AKINCI:“ BARIŞÇIL BİR İLİŞKİYİ BU TOPRAKLARDA TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ”

“KİMLİKLENDİRME OLAYI ÖNEMLİDİR, ÇÜNKÜ HER BİR ŞEHİDİMİZİN BİR YERİ OLACAK”

ÖZGÜRGÜN:“BİZDEN SONRAKİ NESİLLERE GÜVENLİ BİR GELECEK BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞMALIYIZ”

ÇAKIN:“KATLİAM, DÜNYA İNSANLIK TARİHİNE ‘YÜZ KARASI’ OLARAK GEÇTİ”

AŞIR: “BİZLER AĞIR BEDELLER ÖDEDİK, GELECEK NESİLLERİN BU GİBİ BEDELLER ÖDEMESİNİ İSTEMİYORUZ”

Muratağa, 14 Ağustos 17 (.): Kıbrıs Rum tedhiş örgütü EOKA tarafından 14 Ağustos 1974’te topluca katledilen Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerindeki 126 şehit bugün düzenlenen törenle anıldı.

Muratağa-Sandallar Şehitler Anıtı ve Atlılar Şehitliği’nde düzenlenen törenlere Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Hüseyin Özgürgün, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım, Kıbrıs Türk Barış  Kuvvetleri Komutanı adına 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Faruk Yıldırım, bazı bakan ve milletvekilleri, kaymakam ve belediye başkanlarıyla kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.

Anıtlara çelenk konulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam etti. Törende daha sonra Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Hüseyin Özgürgün, 1974’deMuratağa, Sandallar ve Atlılar katliamlarını fotoğraflayan ve dünyaya duyuran gazeteci Kurtar Çakın ve Muratağa - Atlılar - Sandallar Şehitlerini Yaşatma Derneği (MASDER) Başkanı Ahmet Aşır konuşma yaptı.

AKINCI: “2017 SONU İTİBARIYLA KAZI ÇALIŞMALARI BAŞLAYACAK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada, 43. yıl önce yaşanan bir vahşetin yıldönümünde DNA testleri ile kimlikleri tespit edilen şehitleri toprağa yeniden verirken, onların ruhunu şad ederek rahmet ve saygıyla andıklarını söyledi.

Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından şehit yakınlarının da onayı alınarak kimlik tespit çalışmalarının yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, Muratağa ve Sandallar köylerinde şehit edilen 89 kişinin 11’i erkek, 33’ü kadın ve 45’inin ise 16 yaş altı çocuklardan oluştuğunu aktardı.

Akıncı, 14 Ekim 2015 ve 5 Şubat 2017 tarihleri arasında 3 ayrı mezardan çıkarılan 89 kişinin 1 tanesinin 1 mezardan, 35’inin başka bir mezardan ve 53’ünün ise bir başka mezardan çıkarıldığına işaret etti.

Altı kişiye ait kemiklerde kimliklendirme çalışmasının tamamlandığını ve bunların dördünün bugün defnedildiğini kaydeden Akıncı, Atlılar Şehitliği’nde gömülü olan 37 şehidin, kimliklendirme çalışmaları yapılabilmesi için 2017 sonu itibarıyla kazı çalışmalarının başlayacağını açıkladı.

“HER BİR ŞEHİDİMİZİN YERİ OLACAK”

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kimliklendirme olayı önemlidir, çünkü her bir şehidimizin bir yeri olacak, her yıl veya bayram arifesinde ayrı ayrı anılabilecekler, ailelerinin, yakınlarının artık gidip çiçek bırakabileceği yerleri olacak” dedi

Acıların asala unutulamayacağını ancak bunun bir teselli kaynağı olabileceğini ifade eden Akıncı, bu konuda önceleri farklı görüşler bulunduğunu ancak daha sonraki aşamalarda hem fikir olunduğunu anımsatarak, katkı koyan herkese teşekkür etti.

“BU OLAYLARIN UNUTULMAMASI GEREKİR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, 14 Ağustos 1974 gecesi yaşananların bir vahşet olduğunu ancak bunun gerekçesinin sadece milliyetcilik olarak gösterilmesinin doğru olmayacağını, bunun “insanlık dışı bir vahşet” olduğunu ifade etti. Akıncı, bundan dolayı da tüm Rum toplumuna lanet okunmaması gerektiğini, ancak bu vahşeti yapanların bazılarının halen elini kolunu sallayarak gezdiği yönde Rum basınında haberler çıktığının altını çizdi.

Bu olayların unutulmaması gerektiğini ancak, olayların kin ve nefret duygularını yeşermiş tutmak için değil, yaşanan olayların bir kez daha yaşanmaması için unutulmaması gerektiğini belirten Akıncı, “Unutursak tedbiri elden bırakırız, unutmayacağız” dedi.

“BARIŞÇIL BİR İLİŞKİYİ BU TOPRAKLARDA TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:

“Geleceğimizi hangi çerçevede şekillendirirsek şekillendirelim, adını ne koyarsak koyalım, barışçıl bir ilişkiyi bu topraklarda tesis etmek zorundayız. Bu adada iki eşit varlık olarak yaşamımızı sürdüreceğiz, bunun başka yolu yok. Ne biz Rumları topyekûn denize dökebiliriz, ne de böyle bir niyetimiz var, ne de olmuştur, ne de onların bunu yapabilecek güçleri var. Geçmişte denendi ama olmayacağı görüldü. Bundan sonra hiç olamaz. Bunun güvencesini tedbirini alarak geleceğimizi çizeceğiz”

“İLANİHAYE BÖYLE GİDECEK DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının kurulacak bir federal yönetimi Kıbrıs Türkleri ile paylaşma konusunda gösterdiği isteksizlik bir kez daha görüldükten sonra müzakerelerin de bir anlamının kalmadığını belirtti.

Akıncı, “İlanihaye böyle gidecek değil. Bir şekilde bir çerçevede yeniden bir araya gelmenin yolları aranacak ve bulunacaktır. Gelecekte bir arada yaşamanın koşulları hangi çerçevede bulunursa bulunsun, adı ne isterse olsun, mutlaka bu yaşanmışlıklardan çıkarılmış olan dersler dikkate alınacak, ona göre davranılacaktır” dedi.

“GELECEK KUŞAKLAR BARIŞÇIL NESİLLER OLARAK YETİŞTİRİLMELİ”

Gelecek nesilleri çıkarılan dersler ışığında yetiştirmenin önemli olduğunu da vurgulayan Akıncı, “Her iki toplumda da gelecek kuşaklar barışçıl nesiller olarak yetiştirilmelidir. Biz kendi payımıza bunu yapıyoruz, eksik ve yanlış olabilir ancak ırkçı nesiller yetiştirmiyoruz” dedi.

Okullarda Rum’u düşman olarak gösteren eğitim verilmediğine işaret eden Akıncı, şöyle devam etti:

“ELAM gibi örgütler bizim içimizde filizlenemiyor. Tohum ekemiyor. Sağcımız var, solcumuz var, sosyal demokrat var, liberalimiz var ama ırkçı partimiz yoktur. Güney Kıbrıs’ta Türk’ün adını duymak istemeyen, araba plakasını gördüğünde en hafifinden taş fırlatan, sövüp sayan, barikatların kapatılmasını isteye, Türk gördüğünde saldırıya geçen bir zihniyetin temsilcileri olarak ELAM adlı bir örgüt 2 sandalye bile olsa Meclis’te temsil edilmekte”

“ELAM GİBİ PARTİLERE GEÇİT VERİLMEMELİ”

ENOSIS Plebisiti’nin okullarda anılmasının Rum Meclisi’nde geçmesini sağlayan partinin ELAM olduğuna dikkat çeken Akıncı, Rumların da bunlardan dersler çıkarmasını, bunlar ışığında gelecek kurgulaması yapması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “ELAM gibi partilere geçit vermemesi” gerektiğini vurgulayarak, Muratağa, Sandallar ve Atlılar ile Taşkent şehitlerine yönelik anma törenlerinin devlet töreni olması yönündeki taleplerin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Akıncı, bahse konu törenlerin “daha uygun çerçevede düzenlenmesi” gerektiğini söyledi.

ÖZGÜRGÜN: “EGEMENLİĞİMİZİN VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN İFADESİ DEVLETİMİZ, ŞEHİTLERİMİZİN EMANETİDİR”

Başbakan Hüseyin Özgürgün ise, Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamı şehitlerini anma töreninin, Kıbrıs Türk'ünün ulusal tarihinin yürek yakan, en acı anma töreni olduğunu söyledi.

26 günlük bebekten, 95 yaşındaki dedeye kadar 126 masum ve savunmasız insanın katledilerek, dozerlerle toprağa gömülmesini Kıbrıs Türk halkının unutamayacağını kaydeden Özgürgün, 43 yıl önce Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da yaşananların Rum-Yunan ikilisinin Enosis misyonlu terör örgütü EOKA’nın ilk katliamı olmadığını ancak Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığı sürdüğü sürece son olacağını vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının “Sıfır asker, Sıfır garantilerde” ısrar eden Rum tarafının gerçek niyetinin ne olduğunu çok iyi bildiğini kaydeden Özgürgün, şöyle devam etti:

“Geçmişe takılıp kalmayacağız ama yaşananlardan dersler çıkararak, bağnaz Rum zihniyetine hizmet edercesine eylem ve söylem içinde bulunarak şehitlerimizin kemiklerini sızlatmamalıyız. Bizden sonraki nesillere güvenli bir gelecek bırakmak için çalışmalıyız. Egemenliğimizin, özgürlüğümüzün ifadesi devletimiz şehitlerimizin emanetidir. Bu emaneti yarınlara taşımak boynumuzun borcudur.”

Başbakan Özgürgün, tüm şehitlere rahmet diledi.

ÇAKIN: “YÜZ KARASI”

1974’de Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamının ortaya çıkarıldığı kazıları fotoğraflayan ve katliamın dünyaya duyurulmasına katkı koyan gazeteci Kurtar Çakın, törende yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türklere yönelik katliamalar yapan Rumların çözüm yönündeki isteksiz tutumunu yüzsüzlük olarak gördüğünü kaydetti.

Çoğunluğu çocuk ve kadının önce vurulup, daha sonra yakıldığı katliamın dünya insanlık tarihine “yüz karası” olarak geçtiğini ifade eden Çakın, “Bu gerçek 43 yıl önce dünya basınında böyle ifade edilmişti” dedi.

Türk askerinin 1974’de Kıbrıslı Rumlara tankerlerle su taşıyarak, insanlık dersi verdiğini kaydeden Çakın, tek dileğinin Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili görgü tanıklarından yararlanılarak bir belgesel ve film yapılması olduğunu kaydetti.

AŞIR: “GELECEK NESİLLERİN BU GİBİ BEDELLER ÖDEMESİNİ İSTEMİYORUZ”

Bugünkü törende iki kardeş ve annesini defneden Muratağa - Atlılar - Sandallar Şehitlerini Yaşatma Derneği (MASDER) Başkanı Ahmet Aşır, diğer şehitlerin DNA testlerinin de en kısa zamanda tamamlanmasını istediklerini belirtti.

Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan görüşmelerde Kıbrıs Rum kesiminin Kıbrıs Türkü’nü ne kadar çok istediğinin bir kez daha görüldüğünü belirten Aşır, müzakerelerde Kıbrıslı Türklerin yanında duran tek tarafın Türkiye olduğunu vurguladı.

Türk ordusu sayesinde 1974 sonrası adaya barış dolu günler geldiğini kaydeden Aşır, “Bugün Rum ile anlaşma yoktur ancak barış vardır. Türkiye ve Türk askeri bu barışın garantisidir” dedi.

Tekrardan acılı günler, sönmüş aileler, yeni şehitler görmek istemediklerini kaydeden Aşır, “Bizler ağır bedeller ödedik, gelecek nesillerin bu gibi bedeller ödemesini istemiyoruz” dedi.

Aşır ayrıca, Muratağa, Sandallar ve Atlılar şehitleri için gelecek yıllarda devlet töreni yapılması çağrısını yineledi.

(ID/FEZ)     FOTOĞRAFLI

Haber: İbrahim Diran