Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, “Kıbrıs Türk halkının, hem iç hem de dış konular bakımından çok kritik bir süreçten geçmekte olduğunu” kaydetti.

Ersin Tatar, herkese birlik-beraberlik içinde olma, kişisel veya zümresel çıkarlar değil, halkın ve ülkenin çıkarları doğrultusunda çalışma çağrısında bulundu.

Tatar, bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

“Kıbrıs konusunda Rum tarafının beklentileri ve talepleri ile Kıbrıs Türkü’nün kabul edebileceği, var olan gerçeklere dayalı çözüm arasında büyük bir uçurum var.

Rumlar, uluslararası konjonktürü aleyhimize kullanmaya bizleri 1974 öncesi bir çözüme götürecek gedikleri açmaya devam ediyor.

İçeride ise ekonomide bir türlü gerekli yüksek kalkınma hızına ulaşılamıyor, halkın yaşam kalitesi gereken oranda artırılamıyor, gençlerin istihdam sorunu kabul edilebilir noktalara çekilemiyor.

Tüm bunlara baktığımız zaman gerek iç gerekse dış konular bakımından çok kritik bir süreçten geçtiğimizi ve eğer bu süreçte gereği gibi davranmazsak toplum olarak büyük sıkıntılar yaşayabileceğimizi görmek zorundayız.

 Halkımız, sorunlarının ivedi olarak çözülmesi için, dürüst, temiz siyaset, hesap veren bir yönetim anlayışı, kısır çekişmeler içinde yüzen değil, üreten bir Meclis,  şaibeli işlerden uzak duran, kararlı, tutarlı ne yaptığını bilen bir hükümet istiyor. Halkımız artık kısır çekişmelere, kamplaşmalara, ben bilirim ben yaparım anlayışında olanlara itibar etmiyor.

Bu nedenle herkese samimiyetle birlik, beraberlik ve halkın beklentileri doğrultusunda kendimize çeki-düzen verme, çok çalışma çağrısında bulunuyorum. Özellikle Meclisimiz ve hükümetimize düşen çok hassas görevler vardır. Çıkarılması gereken yasalar, ekonomik ve sosyal alanda alınması gereken kararlar bir an önce alınmalıdır.

Bunlar yapılırken kişisel, ya da zümresel, partisel çıkarlar yerine halkın, ülkenin, devletin çıkarları ön planda tutulmalıdır.

Bunları yapmaz uzlaşmamız, üzerine anlaşmamız mümkün olan noktalarda ayrışmaya, kavgaya gider, halkımızı kamplara böler, bundan fayda sağlayacağımızı zannedersek hepimiz kaybedeceğiz.

Hükümet etmenin, milletvekili olmanın şahsi çıkar peşinde koşmak, yakınlarımızı, çevremizdekileri memnun etmek olduğunu var sayarak yanlış işler yapılırsa halkımızın siyaset kurumuna duyduğu güvensizliğin daha da artacağını asla akıldan çıkarmamak lazımdır. Çok farklı kaynaklardan beslenen, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimiz başta olmak üzere halkımız, örgütlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ne diyor, ne istiyor mutlaka kulak vermeliyiz. Onları dışlamak yerine diyalog kurmalı dinamizmlerinden yararlanmalıyız.”