“ÇOCUĞUNUZU KESİNLİKLE TEMBEL YA DA BAŞARISIZ OLARAK NİTELENDİRMEYİN”

KIBRIS TÜRK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK DERNEĞİ, KARNE GÜNÜNÜN,  BAZI ÖĞRENCİLER İÇİN ÜZÜNTÜ VE KAYGI SEBEBİ OLABİLDİĞİNİ BELİRTTİ

Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, “karneyi başarının tek göstergesi kabul etme anlayışının, karne günlerini hem aile, hem de çocuk için stresli hale getirebileceğine” işaret ederek, bazı ailelerde yaşanan gerginliğin, izleri ömür boyu silinmeyecek yanlışlara yol açabildiği uyarısı yaptı.

“Çocuğunuzu kesinlikle tembel ya da başarısız olarak nitelendirmeyin” uyarısı yapan Dernek, ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını etkileyeceğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Dernek, ilk ve orta öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin bugünlerde karne heyecanı yaşadıklarını belirterek, bir kısım öğrenciler için sevinç ve gurur kaynağı olan karne gününün, bazı öğrenciler için üzüntü ve kaygı sebebi olabildiğini belirtti.

Derneğin Başkan Yardımcısı Psikolojik Danışman Dr. Yağmur Çerkez, yaptığı yazılı açıklamada, karnenin, bir öğretim dönemi sonunda öğrencinin derslerinden elde ettiği başarı durumunun göstergesi olarak kabul edildiğini ve çocuklar için karne günlerinin, öğrencilik hayatının en önemli günlerinden biri olduğunu vurguladı.

“KARNEYE GEREĞİNDEN FAZLA ANLAM YÜKLEME”

Bazı durumlarda karne günlerinin korkulu rüya olmasında, ailelerin karneye gereğinden fazla anlam yüklemelerinin neden olduğunu vurgulayan Çerkez, “Karneyi başarının tek göstergesi kabul etme anlayışı, karne günlerini hem aile hem de çocuk için stresli hale getirebiliyor” dedi.
Aile içi ilişkilerin dengeli ve düzenli olması, çocuk için iyi bir model oluşturmaları, disiplin anlayışları ve ilgileri çocuğun başarısını olumlu etkilediğini kaydeden Çerkez, kendine güven duygusu, cesaret gibi pek çok olumlu özelliğin baskı altında gelişemediğini belirtti.

Bu yaklaşımla yetiştirilen öğrencilerin derslerde bildikleri halde soruları cevaplayamama, sınavlarda fazla stresten gerçek performanslarını ortaya koyamama, anlatım ve ifadede zorlanma, derste yeterince aktif olamama, çekingenlik gibi davranışlar gösterebildiğini ifade eden Çerkez, bu tip öğrencilerin ailelerinin beklentilerini karşılayamamaktan veya eleştirilerinden çekindikleri için karne stresini yoğun olarak yaşadığını söyledi.

Çerkez, öte yandan güven verici, destekleyici, sevgi dolu, hoşgörü ve anlayışın hakim olduğu aile ortamında yetiştirilen çocuğun sorumluluk duygusu ve kendine güveninin gelişeceğini belirterek, “Çocuk ailesinin kendisine olan güveninin sevgisinin farkında olur, sorumluluklarını bilir, kendini her ortamda ifade etmekten çekinmez. Böylece bu çocuklar genellikle başarılı olur, ancak tersi bile olsa ailenin ilgisi, desteği ve olumlu yaklaşım tarzıyla başarısızlık çözümlenebilir” dedi.

AİLENİN TAVRI

Çerkez, karne dönemi sonunda bazı ailelerde yaşanan gerginlik, izlerinin ömür boyu silinmeyecek yanlışlara yol açabildiğini vurgulayarak, ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını etkileyeceğinin unutulmaması gerektiğine işaret etti.

AİLELERE ÖNERİLER

Çerkez açıklamasının sonunda çocuğu karne alacak olan ailelere şu önerileri sundu:

“Çocuğunuzu kesinlikle tembel ya da başarısız olarak nitelendirmeyin. Bu durumlarda çocuk da kendini bu şekilde kabul eder ve başarılı olmak için gayret sarf etmez.

Çocuğunuza sevgi ve şefkat gösterip problemlerini çözmesine yardımcı olarak başarısızlığını telafi etme yolları gösterin.

‘Sen yapamazsın, başarısızsın, bir şey beceremezsin’ gibi olumsuz ifadeler yerine ‘ben sana güveniyorum, sen istersen başarırsın’ şeklinde olumlu ifadeler kullanın.

Her çocuğun zihinsel yeterlilikleri, kişiliği, yetenekleri farklı olduğundan arkadaşları ve kardeşleriyle kıyaslamayın. Çocuğu yalnızca kendisi ile kıyaslayın. Başarılı olduğu işleri örnek göstererek isterse bunu da başarabileceğini söyleyerek cesaretlendirin.

Başkaları ile çocuğunuzu kıyaslamanız hem rencide olmasına hem de kıyaslandığı kişilere karşı öfke duymasına neden olur.

Karneleri birbirinden farklı da olsa kardeşlere eşit ilgi gösterilmeli. Dersleri zayıf olsa bile ailesinin her zaman yanında olduğu, kötü karneye rağmen sevgide bir azalma olmadığı mesajı verilmeli.

Başarısızlığın sebepleri üzerinde durulmalı, yapılan hatalar değerlendirilmeli; ama bu durum çocuğun ailesiyle olan ilişkisine zarar vermemelidir.

Aile üyelerinin hep birlikte geçireceği tatil dönemlerinin iletişim, çocuklarına model olma, onları tanıma ve gelişimlerini görebilme açısından da yararları olacaktır. Beraber geçirilen ortak zamanlar çocukta önemli olduğu duygusunu oluşturur. Tatilin, öğrencilerin dinlenmesi ve eğlenmesi için verilen bir zaman dilimi olduğunu unutmayın. Öğrencinin okul başarısızlığı çok iyi tahlil edilmeli, karne kötü olsa bile yaklaşım doğru olmalıdır. Hiçbir anne-baba şunu unutmamalıdır ki “kötü karne düzeltilebilir; fakat çocuğun kişiliğine verilen zararın etkileri telafi edilemeyebilir.”