“BM SÜRECİNİ ZAMANA YAYIP ULUSLARARASI CAMİAYI OYALAMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR. MEVCUT DURUMUN İLANİHAYE DEVAM ETMESİNE İZİN VERİLMESİ ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR”

“HEDEFİMİZ MÜZAKERELERİN EŞ ZAMNALI REFERANDUMLAR AŞAMASINA GELİNMESİ”

“ÇÖZÜM ADAYA, BÖLGEYE HUZUR İSTİKRAR GETİRİR”

“HAYAT SUYU VE ENERJİ ADANIN TÜMÜNE HAYAT VERİR”

“KKTC KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR ÜLKE”

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hedeflerinin; “halen devam etmekte olan müzakere sürecinin bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesi” olduğunu vurguladı.

Erdoğan, “Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir. BM sürecini zamana yayıp uluslararası camiayı oyalamaya kimsenin hakkı yoktur. Mevcut durumun ilanihaye devam etmesine izin verilmesi asla mümkün değildir, bunun da altını özellikle çiziyorum” dedi.

Erdoğan, Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulmasının, adadaki her iki tarafa da önemli getiriler sağlayacağı gibi bölge açısından da huzur, istikrar ve refaha ciddi bir katkı sağlayacağını, Doğu Akdeniz’in bir barış, istikrar ve işbirliği sahasına dönüşmesi açısından da önemli bir adım olacağını vurguladı.

“SU, ADANIN TAMAMINA HAYAT VEREBİLİR”

Türkiye’den KKTC’nin verimli topraklarına hayat suyu getirilmesi çalışmalarının da hızla devam ettiğini, fevkalade bir durum olmazsa 2-3 ay içinde hayat suyunun Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a ulaşmış olacağını, ayrıca bunun yanında elektrik enerjisi çalışmalarının da sürdüğünü ifade eden Erdoğan, “Bizim bu samimi arzumuz adanın sadece Kuzey’in değil tamamına hayat verebilir, yeter ki bizim uzattığımız barış eline karşı taraftakiler de aynı şekilde mukabelede bulunsun” dedi.

Erdoğan, bugün karşılarında 30 yılını geride bırakmış, kendi ayakları üzerinde duran ve bölgede örnek olabilecek modern demokratik bir devlet yapısı bulunduğuna da dikkat çekerek, önümüzdeki 10 yıl içerisinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürmek ve kişi başına milli geliri iki katına çıkarmanın ortak hedefleri olması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nda, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısına Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Özdil Nami ile Türkiye ve KKTC Cumhurbaşkanlığı yetkilileri katıldı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında ilk ziyaretini KKTC’ye yaptığını belirtti.

“KIBRIS KONUSUNU ENİNE BOYUNA TARTIŞMA FIRSATI YAKALADIK”

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ziyaretinde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile ikili görüşmesini yaptığını, Bakanlar Kurulu üyeleriyle bir araya geldiğini, Eroğlu ile çalışma yemeğinde ağırlıklı olarak Kıbrıs sorununun ele alındığını ve bunu enine boyuna değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.

“KUZEY KIBRI HALKI SABRININ KARŞILIĞINI ŞU ANA KADAR GÖREMEDİ”

Kıbrıs sorununun geçmişinin çok çok uzun ama o günden bu güne sabırla hareket eden ve bu sabrının karşılığını da şu ana kadar göremeyen bir Kuzey Kıbrıs halkı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, kararlılıklarının aynen devam ettiğini, temennisinin; “sabrın sonu selamettir” sözünün gerçekleşmesi olduğunu vurguladı.

Erdoğan, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yana olduklarını, adil olmayan projelerle önlerine gelenlerin, böyle bir projeyi kabul etmenin; “tarihlerini reddetmeleri” anlamına geleceğini belirterek, böyle bir şeyi kabul etmeyeceklerini kaydetti.

Bu bakımdan garantör ülkelerin; Yunanistan ve İngiltere’nin, Türk tarafının samimi gayretlerini aynen ortaya koyması gerektiğini, bunların dışında başka garantör ülke veya garantör uluslararası kuruluş arama gayreti içerisine girenlerin de boşuna gayret göstereceğine vurgu yaptı.

“HEDEFİMİZ REFERANDUM AŞAMASINA GELİNMESİ”

Erdoğan, böyle bir şeye onay vermelerinin mümkün olamayacağını belirterek, samimiyetle çözümden uzlaşmadan yana olduklarını, hedeflerinin; “halen devam etmekte olan müzakere sürecinin bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesi” olduğunu vurguladı.

BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan ile Kıbrıs sorunu konusunda yaptığı çalışmalar, 2004 referandum kararının alındığı toplantılar, Davos ve İsviçre’deki zirve toplantılarını anlatan Erdoğan, o yıllarda Annan’ın da ağırlığını koyarak, zorla o toplantılardan referandum kararı çıkarıldığını anımsattı.

“KKTC ONURUNA DÜŞENİ YAPTI…”

KKTC’nin referandumda “onuruna ve gururuna düşeni yaptığını, ama Güney Kıbrıs’ın orada da aynı yanlışı yaptığını, ters bir kararla tüm çalışmaları boşa çıkardığını” belirten Erdoğan, bu referandumda kimin samimi olup kimin samimi olmadığının ortaya da konduğunu, referandum sonrası Kıbrıs Türk halkına AB ile BM’den verilen sözlerin tutulmadığını, aksine Güney’in AB’ye alındığını anlattı.

Erdoğan, “Biz bu samimi gayretlerin karşılık bulmasını hala ümit ediyoruz” diyerek, şöyle devam etti:

“Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması, adadaki her iki tarafa da önemli getiriler sağlayacağı gibi bölge açısından da huzur, istikrar ve refaha ciddi bir katkı sağlayacaktır. Meseleye çözüm bulunması Doğu Akdeniz’in bir barış istikrar ve işbirliği sahasına dönüşmesi açısından da önemli bir adım olacaktır.

“SU VE ELEKTRİK TÜM ADAYA HAYAT VEREBİLİR”

Bizler gerek Türkiye’de gerek KKTC’de pek çok hükümetin hayali olan KKTC’nin verimli topraklarına Anavatan’dan hayat suyu getirilmesi çalışmalarını yapıyoruz. Şu anda çalışmalar hızla devam ediyor, fevkalade bir durum olmazsa 2-3 ay içinde hayat suyu Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a ulaşmış olacak.

Baraj çalışmaları bitmiş durumda, bunun yanında elektrik enerjisi çalışmaları devam ediyor. İnşallah elektrik enerjisini de süratle Kuzey Kıbrıs’a getirmek suretiyle buradaki hava kirliliğine yönelik olayı da ortadan kaldıracağız ve Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimize hem daha ucuz, hem de hava kirliliğinden uzak çevreci bir enerjiyi sağlamış olacağız.

Bizim bu samimi arzumuz adanın sadece Kuzeyine değil tamamına hayat verebilir, yeter ki bizim uzattığımız barış eline karşı taraftakiler de aynı şekilde mukabelede bulunsun.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak isteklerinin Kıbrıs’ta yeşerecek barış ortamının bölgenin çok daha ötesinde çok daha büyük ve kapsamlı bir barışın, kalkınmanın ve işbirliğinin yolunu açması olduğunu belirtti.

“MEVCUT DURUM SÜREMEZ”

Bu süreçte BM başta olmak üzere diğer Anavatan ve garantör ülkeler Yunanistan ve İngiltere ile müttefikleri ABD dahil olmak üzere ilgili ülkelerle de tam bir işbirliği içerisinde hep bir adım önde olma konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Mevcut durumun ilanihaye devam etmesine izin verilmesi asla mümkün değildir, bunun da altını özellikle çiziyorum” dedi.

Erdoğan, adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak kalıcı bir anlaşmaya bir an önce varılmasının müşterek hedefleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Bu hedef ve anlayış çerçevesinde Kıbrıs’ta iki kesimlilik, siyasi eşitlik, eşit statüye haiz iki kurucu devleti içeren yeni ortaklık gibi yerleşik BM parametreleri temelinde bir çözüm ortaya çıkması için Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği çabalara tam destek veriyoruz.

Temennimiz; 2008’den beri devam eden bu son süreçte bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi, zamanının boşa harcanmamasıdır. Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir. BM sürecini zamana yayıp uluslararası camiayı oyalamaya kimsenin hakkı yoktur.

“ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN MAĞDURU HALİNE GELMESİNE ASLA İZİN VERMEYİZ”

2004 yılında düzenlenen referandumlar başta olmak üzere uzlaşı ve ortaklık yönündeki iradesini en açık şekilde ortaya koyan Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru haline gelmesine asla izin vermeyiz.

Şu gayet iyi bilinmelidir; Türkiye Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum Devletinde azınlık haline getirilmesine asla izin vermeyecektir.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’de son zamanlarda Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle gerçekleşen kalkınma hamlesi ve ekonomik büyümenin kendilerini gururlandırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR KKTC VAR”

“Bugün karşımızda 30 yılını geride bırakmış, kendi ayakları üzerinde duran ve bölgede örnek olabilecek modern demokratik bir devlet yapısı bulunmaktadır.

Bu bağlamda Kıbrıs Türk halkının refah düzeyinin daha da artırılması için adımlar atılırken, saydam, verimli, etkin ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının kamu yönetiminin hakim kılınması gereklidir.

Ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek için öncü sektörler olan turizm ve yüksek öğretim alanlarındaki başarılar önemlidir. Ancak biz bunu yeterli bulmuyoruz. Bu noktadan daha ileri gitmek ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürmek, kişi başına milli geliri iki katına çıkarmak ortak hedefimiz olmalıdır.

Türkiye’de Kıbrıs Türk halkı da gerekli kararlılığa sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türkü’nün huzur, refah, kalkınma ve hukukunun korunması için üzerine düşeni yapmayı sürdürecektir. Büyüyen ve gelişen Türkiye her zamanki gibi Kıbrıslı Türk kardeşleriyle tam bir dayanışma içerisinde olacaktır.

Kıbrıs Türkü’nü güvenli huzurlu ve aydınlık bir gelecek beklemektedir. Özellikle şundan dolayı çok çok mutluyum; Uluslararası camianın yavrularını Kuzey Kıbrıs’ı seçmek suretiyle buraya göndermesi, buralardaki üniversitelerde okuyan öğrenci sayısının 63 bin civarına varmış olması, aslında Kuzey Kıbrıs’ın nasıl bir çekim merkezi haline geldiğini gösteriyor. Bu daha da gelişecektir, inancım tamdır.

Turizmde de artık yarım milyarı aşkın bir gelir rakamına ulaşan bir Kuzey Kıbrıs var. Bu da Kuzey Kıbrıs turizminin nasıl bir geleceğe yürüdüğünü göstermesi bakımından da büyük önem arz ediyor.”

“HER ULUSLARARASI ZİYARETTE KIBRIS BİRİNCİ GÜNDEM MADDEMİZ”

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri tüm uluslararası ziyaretlerde ve görüşmelerde Kıbrıs’ın birinci gündem maddesi olduğunu, Kuzey Kıbrıs’ın bir numaralı gündem maddesi olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs’ın ayrıca temsilcilikleriyle uluslararası camiada da altyapısını oluşturmaya devam ettiğini vurguladı.

Erdoğan, temennisinin; Kıbrıs’ta adil, kalıcı bir çözümle neticeye varılması olduğunu belirterek, sabrın tahammülün de bir nihayeti olduğuna dikkat çekti. Bu yüzden Kıbrıs konusunda bir an önce neticeye varılmasını temenni eden Erdoğan, Cumhurbaşkanı Eroğlu’na misafirperverliği nedeniyle teşekkür etti, yönetime başarılar diledi.