"Kıbrıs'ta Bir Türk Bile Bırakılmayacak''

Daha önce "Kıbrıs'ı altın tepside Rumlara teslim ediyoruz" sözleri büyük yankı uyandırmıştı, şimdi daha iddialı bir yazıyı kaleme aldı. Türkiye'de yayın yapan Yeni Mesaj Gazetesi'nin yazarı Murat Çabas, bu kez çözüm sürecini büyük İsrail planlarılya bağdaştırdı. 

 
İşte dikkat çeken o analiz;

Umutsuz AB sevdası uğruna altın tepside Rumlara teslim edilen Kıbrıs’ta her geçen gün farklı bir skandal ortaya çıkıyor.

KKTC’den gelen haberlerle Rumlardan gelen haberler farklılık arz etse de şu an Ada’da devrede olan proje BM’nin, AB’nin ve Rumların projesi olduğunu düşündüğümüzde sürecin Rumların iddia ettiği noktaya geleceği kesin görünüyor.

Peki, Rumlar ne diyor?

Rum Politis gazetesinin haberine göre, Ada’da 734 bin Rum, 183 bin Türk kalacak ve 280 bin nüfuslu KKTC’de on binlerce vatandaşlık iptal edilecek. Vatandaş olmayanların mülkiyet hakkı da olmayacak.

KKTC topraklarının yüzde 80’inin 1974 öncesi Rumların eski mülkiyeti olduğu dikkate alındığında ve de mülkiyet konusunda BM temsilcisinin yaptığı açıklamaya göre önceliğin Rumlara ait olacağı hesaba katıldığında vatandaş olan Türklerin dahi sahip oldukları topraklarda pek hakkı kalmayacak.

Gazete “yüzde 80 Rum, yüzde 20 Türk” manşetiyle verdiği haberde, tarafların anlaşmaya yaklaştığını ve yeni federal cumhuriyette “4 Rum 1 Türk” eşitliğinin arandığını yazdı. Dahası, aynı eşitliğin KKTC’de mevcut vatandaşlarda da uygulanacağı ifade ediliyor.

Kıbrıslı Türkler, Ada’da kendi devletlerinde özgür bir şekilde yaşarken, şimdi 4 Türk’ün 1 Rum’a eşit olacağı ama yaşayacağı baskılarla bunu bile elde edemeyeceği bir kaotik yapıya doğru gidiyorlar. 

Rum basını Türkiye’nin garantörlüğü konusunda da formüller arandığını belirtti.

Yavru vatan olarak ifade edilen ama gerçekte anavatan toprağı olan Kıbrıs ellerimizin arasından kayıp gidiyor.

Yıllarca AB’ci siyasilerimizin “sırtımızda kambur, verelim gitsin, ayağımıza bağ olmasın” mantığıyla baktığı Kıbrıs, Rumlara peşkeş çekiliyor.

Halbuki Kıbrıs konumu itibarıyla Ortadoğu’nun en stratejik yeridir. Hem Ortadoğu coğrafyasına hem de Anadolu’ya açılan bir kapıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle, “Kıbrıs’ı alan Anadolu’yu alır.”

Son zamanlarda görüyoruz ki, aynı zamanda Kıbrıs ve civarı en zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine de sahip… Yani sırtta kambur da değil.

Hiçbir stratejik önemi ya da ya da doğal kaynaklara sahip olmasa da Kıbrıs vatan toprağıdır ve bir karışını vermemek için mücadele namus meselesidir.

Bu kadar stratejik olan ve namusumuz olan Kıbrıs peşkeş çekiliyor da Türkiye’nin eline bir şey mi geçti? Hayır, Türkiye gösterilip de verilmeyen havucun hayaliyle avunuyor.

Bundan sonraki süreç, Rumların her talebinin karşılandığı ve Kıbrıs’ta bir Türk’ün bile bırakılmayacağı bir süreçtir.

Esasen bir sonraki aşamasını da ifade etmek gerekir. Büyük İsrail devleti hayaliyle yanıp tutuşan İsrail, sizce hedefinde olan Ortadoğu’ya ve Anadolu’ya bu kadar hakim bir Ada’yı hiç başkasına yar eder mi? Elbette ki hayır.

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda doğalgaz santrali bahanesiyle binlerce İsrailli ailesiyle birlikte Güney Rum Kesimi’ne yerleşmişti. Yani Türklerden temizlenmek istenen Kıbrıs Rumlara da bırakılmayacak, onlar Müslüman olmasalar da Filistinlilerin kaderini yaşayacaklar.

Görünen o ki, Ermenistan ve Kürdistan projeleriyle Türkiye’yi ve komşularını büyük İsrail devleti için bölmeye çalışan İsrail, aynı senaryoyu Kıbrıs için Rumları öne sürerek yapıyor. 

Unutmayalım, bir taraftan BM ile AB ile Kıbrıs, Rumlara teslim edilmeye çalışılırken, diğer taraftan aynı Rumlar ekonomik olarak perişan bir vaziyete sokuldu. Bir çok Rum ailesi maddi imkansızlıklar sebebiyle Ada’yı terk edip batılı ülkelere göç etti.

Bu kadar zengin kaynaklara sahip olan Ada’nın bu zenginliklerinin üzerinde yaşayanlara pay edilmeyeceğini bugüne kadar reel olarak gördük.

Kıbrıs adım adım büyük İsrail devletine hazırlanıyor; Türk’e de yar edilmeyecek, Rum’a da…

 

MURAT ÇABAS


EKONOMİ KIBRIS