabilir mi?”

Bahsettiğim İsrail usulü tarım kooperatiftir. Kibutz çiftliklerinde, bütün kazanç çiftliğe verilir, karşılığında çiftliğin bütün altyapısı, arabaları ve evleri hep ortak kullanılır. Dolayısı ile kazanılanın büyük bir kısmı tekrar yatırılır. Her yatırdıklarında daha akıllıca bir yatırım yaparlar. Kibutzların özelliği budur.

Bizim işletmemizden bir ekip zamanında İsrail’e gitmiş ve faydalı tekniklerini bizde uygulamaya koymuşlar. Mesela Kıbrıs İsrail’den kurak bir yer, bu da demektir ki tarımda suyu çok akıllıca kullanacaksınız. Bu nasıl olacak? Toprak altı sulama ile bu yöntemin başarıyla kullanılabileceği örneğini Türkiye’nin Ege bölgesinde de gördük. Mesela işletme olarak yetiştirdiğimiz bütün yoncalar Yılmazköy’de toprakaltı sulama ile oluyor. Haspolat’ta da aynı sistem var. Orda da toprağın 45 santim altına borular döşedik. Üstten sulamıyoruz. Üstten sulandığı an su buhar olup gidiyor. Bu çok basit bir akıllı tarım örneğidir. Yatırımlarda daha ticari düşünmek gerekiyor.

İlerleyen yıllarda tarım üretiminde akıllı tarıma kaymamız gerekiyor. Bizde Rusya’nın veya Ukrayna’nın uçsuz bucaksız sulak ovaları yoktur. Küçük arazilerde değeri yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Anladığım kadarıyla birkaç kişi Halep fıstığı denemesi yaptı. Çünkü Halep fıstığı ‘perishable’ dediğimiz bir domates gibi kolay bozulan bir ürün değildir. Üretirsin. Onun dünyada bir değeri var ve değeri hiç düşmez aksine yükselir.

“Hacıali Grubu’nun öyle bir vizyonu var ki kaliteyi her zaman ön planda tutar”

Yem fabrikası kurmamızdaki amaç, hem kanatlıda, hem de büyükbaşta bizde var olan iyi kaliteyi daha da yükseltmek. Bu modern tesislerde giren malı kontrol ediyoruz, çıkan ürünü kontrol ediyoruz. Büyük yatırım yaptık, en pahalı cihazları alıp laboratuar kurduk. Mesela mısır geliyor, silolara girmeden önce test yapılıyor. Silodan çıkınca yine test olunuyor. Yani kalitemizi baştan sona kontrol etme noktasındayız. Yem fabrikası için dünyanın en iyi

teknolojisi olan Bühler’i seçtik. En pahalı ama en iyisini tercih ettik. Bu toplumumuza büyük bir mesajdır. Bu konuda hayvancıların bir memnuniyet içinde olduğunu duydum. Yani Hacıali Grubu’nun vizyonu kaliteyi her zaman ön planda tutmaktır.

Yem fabrikası bize mükemmel bir başlangıç oldu. Bu başlangıçta beklediğimizin çok üstünde kaliteli ürün çıktı ve miktar da yükseldi. Besin değeri de arttı.

Yem üretiyoruz fakat ihracat yapmıyoruz. Biz bu işe başladık, beklediğimizden fazla bir talep oldu. Hızlı bir gelişme yaşandı. Yatırımımızın ikinci aşamasına geçelim diyerek fabrikadaki dikey silo kapasitesini iki misli yaptık. Ayriyeten şu anda yaklaşık 18 bin tonluk daha fazla depo ve silo yapıyoruz. İkinci bir yem makinesini(pellet) getirdik, onu kurmaya çalışıyoruz. Bütün bu ek yatırımlarla yıllık kapasitemizi artık 150 bin tona çıkarabiliriz.

“Dövize karşı kendimizi ve hayvancıları korumak için bazı tedbirler alıyoruz”

Maliyetler ve fiyatlar devamlı gözden geçirdiğimiz bir husustur. Dolayısıyla fiyatlar dövize endeksli olarak değişim göstermelidir.

Tabii hayvancılara kendi maliyetimizi düşürmek ve stabil tutabilmek için birtakım düşüncelerimiz var. Bu vizyon nedir? Depolama kapasitemizi çok yükseltelim, hammaddeleri hasat zamanı ucuzken alalım. Böylece döviz ve dünyadaki fiyat değişikliğine karşı kendimizi ve hayvancılarımızı izole etmeye çalışıyoruz. Ancak dövizin aşırı yükselmesi bizim maliyetimizi direkt olarak etkiliyor. Bunu göz ardı edemeyiz. Biz senede 1 kez artış yaptık, artış yaptığımız zaman dövizin belli bir seviyede olacağını göz önünde tuttuk. Akabinde baktık ki döviz hızla düştü, düşer düşmez biz hemen fiyatları düştük ki hayvancıya destek olalım. Bu durum da hayvancılarımızı çok memnun etti. Eğer dövizde hemen fırlama olursa biz hemen fiyat değişikliğine gitmeyiz. Eğer yurtdışından hammaddeyi en pahalı olduğu zaman az miktarda getirirseniz maliyetleriniz artar. Onu yapmak için önceden en uygun zamanda en kaliteli malı getirmelisiniz. O zaman hayvancılara, maliyetlerin stabil olmasından ve kaliteli ve devamlı bir üretim yaparak iki türlü destek sağlanır.

“Yeni sağımhane ve organik gübre tesisi için çalışmalarımız sürüyor”

Biz kendi inekçilerimizi geliştirmek için de devamlı yatırım yapıyoruz, bu kapsamda yeni, modern bir sağımhane yapıyoruz. Şu anda fizibilitede olan bir yatırımımız daha vardır, organik gübre tesisi kurmak için çalışıyoruz.