DÜNYA KÜLTÜR MİRASI GÜNÜ’NDE  BUĞDAY

CAMİİ’NDE MAĞUSA SURİÇİ KENTİ KONUŞULDU

Gazimağusa Belediyesi ile DAÜ Mimarlık Fakültesi ortaklığında organize edilen “Kent-Çevre-Mimarlık” seminerleri çerçevesinde 18 Nisan Dünya Kültür Mirası Günü nedeniyle sunumlar yapıldı. Buğday Camii’nde yapılan etkinlikte, Dünya Kültür Mirası Günü’nün yanısıra Uluslar arası Anıtlar ve Siteler Konseyi (Icomas)’ın kuruluşunun 50. yıldönümü olmasının önemine de dikkat çekildi.

 “Mağusa İçin Tarihi Dönüşüm Stratejisi: Kültürel Değişimi İzlemek Yerine Yaratmak” konusunda DAÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi  Dr.Cavide Atukalp, 2012-2013 Dünya Anıtlar Fonu Gazimağusa kentsel koruma çerçevesi projesi” konusunda Dr. Ege Uluca Tümer ve UNDP Danışmanı ve Otello Projesi’ni yürüten Rand Epic sunum yaptı. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Netice Yıldız da korunması gereken tarihi yerlerle ilgili bilgi verdi. Yıldız, Çatalköy’deki taş devri evlerinin ve Roma dönemi balık havuzları gibi tarihi yerlerinin etkin şekilde korunması gerektiğini söyledi. Seminer öncesinde 12 öğrenci tarihi yerleri gezerek bilgi aldı ve workshop çalışmasına katıldı. Seminerin sonunda öğrencilere ve sunum yapanlara sertifika verildi.

 

Arter: “Kentin tarihi potansiyelini daha fazla kullanmak için sürekli çalışıyoruz”

Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter yaptığı konuşmada, kent- çevre-mimarlık ile ilgili söyleşilerin Buğday Camii’nde yapmayı planladıklarında ve yola çıktıklarında çok büyük heyecan olduğunu gördüğünü, geçen zamanda heyecanın aynı şekilde devam etmesinin projelerinin doğru olduğunu gösterdiğini söyledi. 18 Nisan Dünya Kültür Mirası Günü’ne denk genel etkinliğin böylesi tarihi mekânda düzenlenmesinde görev alan DAÜ öğretim görevlilerine, Namık Kemal Lisesi öğretmenlerine ve öğrencilere teşekkür etti. Gazimağusa’nın tarihi ve kültürel yönden diğer şehirlerden farklı olduğu ve büyük potansiyele sahip olduğunu ifade eden Arter, kentin kültürel potansiyelinin turizm konusunda da değerlendirilmesinin önemli olduğunu, bu potansiyelin daha fazla kullanmamız için sürekli çalışmamız gerektiğini söyledi. Arter, Belediye ve DAÜ olarak bu görev bilinciyle usanmadan bıkmadan çalıştıklarını, bu tür etkinliklerin devamının geleceğini söyledi.

Hoşkara: “Tarihi çevreyle ilgili duyarlılık yaratmak amacındayız”

DAÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Hoşkara ise, 18 Nisan’ın her yıl uluslararası Dünya Kültür Mirası Günü olarak kutlandığını, 5 yıldır Mağusa’da Gazimağusa Belediyesi başta olmak üzere okullarla birlikte etkinlik yaparak bu önemli günü kutladıklarını söyledi. Tarihi kentlerde olması gereken tarihi çevreyle ilgili duyarlılık yaratmak amacında olduklarını ifade eden Hoşkara, topluma yönelik bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını, bu yılki etkilikte Namık kemal Lisesi’nin öğrencilerinin tarihi çevreye duyarlı kişiler olarak çalışmada olduklarını ve görevler aldıklarını söyledi.

Doratlı: “Tarihi ve kültürel varlıklar en önemli varlıklarımızdır”

Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof Dr. Naciye Doratlı da konuşmasında, Kıbrıs Araştırmaları Merkezi olarak araştırmalar yaptıklarını, tarihi ve kültürel varlıklarla ilgili bilinci artırmak için 5. kez etkinlik düzenlediklerini, tarihi ve kültürel varlıkları en önemli varlıklar olduğunu, özellikle çocukların eğitim almasının önemli olduğunu söyledi. Bu yıl lise öğrencilerinin çalışmada yer aldığını söyleyen Doratlı, öğrencilerin çok iyi çalışma yürüttüklerini, öğretmenlere ve sunuş yapanlara teşekkür etti.

Namık Kemal Lisesi Müdürü İlknur Şemi de, böyle bir günü kutladıkları için şanslı olduklarını, Namık Kemal Lisesi’nin çevre kolu ve duyarlı öğretmenlerin etkinlikte yer aldığını, herkesin istekle gönüllü olduğunu ve hep birlikte katkı koyduklarını, emeği geçen Daü’nü çalışanlarına, VYK Başkanı ve Belediye Başkanı İsmail Arter’e, öğretmenlere ve öğrencilere teşekkür etti.

DAÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi  Dr.Cavide Atukalp sunumunda, Gazimağusa kentinin denizle neden ilişkisinin olmadığının düşünülmesi gereken bir konu olduğunu, kentte denizden kopuk bir yaşam olduğunu Mardin’de 8 kişilik ekiple tarihi yerlerde çalışma yaptıklarını, parçalanmış durumda ve kopuk olan tarihi yerlerin bütünleştirdiklerini söyledi. Mardin’de yapılan kentsel dönüşüm projesi gibi bir projeyle kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve restorasyon çalışmalarının yapılabileceğini söyledi.

Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ege Uluca Tümer de sunumunda, tarihi yerlerle ilgili Dünya Anıtlar Fonu’nun desteğiyle yaptıkları workshop çalışmasını anlatarak, hazırladıkları raporla ilgili bilgi verdi. Uluslar arası Anıtlar ve Siteler Konseyi’nin kuruluşunun 50. yılı olduğunu, her ülkede milli komite kurulduğunu ve konsyee üye olduğunu ifade ederek, ülkemizin tanınmadığı için böyle bir komiteye sahip olamadığımızı söyledi. Ülkemizdeki en büyük sorunun terk edilmişlik ve yetersiz bakım olduğunu, modern  kentin genişlemesinin tarihi yerleri olumsuz etkilediğini, Dünya anıtlar Fonu’nun Mağusa suriçini risk altındaki yerler arasına aldığını ifade eden Tümer, liman ve tarihi yerle arasında kopukluk olduğunu, yerel ürünlerin satışının yapıldığı yerler olması gerektiğini, tarihi yerlerle ilgili bilgi eksikliği olduğunu söyledi.

UNDP Danışmanı ve Otello Proje Sorumlusu Rand Eppich ise, kültürel mirasın korunması ülkelerin gelişebilmesi açısından önemli olduğunu, dünyada ve Avrupa’da kültürel mirasın korunması ile ilgili sıkıntılar olduğunu, ülkelerin doğal ve kültürel miraslarına farklılık gösterebildiğini ifade etti. Bazı ülkeler kültürel mirasın korunması için teşvik sağlarken, bazıları ise bunun gerisinde kaldığını ifade eden Eppich, toplum, mimari ve tabiat arasında önemli bir bağ olduğunu, bu 3 faktörün birbiriyle etkileşim içinde olduğunu söyledi. Mağusa’da bu sentezi görmenin sevindirici olduğunu ifade ederek, mevcut mimarinin korunmasının kültürün korunması ile eşdeğer olduğunu söyledi.

Eppich, kendine has özelliği olan mimarilerin korunması gerektiğini, karar alma mekanizmalarında olan kişilerin tarihi yerlerle ilgili eğitim almasının önemli olduğunu, bu nedenle Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter’in etkinlikte olmasından çok etkilendiğini,  etkinlikte olmasının konuya hassasiyetini gösterdiğini söyledi.