“TAK’TA YETKİLİ SENDİKA OLAN KAMU-İŞ’İN DEVREDIŞI BIRAKILMAYA ÇALIŞILMASI SORUNLARI ÇÖZMEZ, DAHA DA DERİNLEŞTİRİR”

Lefkoşa, 2 Temmuz 13 : Türk Ajansı Kıbrıs’ta (TAK), “TAK Yasası’nın verdiği yetki ile yönetim kurulunda temsil edilen ve yetkili sendika konumunda bulunan Kamu-İş, Dışişleri Bakanı Kutlay Erk’in Kamu-İş ile görüşmeden ‘TAK’ta yaşanan sıkıntılar ile ilgili’ dün yaptığı basın açıklamasını hayret ve esefle karşıladığını” bildirdi.

Kamu-İş, TAK’ta yaşanan sorunlarla ilgili “süresiz greve” gideceğini açıklayan sendika Kamu-İş olmasına rağmen, “kendilerini toplantıya çağırmayan Dışişleri Bakanı Kutlay Erk ile Basın-Sen’in yıllarca TAK’ta temsilciliğini yürüten, Yönetim Kurulu üyeliğini yapan ve halen Basın-Sen üyesi olan TAK Müdürü Hüseyin Yalyalı’nın görüşmelerinde önceliği Basın-Sen’e vermesi ve Kamu-İş’i devre dışı bırakmaya çalışmasının düşündürücü” olduğunu savunarak, bu şekildeki davranışların, TAK’ta yaşanan sorunları çözmek yerine daha da derinleştireceği uyarısında bulundu.

Kamu-İş’ten yapılan yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanı Kutlay Erk’in, dün TAK’ta yaşanan sıkıntılarla ilgili yaptığı açıklama değerlendirildi.

Kamu-İş, bakan Erk’in dün TAK Yönetim Kurulu üyeleri ve Basın-Sen ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklama ve değerlendirmeleri bugün basından öğrendiğini belirterek, Erk’ten, söz konusu açıklamayı, bildirisinde de yer verdiği gibi Kamu-İş ile yarın yapacağı görüşmenin ardından yapmasını beklediklerini, bu yüzden bugün basında çıkan söz konusu açıklamayı hayretle karşıladıklarını ve doğru bulmadıklarını kaydetti.  

Yaptığı açıklamada, TAK’ta yaşanan sıkıntı ve sorunları sadece “ek mesai sıkıntısı” olarak niteleyen Erk’in açıklamasına, TAK Yönetim Kurulu ile yaptığı toplantıda, Kamu-İş temsilcisi tarafından kendisine aktarılan sorunlara yer vermemesinin “düşündürücü” olduğunu ifade eden sendika, Erk’ten, “TAK’ta uygulanmaya çalışılan yeni sistemin TAK Yasası’nın öngördüğü hiyerarşiyi bozacağı, 5 editörün habere çıkmaması durumunda geriye kalan personele ek iş yükü yükleneceği, çalışma barışının bozulacağı, 9 yöneticinin bulunacağı ajansta 12 muhabirin görev  yapacağı, nerdeyse bir muhabire bir yönetici düşeceği ve huzursuzluk ile benzeri sorunların tavan yapacağı” uyarılarını dikkate almasını istedi.

Kamu-İş, TAK Müdürü’nün, yıllarca TAK’ta temsilciliğini yürüttüğü, “çatısı altında Yönetim Kurulu üyeliği yaptığı ve halen üyesi olduğu Basın-Sen ile çalışana karşı işbirliğinde çalıştığını ve Kamu-İş’i devre dışı bırakmaya çalıştığını” da savundu.

Erk’e, çalışanların ek mesai kazançlarını liste halinde sunan ve TAK’ta yaşanan sıkıntıları sadece “ek mesai kaybetmemek için uğraşan insanların yarattığı sorunlar” gibi inandıran TAK Müdürü’nü eleştiren Kamu-İş, sorunlara bakış açısını değiştirmenin ve yanlış yöne döndürmeye çalışmanın TAK’ta yaşanan sorunları çözmek yerine daha da derinleştireceği, kurumu iş yapmaz duruma getireceği konusunda hem hükümeti hem de bakanlığı uyardı.

TAK Müdürü’nün her zaman “bu yasayı ben yaptım, her maddesini çok iyi bilirim, bu yasayı tamamen uygulayacağım” sözlerini kullandığını savunan Kamu-İş, sendika olarak TAK Yasası’nda belirtildiği üzere “TAK’ta en fazla üyeye sahip sendika yetkili sendikadır” maddesi kapsamında sahip olduğu 24 üye ile TAK’ta yetkili sendika olarak görevini yürüttüğünü ve çalışanların haklarını sonuna kadar koruyacağını kaydetti.

Kamu-İş bünyesinde, yasanın öngördüğü şekilde Yönetim Kurulu tarafından görevlendirilen 1 müdür muavini, 3 amirin yanı sıra 1 editör, 7 iç ve dış haber redaktör muhabiri, 1 idari işler personeli, 4 katip, 2 Rumca redaktör muhabir, 5 de odacı ve işçi statüsünde personel bulundurduğunu ifade eden Kamu-İş, TAK’ta Basın-Sen’e üye olan veya sendikasız bulunan tüm personelin mesai mevhumu dinlemeden ve özveriyle çalıştığını, “TAK’ta yaşanan sorunları müdürün yalan yanlış bilgilendirmeleriyle sadece ‘ek mesai’ olarak göstermenin kimseye yarar sağlamayacağını” vurguladı.

Ek mesai sorununun vardiya ile çözülebileceğinden bahsedildiğini ancak ajansta vardiyanın döndürüleceği personel sayısının bulunmadığı işaret eden Kamu-İş, vardiya sistemine geçilmesi durumunda, vardiya tahsisatıyla birlikte ek mesai ödeneğinin verilmesinin de gündeme geleceğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

TAK Yönetim Kurulu’nda Kamu-İş’in temsiliyeti konusunda dayanaksız iddialarda bulunduğunu iddia ettiği TAK Müdürü’nün aksine TAK Yasası’nın yetkili sendikayı açıkça belirlediğini kaydeden Kamu-İş, “yönetim kurulu temsiliyetinde herhangi bir yasa dışılık olmamasına rağmen müdürün, yetkili sendika Kamu-İş’i tanımamaya ve uyarılarını dikkate almamaya devam ettiğini, bu yöndeki fikirlerini de Dışişleri Bakanı Kutlay Erk’e inandırmaya çalıştığını” öne sürdü.

Kamu-İş, TAK’ta birçok kişiye ağır yükler öngören ve personelin çoğunluğunu huzursuz edecek uygulamaları, bakanın karşı duruşuna ve “benden habersiz TAK’ta yeni bir uygulama olmayacak” demesine rağmen yürürlüğe koymaya çalıştığını savunduğu TAK Müdürü’nün, tarafsız olması gerekirken, üyesi olduğu Basın-Sen ile birlikte hareket etmeye ve personeli huzursuz edecek uygulamalara devam ettiğini de iddia etti.

TAK Müdürü’nün, “bölge büroları güçlendirilecek, hatta Londra ve Brüksel’e de bürolar açmayı düşünüyoruz” sözlerini unuttuğunu, eksikliği bulunan Güzelyurt ve İskele’ye büro açacağına, yıllardır hizmet veren Girne ve Gazimağusa bürolarını “iş yapmazlar” iddiasıyla kapatma ve orada çalışan muhabirleri Lefkoşa Merkeze getirme çalışması başlattığını savunan Kamu-İş, şöyle devam etti:

“Kamu-İş olarak hükümet, Dışişleri Bakanlığı ve TAK Müdürü’nü bir kez daha uyarıyoruz. TAK’ta, yetkili sendika Kamu-İş ile diyalog kapılarını kapattığınız ve uyarılarını dikkate almadığınız sürece sorunlar çözülmeyecek aksine derinleşecektir. Üyeler ve çalışanlar yeni uygulamalardan rahatsızdır. Karşı olduğumuz ve görüşlerimizin dikkate alınmadığı uygulamaların sürdürülmesi durumunda süresiz grev dahil tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.”

Bu arada Kamu-İş, basın açıklamasını, yarın, Dışişleri Bakanı ile yapacağı görüşmenin ardından çıkacak sonuca göre yapmayı planladığını, ancak bakanın Kamu-İş ile yapacağı görüşmeyi beklemeden açıklama yapması üzerine kamuoyunu sorunlarla ilgili bilgilendirmenin elzem olduğunu düşündüğünü belirtti.

(AK/HÖ)