Ünzile ve karikatür davası!

“Varmadan sekizine 
Ergen oldu Ünzile
Hem çocuk, hem de kadın 
On ikisinde ana 
Bir gül gibi al ve narin 
Bir su gibi saydam ve sakin 
Susar kadın Ünzile”

Söz Aysel Gürel, müzik Onno Tunç… Seslendiren daha doğru bir tabirle şarkıya ruh veren Sezen Aksu…

Toplumsal ve sosyal bir gerçekliğe, cahilliğin ve geri kalmışlığın, yüzlere bir tokat gibi çarptığı, çarptığı yerde tokat izi değil, bir neslin kaybolduğunun izlerini taşıdığı “koca” bir şarkı Ünzile… 

KKTC’nin turizm şehri Girne’de, “tesadüfen” rastladık Ünzile’ye geçtiğimiz gün…

Tam da 12’sinde anne olmuş, şu an 15 yaşında, 2 yaşında bir çocuk sahibi, karnında da ikinci çocuğuna hamile haliyle…

Bırakın bir insanın, Allah’ın yarattığı hiçbir canlının barınamayacağı bir ortamda hem de…

Şimdi bunun da karikatürünü çizenler çıkar elbet…

Çünkü Girne’de rastladığımız Ünzile, KKTC vatandaşı değil(!) O bir Bulgar vatandaşı…

İnsan değil bizim için önemli olan, önce vatandaş olmalı! Daha doğrusu “Kıbrıslı” olmalı, hem de safından(!)

Gerisi rahvan (!)

Sanata ve sanatçıya methiyeler düzerken, sözüm ona saf Kıbrıslılığı korumaya çalışırken Hitler misali, Rakı bile satmıyorken barlarda, Türk içkisi diye! Ne Ünzileler yaratıyoruz, ırkçı düşünce tohumlarıyla!

Sözüm ona Kıbrıs’ta yaseminler yetiştireceğiz!

Ama bir taraftan da ne yaseminler çürütüyoruz bu barış şarkıları altında(!)

Çıkarma gemisinde, Kıbrıs’a gelirken karikatürünü çizdiğimiz insanlar değil, çizdiğimiz insanlık, farkında bile değiliz!

Biz hala Kıbrıs’ta barış engellenemez sloganıyla avunaduralım…

Ünzileler eserimiz, insanlık karikatürümüz, çizenler de sanatçılarımız diye övünün şimdi! Elde kalan insanlık da yitip giderken, Kıbrıs’ta barış engellenemez sloganı atarız hep birlikte! Ha bir de şunu da yazarız grevlerde tuttuğumuz yaftalara; “Ne memurunu ne askerini isteriz, çünkü burada korunacak ne bir insan ne de insanlık kaldı(!)”