Ölüm Korkusu Yaşadılar
Ayia Napa’da eğlenmeyen giden 5 Kıbrıslı genç, demir çubuk ve sopalarla saldırıya uğradı

Türk düşmanlığıyla yetiştirilen Rum gençlerinin, Kıbrıslı Türk gençlere yönelik saldırılarına bir yenisi daha eklendi. Eğlenmek amacıyla turizm bölgesi Ayia Napa’ya giden Behiç Mahmutoğulları, İbrahim Uluçağ, Gorkem Güçver, Derviş Ehru ve Süleyman Sönmezkan isimli gençler, dün sabah 04.00 raddelerinde Rumların saldırısına uğradı. Olay sonrasında canlarını zor kurtaran gençler, önce İngiliz SBA polisine ardından Rum karakoluna giderek şikayette bulundu. Başlarından geçen olayı Diyalog muhabirine anlatan gençler, eğlence dönüşü yollarının pusu kuran iki Rum plakalı araç tarafından kesildiğini söyledi. Araçlardan inen eli demirli ve sopalı 8 kişinin kendilerine saldırdığını aktaran gençler, “4’ümüz kaçtık ama Süleyman Sönmezkan kaçamayarak, fanatik Rumların demir ve sopa darbelerine maruz kaldı” dedi.

Biri takip etti diğeri pusu kurdu
Diyalog muhabirinin elde ettiği bilgilere göre önceki akşam Ayia Napa’ya eğlenmeye giden gençler, sabaha karşı eğlence dönüşü Rum plakalı bir araç tarafından takibe alındı. Araçları ile hızla kaçmaya çalışan gençlerin önü gidiş istikametinde başka bir Rum plakalı salon araç tarafından kesildi.

Süleyman kaçamadı
Demirler ve sopalarla araçlarına karşı koşan 7­8 kişilik grubu gören gençler hızla araçlarından inerek kaçtı. Ancak Süleyman Sönmezkan kaçamayarak, fanatik Rumların demir ve sopa darbelerine maruz kaldı. Olayın ardından durumu İngiliz SBA polisine bildiren gençler, ardından Rum polisine teslim edilerek ifade verdi ve saldırganlardan şikayetçi oldu. Gençler daha sonra Gazimağusa Polis Müdürlüğü’ne gelerek ifade verdi. Rum polisinin soruşturma başlatarak saldırganları bulmak için harekete geçtiği öğrenildi.

Aksiyon filmlerindeki sahne gibi takip
Olayın mağdurlarından Deniz Ehru, eğlence dönüşü pick up bir aracın kendilerini kovalamaya başladığını, salon bir aracın ise gidecekleri yönü tahmin ederek yol üzerinde kendilerine pusu kurduğunu söyledi. İki araç tarafından sıkıştırıldıklarını anlatan Ehru, arkadan gelen aracın hızla kendilerine çarptığını, kendilerinin ise kaldırıma çarparak ön tekerleği patlattıklarını söyledi. Daha sonra grubun demir ve sopalarla kendilerine doğru saldırdığını anlatan Ehru, olay yerinden koşarak uzaklaştıklarını ve durumu SBA polisine bildirdiklerini anlattı. SBA polisi tarafından Rum polisine teslim edildiklerini ve gün boyu ifade verdiklerini söyleyen Ehru, aracın da saldırganlar tarafından ciddi şekilde hasara uğratıldığını belirtti. Ehru, araca emare olarak Rum polisi tarafından el konulduğunu ifade etti. Ehru, saldırganların henüz tutuklanmadıklarını ve karanlık olmasından ötürü saldırganların yüzlerini net olarak göremediğini kaydetti.

Mahmutoğulları: Polis polis diye bağırdılar..
Olayın diğer mağduru Behiç Mahmutoğulları ise büyük bir korku yaşadıklarını söyledi. Saldırganların ilk olarak “polis polis” diye bağırarak yanlarına geldiklerini anlatan Mahmutoğulları, önce aynanın söküldüğünü, sonrada arkadan gelen aracın hızla kendilerine çarptığını dile getirdi. Eğlence için bir daha Güney Kıbrıs’ı tercih etmeyeceğini vurgulayan Mahmutoğulları, “Bugüne kadar Kuzeye geçen Rumlara hiçbir şey yapılmadı, ama bizim başımıza gelen olayın benzeri daha önce birçok kez yaşandı” diyerek tepkisini dile getirdi.

Özersay’dan ciddi uyarı
Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıslı Türklere yönelik Rum saldırılarının sıklaştığına dikkat çekerek, KKTC Cumhurbaşkanı ve hükümetine yönelik uyarılarda bulundu.

Özersay şöyle dedi:
Güney'de Kıbrıslı Türklere veya araçlarına dönük saldırılar giderek daha bir sıklıkla tekrar ediyor, sistematik bir hale dönüşme yolunda. Buna bakıp çözüm olsun mu olmasın mı gibi bir tartışma yapmayı anlamlı bulmam ama gerçek olan bir şey var, o da zaten kırıntı şeklinde olan güven unsurlarının bir bütünen bu saldırılarla havaya uçuruluyor olduğudur. Kıbrıs Rum liderliğinin bu saldırıların sorumlularını caydırıcı şekilde cezalandırdığını söylemek mümkün değildir. Üstelik geçmişte bazı örneklerde Rum polisinin bu davranışları tolere ettiğini de bizzat gözlemlemiş birisiyim. Bu konu gerçekten eskiye göre çok daha tehlikeli bir hal alıyor, Kıbrıs Türk tarafı adına Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetin bunu Rum tarafı ve Birleşmiş Milletler nezdinde ciddiyetle gündeme getirmeleri gerektiğine inanıyorum. "Aman süreç zarar görmesin" diye diye kendi insanımızı bu çağ dışı muameleye maruz bırakmayalım artık...

Akıncı: Saldırganlar bulunmalı
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da ırkçı saldırı ile ilgili bir açıklama yayınlayarak, olayın faillerinin bir an önce bulunarak gerekli cezanın verilmesi gerektiğini belirtti. Açıklamasında, “5 yurttaşımızın sabahın ilk saatlerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bölgesinde saldırıya uğradığının öğrenilmesi üzerine, KKTC Cumhurbaşkanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkilileri ile, günün erken saatlerinde görüşerek, söz konusu saldırı ve saldırıya maruz kalan yurttaşlarımızın sağlık durumları hakkında bilgi aldı” diyen Akıncı, “Bu ve benzer büyük veya küçük saldırıların, iki toplum arasındaki ilişkilere verdiği zarar büyüktür. Yurttaşlarımızın sadece maddi hasarlarının tazmine edilmesi yeterli değildir. Saldırganların yakalanıp yargılanması, benzer saldırıların önlenmesi için gereğinin yapılması Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sorumluluğudur” dedi.


Diyalog: Hüseyin ÇİÇEK