Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği,   Crans - Montana’daki sonuçtan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmadan masaya oturulmaması gerektiğini kaydetti.

Dernek Başkanı Yılmaz Bora yaptığı yazılı açıklamada, “Bunun dışında masaya oturmak beyhudedir. Kıbrıs Türk halkının haklı davasında zaman kaybettirmektedir. Dolayısı ile tanınma süreci derhal başlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk halkının  görüşme süreçlerinden  bıkıp usandığını kaydeden Bora, Rum tarafının iki kez deneyip başaramadığı soykırımı gerçekleştirmek için gerekli koşulları yaratma peşinde olduğunu ifade etti.

Bora,  20 Temmuz 1974  Barış Harekatı ile Kıbrıs’ın tümüne gelen barış, huzur ve güven ortamının 43 yıldır kesintisiz devam etmesinin dikkate alınması ve  unutulmaması gereken önemli bir unsur olduğunun altını çizdi.

15 Temmuz 1974 Rum ile Yunan’ın ortaklaşa gerçekleştirdikleri Enosis  amaçlı darbenin de unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Bora,  Rum tarafının  Guterres Belgesi ile görüşmelere bırakılan yerden başlamaya hazır olduğunu söylemesine asla itibar edilmemesi, masaya ancak KKTC’nin tanınması ile dönülebileceği şartının  kesin ve kati bir şekilde ortaya konması gerektiğini ifade etti. Bora açıklamasında şöyle dedi:

“Bütün bu gerçeklerden ders alınması gerekirken Sayın Akıncı hala daha görüşmeler için hazır olduğunu ancak anlaşmalar sonucu Kuzey’de kalan Rum toprakları ile Güney’de kalan Türk toprakları arasındaki farkın tazminat, takasla ve Rumlara bir kısım toprak iadesi ile hallini ve ucu açık müzakere süreci olmamalı şartını ileri sürmüştür.

Ancak Kıbrıs’ta çıkan savaşın kusurlu tarafı Rumlar ile Yunanlıların olduğunu ve Türk tarafına savaş tazminatı ödemeleri gerektiğini ifade etmekten kaçınmıştır. 1955’lerden itibaren EOKA’nın saldırıları yüzünden ölen ve evlerini terk eden ve de 21 Aralık 1963’de topyekun Rum saldırıları yüzünden 30 bin göçmenle terk edilen 103 köyümüzde geride kalan maddi ve manevi değerlerimiz ile katledilen yüzlerce insanımızın ve BM Ortega Raporu ile tespit edilen maddi ve manevi kayıplarımız ve sahteliklerle gasp edilen vakıf mallarımızın gündeme getirilmemesi kabul edilemez.”