Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, ev içi şiddetle ilgili gerçekleştirdikleri anketin sonuçlarını hatırlatarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine işaret etti.
KAYAD, Kıbrıs Türk Barolar Birliği ile yürüttüğü “Şiddete Karşı Diren Projesi”nin kapanışını basın toplantısıyla gerçekleştirdi.

Basın toplantısında Avrupa Komisyonu Görev Yöneticisi Charlotte Goyon, KAYAD Başkanı Meral Akıncı, Şiddete Karşı Diren Projesi’nin Koordinatörü Mine Atlı ve diğer dernek yetkilileri hazır bulundu.

Basın toplantısında proje süresi boyunca gerçekleştirilen çalışmalar anlatıldı.

AKINCI: “KAYAD 20 YILI AŞKIN SÜREDİR KADIN ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜYOR”

KAYAD Başkanı Meral Akıncı etkinlikte yaptığı konuşmada KAYAD’ın 20 yılı aşkın süredir kadın çalışmaları yürüttüğüne işaret etti.

“Yirmi yılı aşkın bir süredir en tabu konuları ele alıp toplumda dönüşüm sağlayan projelere imza attık” diyen Akıncı, şöyle devam etti:

“Şiddete Karşı Diren Projesi de bu projelerden bir tanesiydi. Ülkemizde ev içi şiddeti bu boyutu ile ele alan ilk proje olarak edindiğimiz deneyimler ve tecrübelerle öncelikle biz kurum olarak güçlendik, sonra da bu gücümüzü ülkemizin değerli kurumlarıyla paylaştık.”

Şiddet konusunda yaptıkları anketlerin sonuçlarının ülkede büyük yankı uyandırdığını dile getiren Akıncı, ortaya çıkan tablonun sorunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ürünü olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti.

3 yıllık projenin sonuna gelindiğini ifade eden Akıncı, şunları kaydetti:

“Uyguladığımız proje sürecinde bir yerel yönetim, hem Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimi hem de sığınma evi hizmeti veren Kadın Dayanışma Evi kurmuştur.

1/1998 Aile Yasası’nın koruma emri maddesi, kısa adıyla İstanbul Protokolü olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddettin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile uyum sağlayan şekilde yeniden düzenlenmiştir. Mahkemeler artık bu yönde yapılan tüm başvuruların kaydını tutmaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele için ilk çalıştayını gerçekleştirerek ilk kez ev içi şiddet mağdurları için adli yardımın bütçeye konduğunu, ülkenin ilk Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nı açıkladı.”

Avrupa Birliği, Vodafone ve Barolar Birliği başta olmak üzere projeye destek verenlere teşekkür eden Akıncı, Aile İçi Şiddet Yasası için çalışmalara devam edeceklerini kaydetti.

GOYON: “HER ÜÇ KADINDAN BİRİ ŞİDDET GÖRÜYOR”

Avrupa Komisyonu Görev Yöneticisi Charlotte Goyon da etkinlikte yaptığı konuşmada, Şiddete Karşı Diren Projesi’nin önemine işaret etti.

“Bu proje altında yakın zamanda gerçekleştirilen bir anket, Kıbrıs’ın Kuzeyinde her üç kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığını tespit etti. Bu durum Avrupa Birliği’nin geneliyle de benzerlik göstermektedir: 15 yaşından büyük her üç kadından biri şiddetin bir türünü deneyimlemiştir.” diyen Goyon, bu durumun önüne geçmek için güç birliği yapmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Projenin şiddete karşı farkındalık adına önemli çalışmalar ortaya koyduğunu dile getiren Goyon, proje ekibini ve katkı koyanları kutladı.

ATLI: “742 KİŞİYE DOĞRUDAN EĞİTİM VERİLDİ”

Şiddete Karşı Diren Projesi’nin Koordinatörü Mine Atlı, toplam 742 kişiye doğrudan eğitim verilen proje kapsamında ilk etapta bin kişilik bir örneklemle anket düzenlediklerini belirtti.

Atlı proje kapsamında 145 polis memuru, 15 sağlık görevlisi, 89 avukat, 17 sosyal hizmetler görevlisi, 20 basın mensubu ve 48 eğitim görevlisine ev içi şiddetle mücadele ve yargısız yaklaşım konulu eğitimler verildiğini kaydetti.

Ev içi şiddet eğitim müfredatı ve kılavuzları hazırladıklarını aktaran Atlı, şöyle devam etti:

“Proje kapsamında lobi aracı oluşsun diye 15 kadına adli yardım vermeyi taahhüt etsek de, 100 kadına adli yardım sağlayıp, talep devam etse de dur demek zorunda kaldık.”

16 kadına mahkeme süreçleri boyunca psikolojik danışmanlık sunduklarını kaydeden Atlı, değişik meslek örgütlerinden kişilerin yurt dışında ev içi şiddet eğitimine katılmasını sağladıklarını söyledi.

Proje kapsamında gerçekleştirilen diğer çalışmalardan da bahseden Atlı, projede yer alan herkese teşekkür etti.

Atlı şöyle devam etti:

“En büyük teşekkürüm ise henüz 17 yaşındayken beni sivil toplumun gücüne ikna edip inandıran, tüm bu çalışmaların var olmasını sağlayan KAYAD’ı zor şartlarda, tüm eleştiriler ve saldırılara rağmen kuran ve bu günlere getiren dernek Başkanımız Meral Akıncı’ya, yönetim kuruluna ve üyelerimizedir. Tek bir proje kapsamında toplamda 742 kişiye doğrudan eğitim verme fırsatı buluyorsak, onların yarattığı KAYAD’a olan güvendendir.”

Atlı’nın konuşması sırasında duygusal anlar yaşandı.

Konuşmaların ardından proje kapsamında hazırlanan kamu spotu gösterildi. Daha sonra basından gelen soruları yanıtlayan Proje Koordinatörü Mine Atlı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen panik butonu uygulamasını değerlendirdi.

Panik butonu uygulamasını prematüre bulduğunu kaydeden Atlı, çok iyi bir düşünce ve bir ihtiyaç olsa da panik butonuna bastıktan sonra ulaşılan 183 hattına bir kişinin gönüllü hizmetlerle baktığına işaret etti.

Bu hattın güçlenmesi ve bu amaçla bir ekip oluşturulması gerektiğini dile getiren Atlı, polisin de bu yöndeki kapasitesinin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu anlattı.

Atlı açıklanan Ulusal Eylem Planı ve adli yardımın bütçeye konmasını da çok önemli gelişmeler olarak değerlendirdi.