Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik ve sosyal dengelerin bozulmasıyla birlikte, aile bireyleri arasında yaşanan trajik olaylara her gün bir yenisi ekleniyor.


  Yaşları 16 ile 18 arasında değişen ikisi kız, biri erkek üç kardeşin yaşadıkları, özellikle sosyal yönden içinde bulunduğumuz durumu çok daha net bir şekilde ortaya koyuyor...M.G. henüz 16 yaşında... E.G. 17 ve S.G. 18 yaşında… Anneleri tarafından 13 yıl önce terk edilen, babaları tarafından küfre ve şiddete maruz kalan ikisi kız biri erkek üç genç, yıllarca bu zulme dayandı. Bu üç kardeş, bugüne kadar büyük sorunlarla yüzleşti ve çeşitli sıkıntılar yaşadı...
  Babaannelerinin altı sene önce vefat etmesiyle, üç kardeşin yaşadıkları hayat daha da çekilmez hale geldi. Kardeşler bir gün anlaşıp evden kaçtı ve Sosyal Hizmet Dairesi’ne sığındı. Üç kardeş, kendilerinden büyük iki öz ablalarının yanına verildiler ancak orada da yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda yine sokakta kaldılar.Kardeşler, bu kez geçici süreliğine ‘Kadın Sığınma Evi’ne alındı ancak mart ayında buradan çıkmak zorunda kaldı.
  Hiçbir günahı olmayan bu üç genç için Sosyal Hizmetler Dairesi, ev, eşya ve iş arıyor. Ancak üç genç, kendi ayakları üzerinde durabilecek sevgi dolu bir yuva özlemi çekiyor.
  “Bizim kimsemiz yok, bize kimse sahip çıkmıyor” diyerek yaşadıklarını anlatan kızlar, zaman zaman dolan gözlerinin boşalmaması için çaba harcıyor.

Aile içi şiddetten okuyamadılar

   M.G henüz 16 yaşında. İlkokuldan mezun olduktan sonra okumayan M.G., şu an bir kafede çalışıyor ve lojmanda kalıyor.
   17 yaşındaki E.G. ise, lise 2’den terk ama “Seneye okuluma devam etmek istiyorum” diyor. E.G, 650 TL’ye bir cafede çalışıyor, çalıştığı yerde iş öğrenmeye, kendini geliştirmeye çabaladığını ifade ediyor.
   Kardeşlerin büyüğü 18 yaşındaki S.G. de ortaokuldan mezun olduktan sonra okuyamadı.
   Üç kardeş de aile içinde yaşadığı şiddetten dolayı eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Anneleri 13 yıl önce terk etti

  Kardeşlerin büyüğü 18 yaşındaki S.G., yıllardır çektikleri acıları ve isteklerini KIBRIS’a anlattı.
  S.G., iki evli ablası, M.G. isminde 16 yaşında bir erkek ve E.G. isminde 17 yaşında bir kız kardeşi olduğunu söyledi.
  Annesinin üç evlilik yaptığını, ilk eşinden üç çocuğu, ikinci eşinden de kendileriyle birlikte beş çocuğu bulunduğunu belirten S.G., üçüncü eşinden çocuğu olmadığını ifade etti.
   Tüm kardeşlerinin KKTC vatandaşı olduklarını belirten S.G., anne ve babasının şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığını ve annelerinin 13 yıl önce memleketi Ankara’ya giderek kendilerini terk ettiğini söyledi.
    S.G., mahkemede velayetin babaya verildiğini ancak kendilerine hep babaannelerinin baktığını belirtti.
  Babanın çocuklarına hiç sevgi göstermediğini, bankalardan para çekip gece kulüpleri ve kumarda harcadığını iddia eden S.G., altı sene önce babaannelerinin vefatıyla yaşadıkları sorunların daha da arttığını söyledi.
   S.G., babalarının kendilerine gösterdiği şiddetin, küfrün ve alkol bağımlılığının her geçen gün arttığını öne sürdü.
   
Anne, çocuklarını kabul etmedi

   Bu yaşadıkları zulme daha fazla dayanamayacaklarını anlayan S.G., kardeşleriyle birlikte evden kaçarak Sosyal Hizmetler Dairesi’ne sığındı.
  Öz ablalarının yanına verildiklerini ancak anlaşmazlıklar çıktığını belirten S.G., ablalarının biriyle M.G. ve E.G. isimli kardeşlerinin annelerinin yanına Ankara’ya gitme kararı aldığını söyledi.
   S.G., annesinin kardeşlerine orada üvey evlat muamelesi yaptığını, bu nedenle kardeşlerinin yeniden Kıbrıs’a döndüğünü ifade etti.
   Daire tarafından kız kardeşi ve kendisinin Kadın Sığınma Evi’ne yerleştirildiğini belirten S.G., erkek kardeşinin ise çalıştığı işyerinin lojmanında kalmaya başladığını söyledi.
   S.G., erkek kardeşinin Kıbrıs’ta yapamayacağını anladığını ve annesinin yanına gitmek istediğini ancak annenin kimseyi yanına kabul etmediğini ifade etti.



KAYNAK : KIBRIS GAZETESİ