Güzelyurt bölgesinde bulunan narenciyesiyle ünlü Yayla köyünde yıllardır kanser  yüzünden yaşanan ölümlere karşı bir türlü önlem alınamıyor. 
Ölümlerin yüzde 70’inin kanser hastalıkları olduğuna dikkat çeken bölge sakinleri, özellikle kömür ocaklarını (Gaminiler) halk sağlığı açısından büyük bir bela olarak görüyor ve konuya duyarsız kalan yetkilileri eleştiriyor.
Gaminilerin kapatılması yönünde Bakanlar Kurulu kararı olduğunu ve bunun uygulanmadığını ifade eden bölge sakinleri, kanserin artışında, köydeki iki baz istasyonunun da etkisi bulunduğunu savundu. Bölge sakinleri gerekli adımların atılmaması durumunda eylem ve söylemlerindeki dozu artıracaklarını kaydetti… 
Gaminiler kadar baz istasyonları da tehlikeli…
Yayla Sağlık Araştırma ve Geliştirme Derneği ile Güzelyurt Sivil Toplum Platformu dün Diyalog’u ziyaret ederek bölgede yaşanan olaylar hakkında bilgi verdi.
Köyde son yıllarda artan ölümlerin büyük çoğunluğunun kanserden olduğunu belirten sivil toplum örgütü üyeleri, bunun nedenini de köy içerisinde bulunan kömür ocakları (gaminiler) ile iki baz istasyonunun olduğunu savundu.
Yayla Sağlık ve Araştırma Derneği, konuyla ilgili olarak Güzelyurt Kaymakamı Tevfik Direnç’i suçladı.
Diyalog’un görüşüne başvurduğu Kaymakam Direnç, iddiaları kabul etmeyerek konunun muhatabının Çevre Dairesi olduğunu söyledi.
“Bakanlar Kurulu kararı uygulanmıyor”
“Baz istasyonları köy dışarısına çıkarılan ve gaminiler kaldırılsın” diyen Yayla Sağlık ve Araştırma Derneği Başkanı  Aygün Aydıngün, köydeki gaminilerin faaliyetine son verilmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu tarafından karar alındığını, ancak kararın Güzelyurt Kaymakamı Tevfik Direnç tarafından uygulanmadığını iddia etti.
Diyalog muhabirine açıklamalarda bulunan Aygün Aydıngün şöyle dedi:
“Yayla köyü ve etraf köylerde yaşayan halkımızın sabrı taşmıştır. Nahoş olayların yaşanmasını arzu etmiyoruz. Artık yeni yeni kanser gerekçeleri ölümler istemiyoruz. Ölüm vakalarında kanser oranı yüzde 70’i aşmıştır. Hasta olup yatakta morali bozuk insanlarımızın çektikleri acı aba sizleri ve kömür ocağı sahiplerini hiç mi rahatsız etmiyor. Kanser nedeniyle ölen köylü kardeşlerimizin acılar vicdanlarımızı hiç mi, sızlatmıyor. Allahın  yargısından da mı korkmuyorlar. 
Özdeş: İnsanların zehirlenmesine kim dur diyecek?
Güzelyurt Sivil Toplum Platformu adına Diyalog muhabirine açıklamalarda bulunan Sinasi Özdeş de, Yayla halkının bu ocakların söndürülmesi için kararlı olduğunu söyledi.
“Kanser hastalığında yüzde 70 kayıp var ise onun sorumlusu bunu yaratanlardır” şeklinde konuşan Özdeş, bu sorunun ortadan kaldırılması için hükümete çağrıda bulundu.
Sinasi Özdeş şöye dedi:
“Bakanlar Kurulu kararı ortada. Çevre Dairesi’nin kararı ortada dururken,  bu acılara kim dur diyecek ?  Bu zehirli dumanın insanları zehirlemesine kim dur diyecek ? Yayla köyünde çok kanser vakaları vuku bulacak. Bu kanser hastalığı acılı ailelerimizin bitmek tükenmek acılarına yol açacaktır. Bunu şiddetle protesto ediyoruz. Hükümeti göreve çağırıyoruz. Aldığı kararları uygulamasını istiyoruz.”
Direnç: Kaymakamlık yetkili değil
Diyalog muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Güzelyurt Kaymakamı  Tevfik Direnç de,  kendisini suçlayanları eleştirdi. 
Direnç,  kömür ocakları sahiplerinin ara emri almak için Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurduklarını ve dava dosyalandığını belirterek, bu konuda sivil toplum örgütleri ile diğer ilgililerin bilgilendirildiğini söyledi.
Başsavcılıktan, kendisine gönderilen yazıda, konuyla ilgili sorumlu olan makamın Kaymakamlık olmadığını bildirildiğine işaret eden Tevfik Direnç, şöyle dedi:
“Başsavcılığa kömür ocaklar sahipleri ara emri almak için Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurdu.  YİM’de dava  dosyalandı. Kendileri bilgilendirildi.  Ve Başsavcılıktan bana gönderilen  yazı Bakanlar Kurulu kararının yanlış olduğu, bu konunun  Çevre Yasası’nın 80. Maddesine göre tek yetkili  sorumlu makam merci olduğunu dolaysıyla  başka bir makama bu görevi yüklemenin  yanlış olduğunu ve bu konuda kaymakamlığın görevi olmadığı bildirildi. 
Müfettişim kendilerini Kaymakamlığa davet etti. Çevre Dairesi’ne bilgi verdik. Sivil toplum örgütlerine bu bilgiyi ulaştırdık. Bunlar siyaset mi yapmak istiyorlar bilmiyorum. Bu insanların beni suçlaması yazıktır günahtır. Çare olacak makam yıllardan beri Çevre Dairesi’dir.”