Mamalı: “Anayasa Hükümete, Özellikle Dövizle Yapılan Ödemelerde Borçluları Koruyucu Önlemler Alma Yetkisi Veriyor”

Mamalı yaptığı açıklamada, devletin, halkın yaşadığı ekonomik buhran karşısında etkin rol alması ve bireylerin zararlarını minimum seviyeye indirecek tedbirler ortaya koyması gereğine vurgu yaparak, bunun yapılmaması halinde devletin varoluş nedeninin ortadan kalkacağı ve varlığının onu oluşturan bireyler açısından anlamsızlaşacağını savundu.

Anayasa’nın 46(2) madde fıkrasına atıfta bulunan Mamalı, Anayasa’nın yaşanmakta olan döviz krizi ortamında hükümete, özellikle dövizle yapılan ödemelerde borçluları koruyucu önlemler alma yetkisi verdiğini kaydetti ve şunları ifade etti:

“Hükümet, elinin altındaki bu anayasal yetkisine rağmen dövizle ödeme yapma zorunluluğunda bırakılan kişi ve kurumlar için herhangi bir önlem almamayı tercih ettiğini ilan etmiş, bunun yanında sadece ithalatçıları ve bir nebze de emlakçıları ticari faaliyetlerinde ekonomik açıdan kollayıcı tedbirler almayı tercih etmiştir. Resmi para birimi ‘TL’ olmasına rağmen devlet idareleri tarafından yapılan tahsilatların (Örneğin bazı harç ve izinler) bir kısmı döviz türü para cinsi üzerinden yapılmaktadır. Bugün yaşanan döviz krizi işte bu tür tahsilatlar açısından devlet lehine ama ödeyen vatandaş aleyhine bir durum yaratmaktadır. Döviz artışı sayesinde devlet de bundan istifade ederek vatandaşın ensesinden fazladan tahsilat yapmaktadır.”

Mamalı, hükümetin almasını gerekli gördüğü ekonomik tedbirleri ise  şöyle sıraladı:

“Resmi para birimi “TL” ise devlet idaresi tarafından yapılan tüm tahsilatlar da “TL” bazında yapılmalı ve döviz uygulaması terk edilmelidir. Borç taksitlerinin ödenmesi belirli bir süre ertelenmeli veya borç taksit miktarları geçici bir süre için de olsa %20-30 oranında indirilmelidir. Kur artışı nedeniyle döviz borçlarına uygulanan faizler en az 3-4 ay uygulanmamalıdır. Her ay ödenmesi gereken döviz türü taksit veya kira gibi ödemelerde uygulanacak kurlar en az 4-5 ay için de olsa sabitlenmelidir. Döviz borçları nedeniyle taksitlerin ödenmesi için maaşlardan yapılan kesintilere limit getirilmeli ve her maaşın en az 3/7’ünün borçlunun eline geçmesi sağlanmalıdır. Her türlü dövizle yapılmış ve halen ödenmekte olan borçlara uygulanan faiz oranları bir süreliğine durdurulduktan sonra ardından maksimum yıllık %1 ile sınırlandırmalıdır.”